T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

  1. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1002 - 2024/561

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1002

KARAR NO : 2024/561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 22/12/2021

NUMARASI : 2020/551 Esas 2021/809 Karar

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/04/2024

GEREKÇELİ KARAR

YAZILMA TARİHİ : 10/05/2024

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

Davacı vekili, 11.03.2015 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı ...’ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla davacının sevk ve idaresindeki bisiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalıya 19.08.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nın 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 1.000 TL geçici işgöremezlik tazminatı 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 2.100 TL maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 19.11.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatını 91.393,80 TL’ye, bakıcı giderini 7.641 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığını, kazaya karışan ... plakalı aracın 31.07.2014 -31.07.2015 tarihleri arasında 268.000 TL limitle davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı olup sorumlulukları gerçek zarar sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan kusur ve maluliyet yönünden Adli Tıp Kurumundan zarar yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, geçici işgörmezlik tazminatı ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, davacıda kask bulunmadığından belirlenecek tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2015/8667 soruşturma dosyasında aldırılan 25.04.2019 tarihli trafik bilirkişi raporunda; ... plakalı araç sürücüsü ...'ın 2918 sayılı KTK 51 ve 84/d maddelerini ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, mağdur...'in kusurunun bulunmadığının belirlendiği, davalı vekilince beyan dilekçesi ekinde sunulan 03.07.2019 tarihli kusur raporuna göre de; ... plakalı araç sürücüsü ...'ın KTK'nın 84/d maddesinde belirtilen arkadan çarpma kural ihlali ile 52/b maddesinde belirtilen sürücüler hızlarının görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar hükmü ile 52/c mad. sürücüler diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirtilen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak zorundadırlar hükümlerini ihlal ettiğinden dolayı %100 oranında asli kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü...'in kazanın oluşmasında etken kural ihlali yapmadığından kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, davacının maluliyet oranının tespiti amacı ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 24.02.2021 tarihli ATK raporunda, 04.01.1999 doğumlu...'in Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak yapılan değerlendirmede; kişinin sürekli özür oranın %3,8, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olacağı ve 6 aya kadar bakıcıya muhtaç kalacağı, 22.04.2021 tarihli raporda ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirildiğinde; kişinin sürekli özür oranın %3,8, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olacağı ve 6 aya kadar bakıcıya muhtaç kalacağı, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde değerlendirildiğinde ise kişinin sürekli özür oranın %5, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olacağı ve 6 aya kadar bakıcıya muhtaç kalacağının tespit edildiği, aktüer bilirkişi tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde edinilen maluliyet oranı dikkate alınarak hazırlanan 04.11.2021 tarihli raporda; sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranı ile davacı...'in %5 özür oranına istinaden 91.393,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 6 ay bakıcı ihtiyacına istinaden 7.641,00 TL bakıcı ücreti talep edebileceği, kaza tarihinde 16 yaşında olan davacının geçici işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceğinin açıklandığı, anılan rapor denetime uygun olduğundan hükme esas alındığı, 11.03.2015 tarihinde, davalı nezdinde trafik sigortalı olan ... idaresindeki ... plakalı aracın, bisikletli davacı...'e arkadan çarptığı, meydana gelen kazada davacının kusursuz, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün ise %100 oranında kusurlu olduğunun maddi vakıa olarak kabul edildiği, davacının olay tarihinde 18 yaşından küçük olması ve gelir getiren bir işte çalışmaması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne, 91.393,80 TL daimi işgöremezlik tazminatı ve 7.641,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 99.034,80 TL tazminatın 02.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçici işgöremezlik tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespiti yapılması gerektiği gözetildiğinde doğru raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde hazırlanan rapor olması gerektiğini belirtmiş ise de kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmeliğin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği olduğunu (emsal T. C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2021/3443 K. 2021/5006 ilamı) dolasıyla hükme esas alınan yönetmeliğinin yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu maluliyet raporlarının çelişkili olduğunu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan maluliyet raporu alınması gerektiğini, kusur incelemesi yapılmadığından eksik yargılama gerçekleştirildiğini, dava dosyasında herhangi bir kusur raporu olmamasına rağmen, %100 kusur üzerinden hesaplama yapmasının kabul edilemeyeceğini, öncelikle kusur durumunun belirlenmesi veya kusur bilirkişisinin de bulunduğu heyete gönderilerek rapor alınması gerekirken kusur durumu belirlenmeden karar verilmesinin eksik incelemeye sebebiyet verdiğini, zararın oluşumunda davacının kask ve korumalık takmamasının etki etmediği varsayımı ile %100 kusur üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, %50’den aşağı olmamak üzere müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, sigortalı aracın poliçesi 31.07.2014 tarihinde tanzim edilmiş olup 01.06.2015 tarihinde düzenlenen genel şartlar uyarınca, genel şartlardan önce tanzim edilen poliçeler nedeniyle yapılacak tazminat hesaplamalarında PMF yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, söz konusu hükümler genel şartlar uyarınca kanun hükmünde sayılıp Anayasa Mahkemesi kararının bu konuya etkisi bulunmadığını, TRH tablosu uyarınca yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi gereği uygulamayacağını, davayı kabul etmemekle beraber; hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini, sigorta şirketine sigortalı ... plakalı aracın ... isimli şahıs adına kayıtlı olup ticari kullanıma ait olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE

HMK’nun 355 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.

Davacı vekili, 11.03.2015 tarihinde, davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki bisikletin karıştığı kazada davacının yaralandığını belirterek sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı ile bakıcı giderinin davalıdan tahsilini talep etmiş; mahkemece davacının kusursuz, davalı sigortalı araç sürüsünün asli ve tam kusurlu, davacının %5 maluliyet 9 ay iyileşme süresi 6 ay bakıcı gideri karşılığı davacının 18 yaşından küçük olması nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 91.393,80 TL daimi işgöremezlik tazminatı ve 7.641,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 99.034,80 TL tazminatın 02.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geçici işgöremezlik tazminatı isteminin reddine dair dair verilen karara karşı davalı vekili, kusur, müterafik kusur, maluliyet raporu, hesaplama yöntemi, faiz türüne yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.

  1. Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 15.05.2015 tarih 2015/8667 E. 2015/9624 K. sayılı takipsizlik kararına esas alınan 25.04.2019 tarihli bilirkişi mütalaasında sigortalı araç sürüsü ...’ın arkadan çarpma nedeniyle asli kusurlu, bisiklet sürücüsü İbrahim’in kusursuz olduğu, davacı tarafından davalı şirkete başvuru üzerine davalı tarafından sigorta eksperinden alınan 03.07.2019 tarihli raporda aynı gerekçelerle sigortalı araç sürüsü ...’ın arkadan çarpma nedeniyle asli kusurlu, bisiklet sürücüsü İbrahim’in kusursuz olduğu belirlenmiş mahkemece kusur raporu alınmadan sigortalı araç sürüsünün asli ve tam kusurlu davacının kusursuz olduğu kabul edilmiş ise de davalı vekili gerek savcılık aşamasında alınan gerekse sigorta eksperi tarafından düzenlenen kusur raporuna itiraz ettiğinden mahkemece hazırlık dosyası da istenerek davalının itirazlarının da değerlendirilmesi amacıyla makine mühendisi bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık kusur raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

  2. Davalı vekili maluliyet raporuna itiraz etmiştir. Davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle maluliyetinin tespiti için alınan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 24.02.2021 tarihli raporda davacı...'in Eskişehir Devlet Hastanesi'ne ait 11.03.2015 tarihli 46134 numaralı genel adli muayene raporu fotokopisi incelendiğinde şahsın yapılan muayenesinde şuur bulanıklığı olduğu, çekilen grafide vertekste (okunamadı) mevcut olduğu, beyin cerrahi servisine yatışının yapıldığı, sahıs adına düzenlenmiş Eskişehir Devlet Hastanesi'ne ait 11.03.2015 yatış ve 16.03.2015 çıkış tarihli epikriz raporu incelendiğinde, servise yatırılarak antibiotik, antiödem ve antiepileptik tedavi başlandığı, posttravmatik amnezi olduğu, sol parietal subdural hematom, travmatik kontüze alanlar olduğu, pnömosefali olduğu, 11.03.2015 tarihli kranial Bt raporunda frontal bölgede kemik yapıda kırık ile uyumlu düzensizlik olduğu, subdural hematom ile uyumlu görünüm olduğu, sol frontal lobta verteks kesitinde kontüzyon, sağda temporal lob ön kesiminde kontüzyonu düşündüren hipodens görünüm olduğunun kayıtlı olduğu, şahsın 22.02.2021 tarihinde ESOGÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında yapılan muayenesinde: olay günü bisikletle kaza geçirdiğini, olayı hatırlamadığını, olaydan sonra 5 gün beyin cerrahi servisinde yatırıldığını, şu an unutkanlık problemi olduğunu ifade ettiği, 04.01.1999 doğumlu...'in 11.03.20215 tarihinde meydana gelen trafik kazasındaki yaralanmasına ilişkin maluliyet durumu ile ilgili olarak Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanılarak değerlendirildiğinde: beyin kanamasına sebep olmuş kafa kemik kırığı (subdural hematom, pnömosefali, kontüze alanlar) arızası ile ilgili olarak: A cetvelinde 1. Liste Baş Arızaları, Arıza sıra no:12 Kafa travmaları (komosyo, kontüzyo serebri), kafa kemikleri fissuru, çökme kırığı sonucu oluşan psişik bozukluklar (vertigo, amnezi, semptomatik epilepsi vb)/ a. Hafif, Arıza ağırlık ölçüsü:30, B cetveline göre meslek grup no 1 (Düz işçi), C cetveline göre sürekli iş göremezlik simgesi:A, D cetveline göre sigortalının meslekte kazanma gücünde azalma oranı:34 olacağı, takdiren 1/6'sı alındığında 5.6 olacağı, E cetvelinde kaza tarihindeki 16 yaşa göre düzeltildiğinde kişinin sürekli özür oranının %3.8 olduğu, 9 ayda iyileşeceği, 6 ay bakıcı ihtiyacı olacağı, aynı kurumun 22.04.2021 tarihli raporunda ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirildiğinde; kişinin sürekli özür oranın %3,8, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olacağı ve 6 aya kadar bakıcıya muhtaç kalacağı, aynı raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde değerlendirildiğinde ise kişinin sürekli özür oranın %5, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olacağı ve 6 aya kadar bakıcıya muhtaç kalacağı tespit edilmiş, mahkemece davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %5 maluliyet oranına esas alınarak yapılan hesaplama ile belirlenen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Yargıtay uygulamalarına göre yaralanmaya bağlı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemlerinde; tazminatın tespiti için maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Mahkemece Yargıtay uygulamalarına göre olay tarihi olan 11.03.2015 tarihinde uygulanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince belirlenen maluliyet oranına göre hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken olay tarihinde uygulanmayan yönetmelik hükümlerine göre belirlenen maluliyet oranının esas alınması doğru görülmemiştir.

  1. Davalı vekili, kaza sırasında davacının kask ve koruyucu kıyafet kullanmadığını dolasıyla müterafik kusurlu olduğunu ileri sürmüş, mahkemece davalı sigortalı araç sürüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu davacının kusursuz olduğu, kusur raporlarında davacıya kask kullanmaması nedeniyle kusur verilmediği gerekçesi ile davalının müterafik kusur itirazı kabul edilmemiştir.

6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile; Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.

Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasası'nın 52. maddesinde öngörülen sebepler ise daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.

Somut olayda bisiklet sürücüsü davacının meydana gelen kaza sonucu frontal bölgesindeki kemik yapıda kırık, subdural hematom (kafa kemik kırığı ve beyin kanaması ) geçirdiği anlaşıldığından mahkemece davalının müterafik kusura ilişkin itirazları da bulunmakla bu yönde değerlendirilme yapılarak bisiklet sürücüsü davacının kask, başlık, koruyucu kıyafet kullanma zorunluluğu bulunup bulunmadığı, zorunluluk olması halinde yaralanması ile kask, başlık, koruyucu kıyafet kullanmaması arasındaki illiyet bağı olup olmadığı, zararın bu nedenle artıp artmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereği kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

  1. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK'nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına

  1. Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,

  2. İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

  3. Davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde kendisine iadesine,

  4. Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

  • Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.