T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2021/952 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2024/244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : Dr.... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2018
ESAS-KARAR NO : 2012/433 E 2018/896 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/03/2024
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2024
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... markası ile salça üretip piyasaya sunduğunu, 2012 yılı için salça üretiminde kullanılmak üzere kaptan kapya türü biber ekimini planladığını ve bu amaçla 450 dönümlük tarlayı bu iş için kullanıma hazır hale getirdiğini, davalının ürettiği tohumları satan ... Gıda Ltd. Şti. ile temas kurarak kaptan kapya türü tohum satın aldığını, satıcı temsilcisinden tohumların fide haline getirilmesi, seraya ve sonrasında tarlaya dikimi aşamalarında yardım talep ettiğini, talebin olumlu karşılandığını, satın alınan tohumların anılan firma yetkilisinin denetiminde seraya döküldüğünü ve fide haline getirildiğini, yine firma yetkilisinin denetiminde planlanmış tarlalara dikildiğini, dikilen fideler ürün verdiğinde çok önemli kısmının (300 dönüm) salça üretiminde kullanılması olanaksız sivri ve dolmalık biber türü olduğunun görüldüğünü, durumun tohumu satan firma ve üretici firma olarak davalı şirkete iletilerek durum tespiti ve zararın giderilmesinin istendiğini, davalı temsilcisi tarafından durumun tespit edilerek kayıt altına alındığını ancak zararın giderilmediğini, 13/08/2012 tarihinde davalıya ihtar keşide edilerek zararların tazmini ile tarlada bulunan ve müvekkili tarafından değerlendirilmesi olanaksız ürünlerin toplanarak kıymetlendirilmesinin talep edildiğini, davalının dava açılıncaya kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını belirterek tespit ve tedbir istemi ile birlikte 200.000,00 TL manevi, 60.000,00 TL (müspet ve menfi )maddi olmak üzere toplam 260.000,00 TL'nin ihtarnamenin davalıya tebliğini izleyen 5 günün sonundan itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/04/2013 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebinin 1.000,00 TL'lik kısmının menfi zarara, 59.000,00 TL'lik kısmının ise müspet zarara ilişkin olduğunu açıklamış, yargılama sırasında 14/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair hakları saklı tutulmak üzere müspet zarar talebini 205.195,30 TL'ye yükseltmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tohumları dava dışı ... Gıda Temz. Nakliye İnş. Mad. Tur. San. Ltd.Şti.'nden satın aldığını, müvekkili şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından üretilerek dava dışı ... Gıda Temz. Nakliye İnş. Mad. Tur. San. Ltd.Şti.'ne satılan tohumlara ait faturanın 10/03/2012 tarihli olduğunu, aradan 3 ay geçtikten sonra davacı ile ilgili şirket arasında satım işlemlerinin gerçekleştiğini, davacının diktiği tohumların müvekkilinin sattığı tohumlar olup olmadığının belli olmadığını, 20/07/2012 tarihinde müvekkili firma temsilcisinin yaptığı tarla kontrollerinde bir tarlada sorun olmamasına rağmen diğer tarlada karışıklık göründüğünü, sorunun müvekkiline ait üründen kaynaklanmış olsaydı aynı yıl aynı arazide üretilen aynı parti tüm tohumların karışık olması gerektiğini, tohumların müvekkili şirketten alınan tohumlar olduğunun kabulü halinde davacının tohumları dava dışı şirketten fatura tarihine göre 07/06/2012 tarihinde satın alındığını, bu tarihten sonra tohumların seralara daha sonra da planlanan tarlalara dikildiğini, davacının dosyaya sunduğu şikayet takip formunun 20/07/2012 tarihli olduğunu, aradan geçen 43 günlük sürenin tohumların önce seralara ekimi daha sonra fidelerin seralardan alınıp tarlalara ekimi için geçen süreler çıkarıldığında kalan sürede bu tohumların meyve vermesinin mümkün olmadığını, davacının kaptan kapya biber tohumlarının ekimi için tarlaların 150 dönümlük kısmının kendisine kalan kısmının köylüler ile yapılan kira anlaşması ile temin edildiğini belirttiğini, dosyaya sadece iki adet tarihsiz kira sözleşmesi sunulduğunu, bu sözleşmelerin toplam 150 dönümlük tarlalar için yapıldığını, çiftçilere ait tapu kayıtlarının sunulmadığını, bu konudaki beyanlarını saklı tuttuklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, 5553 sayılı Tohumculuk Kanunun 11.maddesi uyarınca üreticinin kusurlu tohumlardan sorumlu olması nedeniyle davalının husumet itirazının reddi ile, davacının ayıplı ürün satışından kaynaklanan müspet ve menfi olmak üzere maddi tazminat ile manevi zararın tahsilini talep ettiği, davacı dilekçesi ve ihtarname içeriği dikkate alındığında talebin müspet zarara ilişkin olduğu, sözleşme ilişkisini ayakta tutulduğu, herhangi bir sözleşme feshinin söz konusu olmadığı, menfi zararların sözleşmenin feshine müteakip talep edilebileceği, bu nedenle menfi zarara ilişkin isteminin reddi gerektiği, müsbet zarar yönünden, davacının davalı şirketin ürettiği kapya cinsi biber tohumu almak istediği ve bu ürünlerden 500 gram olan 40 koliyi dava dışı ... Gıda Ltd. Şti'nden satın aldığı, söz konusu tohumları öncelikle fide olması için serada dikimini yaptığı, daha sonra fidelerin tarlalara dikildiği, sera ve tarlaya dikimin davalı şirket çalışanlarının da denetiminde yapıldığı, tarlalara dikilen fideler ürün verdiğinde ürünlerin bir kısmının sivri ve dolmalık biber olduğunun kapya cinsi biber olmadığının anlaşıldığı, bu durumun davalı şirket kaşesi altında imzalanan 20/07/2012 tarihli şikayet takip formu başlıklı belgeden de anlaşıldığı, yeterli ve geçerli görülen 4. bilirkişi kurulu raporuna göre yetişen ürünlerin %41,6'sının kapya cinsi, %58,4'ünün ise dolmalık ve sivri biber cinsi olduğu ve bu nedenle davacı şirketin 205.195,30 TL müsbet zararının bulunduğu, manevi tazminat talebi yönünden, davaya konu ayıplı tohumlar nedeniyle davacının ne şekilde ticari itibarının sarsıldığı, kişilik haklarının saldırı ve zarara uğradığını dosyadaki delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 205.195,30 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin ürüne dönmüş bitkilerin hiçbirini ekonomik olmaması nedeniyle toplamadığını, bu yolla kazanç elde etmediğini, zararın azalmasını sağlamadığını, davalıyı ürünleri toplamaya davet ettiğini, davalının ürünleri toplamadığını, davalının zararın artmasına neden olduğunu, raporda sanki ürünlerin müvekkili tarafından toplanmış gibi değerlendirme ve hesaplama yapıldığını, müvekkilinin süreç nedeniyle salça üretemediği için müşteri ve itibar kaybettiğini, manevi zarara uğradığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının 450 dönümlük araziye ekim yaptığını ve bu arazilerin 150 dönümlük kısmının kendisine ait olduğunu, kalan 300 dönümlük kısmının çiftçilerle yapılan kira sözleşmeleri gereğince kullanıldığını beyan ederek dosyaya sadece ... (50 dönümlük) ve ... (100 dönümlük) çiftçilere ait sözleşmeleri ibraz ettiğini, tüm bilirkişi raporlarına dayanak ilk olarak alınan 17/09/2012 tarihli raporda dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar üzerinde değil başkaca kişilere ait alakasız taşınmazlar üzerinde keşif yapıldığını, 210 dönüm ekili alanda inceleme yapıldığını, keşif yapılan taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları celp edildiğinde ... ve ...'a ait taşınmazlarda keşif yapılmadığının ve şirket yetkilisine ait taşınmazın toplam 17,450 m² olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, keşif yapılan taşınmazlara ilişkin kira sözleşmesinin ibraz edilemediğini, Tarım İl ve İlçe Müdürlüğünden gelen çiftçi kayıt sistemine kayıtlı bulunan taşınmazlara ilişkin yazı cevaplarında taşınmazların tamamında kaptan kapya biber ekimi yapıldığına dair kayda rastlanmayarak bu taşınmazlara tamamen farklı ürünlerin ekimi yapıldığı ve bu taşınmaz sahiplerinin ekmeyi taahhüt ettikleri ürünleri için destekleme yapıldığının tespit edildiğini, davacı şirket ve şirket yetkilisine adına kayıtlı taşınmazlara ilişkin kapya biber dikimine ilişkin çiftçi kayıt sisteminde herhangi bir kayda rastlanmadığını, sadece davacı şirket yetkilisine ait 17.450 m² taşınmazda ekilen tohumlara ilişkin hesaplama yapan 19/10/2015 tarihli raporun hükme esas alınmadığını, davacının davasını ispat edemediğini, keşif yapılan arazilere müvekkili tarafından üretilen tohumların ekilip ekilmediğinin de ispat edilemediğini, tohumlara ilişkin sunulan faturanın 07/06/2012 tarihli olduğunu, tohumların alındığı tarih ile şikayet takip formunun tarihi olan 20/07/2012 tarihi arasındaki 43 günlük sürede tohumların fideye dönüştürülerek ekimi yapılıp ürün vermesinin mümkün olmadığını, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının satın aldığı ayıplı tohumların davalı tarafından üretilip üretilmediği, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı ve manevi tazminat için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesine göre, davalı şirketin 10/03/2012 tarihli fatura ile kaptan kapya türü tohumları dava dışı ... Gıda Temz. Nakliye İnş. Mad. Tur. San. Ltd.Şti.'ne sattığı, bu şirketin 07/06/2012 tarihli fatura ile ürünleri davacı şirkete sattığı, davacının 20/07/2012 tarihli şikayet takip formu ile tohumların çimlendirildikten sonra %5-10 arası kaptan kapya biber, %80-90 sivri biber, %5 dolmalık biber elde edildiğinin davalı şirkete bildirdiği ve 13/08/2012 tarihli ihtarname ile zararını davalı şirketten talep ettiği, zararın giderilmemesi üzerine maddi ve manevi tazminat istemli işbu davayı açtığı, mahkemece davanın açılması ile birlikte keşif yapılarak rapor alınması bakımından ilgili yer mahkemesine talimat yazıldığı, 17/09/2012 tarihli bilirkişi heyet raporunda biber ürününün ekili dikili olduğu toplam alanın 210,392 dekar olduğu, dava konusu parsellerde yetişen biberlerin karışık olarak yetiştirildiği, parseller üzerinde yetiştirilen biberlerin kapya (salçalık) biber, dolmalık biber ve çok az miktarda sivri biber olmak üzere parseller üzerinde karışık olarak bulunduğu, yetiştirilen biberlerin %41,6'sinin kapya, %58,4'ünün dolmalık ve sivri biber olduğu, alınan tohumların kapya biber olarak alındığından dolmalık ve sivri biber kadarlık kısmının ayıplı olduğu, 210,392 dekar alanda yetiştirilen ürünlerden davacı tarafın elde edebileceği ürün miktarının 631.176 kg'sının kapya biberi, elde edemediği ürün miktarının 393.644,82 kg kapya biberi, parsellerdeki mevcut ürün miktarının 237.531,18 kg kapya biberi olduğu, davacının tarladaki mevcut kapya biberleri hasat ettiği takdirde mahrum kalınan gelirin 524.859,76 TL olduğu, yetişen biber ürününün 237.531,18 kg kadarının salça yapımına uygun olup mevcut bu ürünlerden 52.784,70 TL kg miktar salça alınabileceği, hasada kadar yapılan tüm masrafların 97.832,28 TL olduğu hususlarının bildirildiği, tarafların rapora itirazı üzerine alınan 18/12/2013 tarihli ek raporda özetle; keşif günü itibarı ile yetiştirilen biberlerin %41,6'sının kapya biberi olarak tespit edildiğinden bu oranda faturadaki tohumlar ile tarladaki ürünün uyumlu olduğu, geriye kalan oranın ise fatura ile uyumlu olmadığı, davacının kapya biberlerinin dışındaki biberler yeşil olarak hasat edip taze olarak tüketime sunulsaydı elde edilebilecek gelirin 235.908,342 TL olduğu, davacının salça yapım masrafları düşüldükten sonra mahrum kaldığı net karın 174.078,4937 TL olduğunun bildirildiği, itiraz üzerine yeni heyetten alınan 19/10/2018 tarihli raporda özetle; davacının gösterdiği ve toplamı 210.392 m² olan arazi üzerinde tespit yapıldığı, bu arazilerde ekili olan biberlerin önemli bir kısmının dolmalık ve sivri biber cinsi olduğu, tablo 2'nin ilk üç sırasında belirtilen arazilerin dava konusu edilen ürünlerin ekili oldukları dönemde davacı şirketin ortağı ve müdürü olduğu anlaşılan ...'e ait olduğu, bu nedenle toplam yüzölçümü 17.450 m² olan bu arazilere ekilen tohumun bir kısmının dolmalık ve sivri cinsi biber çıkması nedeniyle oluşan davacı zararının davalı şirket tarafından karşılanması gerektiği, davacının zararının araziden elde edilemeyen salçalık biberin parasal değerinin 16.106,35 TL, araziden elde edilemeyen salçalık biberin salçaya dönüştürülmüş haldeki parasal değerinin ise 22.714,00 TL olduğunun bildirildiği, iki rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle dosyanın yeni heyete tevdi edildiği, 30/05/12016 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacının gösterdiği ve toplamı 210.392 m² olan arazi üzerinde tespit yapıldığı, bu arazilerde ekili olan biberlerin önemli bir kısmının dolmalık ve sivri biber cinsi olduğu, tablo 2'nin ilk üç sırasında belirtilen arazilerin dava konusu edilen ürünlerin ekili oldukları dönemde davacı şirketin ortağı ve müdürü olduğu anlaşılan ...'e ait olduğu, bu nedenle toplam yüz ölçümü 17.450 m² olan bu arazilere ekilen tohumun bir kısmının, dolmalık ve sivri cinsi biber çıkması nedeniyle oluşan davacı zararının davalı şirket tarafından karşılanması gerektiği, ...'e ait olduğu anlaşılan ve toplam yüzölçümü 17.450 m² olan arazilere ekilen tohumun bir kısmının dolmalık ve sivri cinsi biber çıkması nedeniyle oluşan davacı zararının ise araziden elde edilemeyen salçalık biberin parasal değeri şeklinde hesaplandığında 16.106,35 TL araziden elde edilemeyen salçalık biberin salçaya dönüştürülmüş haldeki parasal değeri şeklinde hesaplandığında ise 412,96TL olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporlarının hükme dayanak alınabilecek nitelikte olmadığı, birbirleriyle ve kendi içerisinde çelişkili bulunduğu gerekçesiyle mahkemece raporların geçersizliğine karar verilip yeni heyetten rapor alındığı, 07/06/2017 tarihli raporda özetle; keşif yapılmak suretiyle ilk raporda tespit edilen ekili biber tarlasındaki saptanan ve yüzde rakamlarla ifade edilen değerler esas alınmak suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının 205.195,30 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmış olup mahkemece ayrıca içinde satıcı şirket yetkilisinin de bulunduğu davacı tanıklarının dinlendiği, satıcı şirket yetkilisinin davalıdan satın aldığı tohumları davacıya sattığını beyan ettiği, mahkemece son alınan rapora göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle dava konusu kaptan kapya türü tohumların satıcı şirketin yetkilisinin beyanına göre davalıdan satın alınarak davacıya satılmasına, tohumların fidelendirme ve tarlaya ekim işleminden sonra kapya biber, sivri biber ve dolmalık biber şeklinde ürün vermesi nedeniyle ayıplı olmasına, davalı şirket tarafından imzalanan şikayet formu ile durumun davalıya bildirilmesi ve davalı tarafından yerinde tespit yapılmasına, keşif yapılmak suretiyle alınan raporda davacının satın aldığı tohumlar ile tarlalardaki ürünlerin uyumlu olduğunun tespit edilmesi nedeniyle tespit edilen ekili alan üzerindeki ürünlere göre hesaplama yapılmasının yerinde olmasına, davacının ürünleri toplamayarak zarara uğradığını ispat edememiş olmamasına, manevi tazminat yönünden koşulların oluşmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
-
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1. b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
-
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 368,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
-
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 14.016,89 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.505,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.511,89 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
-
İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
-
HMK'nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
-
Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 14/03/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."