T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/1229 Esas 2023/1268 Karar

T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1229

KARAR NO : 2023/1268

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

İNCELENEN DOSYANIN

MAHKEMESİ :ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 28/12/2020

NUMARASI : 2020/291 Esas 2020/839 Karar

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

DAVA TARİHİ : 02/07/2020

KARAR TARİHİ : 28/09/2023

GEREKÇELİ KARARIN

YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2023

Taraflar arasındaki tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ...’nın TEDAŞ bünyesindeki Muş İl Müessese Müdürlüğünde hizmet akdi ile işçi olarak çalışırken 12/11/2003 tarihinde iş kazası geçirdiğini, SGK tarafından kazazede davacıya bağlanan peşin sermaye değerli sürekli işgöremezlik gelirinin ödenmesi için Muş 1.Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2016/473E., 2017/699K. sayılı dosyasında SGK’nın müvekkili Şirket aleyhine açtığı davada SGK tarafından ödenen bedelin faizi ile birlikte müvekkili Şirket tarafından SGK’ye ödenmesine karar verildiğini, kesinleşen karar gereğince Muş İcra Müdürlüğü’nün 2019/1227E. sayılı takip dosyasına icraen 16.692,54-TL ödeme yaptıklarını, taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 m. gereğince dağıtım faaliyetinin TDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde yürütülen her türlü iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun TEDAŞ’a ait olacağının kararlaştırıldığını iddia ederek 16.692,54-TL alacağın 02/08/2019 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada kesin hüküm, derdestlik ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, elektrik dağıtım tesisinin davalı Şirkete devrine esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemleri kesinleştiğinden, davanın kabulü yönünde bir karar verildiği takdirde müvekkili tarafından tarafından mükerrer olarak ödeme yapılacağını, aynı gerekçe ile davanın reddine ilişkin olarak Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/1006E. sayılı dosyasında verilen kararın kesinleştiğini, rücu davasına dayanak Mahkeme kararında bahse konu alacak türünün TEDAŞ’a bırakılan alacaklardan olmadığını, aksi kabulde dahi müvekkili kurumun yalnızca Mahkeme kararında belirtilen alacak miktarından hukuken sorumlu tutulabileceğini, icra takip giderleri ile Mahkeme yargılama giderlerinden müvekkilinin hukuken sorumlu olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece; taraflar arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin (İHD) 7.4 ve 7.6 maddeleri ile rücuen alacak ödemesinin yapılmasına dayanak Muş 1.Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2016/473E., 2017/699K. sayılı dosyasında davanın TEDAŞ’a ihbar edildiği de dikkate alındığında dava konusu isteme dayanak iş kazasının taraflar arasındaki İHD’nin imzalandığı 07/04/2006 tarihinden önce 12/11/2003 tarihinde gerçekleşmesi sebebiyle dava konusu miktarın tamamını rücuen davalıdan talep edebileceği, her ne kadar temerrüt olgusu, dava konusu ödemenin gerçekleştiği tarihte gerçekleşmiş ise de HMK 26.m. gereğince talep ile bağlı kalınarak 02/08/2019 tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile, dava konusu 16.692,54-TL alacağın davalının temerrüt tarihi olan 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, işletme hakkı devir sözleşmesi hükümleri çerçevesinde rücuya esas davada işçinin 3. kişi olarak düşünülmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda davacının icra dosyasında fazla ya da hatalı bir ödeme yapıp yapmadığının değerlendirilmediğini, rapora itirazları incelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, özelleştirmeye ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmekle yükümlü olan TEDAŞ'ın 24/07/2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile birlikte yorumlanması gerektiğini, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerinin el değiştirmesinin söz konusu olduğunu, davacının dava dilekçesinde kabul ettiği üzere 2005 yılından itibaren bölgede dağıtım faaliyetine başladığından 24/07/2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçek dışı olduğunu, özelleştirme modeli gereği hisse devir aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı tarafından devre esas nizam düzenlendiğini, bu şekilde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, rücuya esas karar gereğince davacıya ödeme yapılmasının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, İHDS'nin 7. maddesi gereğince hisselerin el değiştirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, özelleştirmenin amacının hisse satışlarından kaynaklanan ihtilaflarda gözetilmesi gerektiğini, işletme hakkı devir sözleşmesinin ve hisse devir sözleşmesi ve ihale şartnamesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dayanak mahkeme ilamına konu davacı SGK tarafından ödeme yapılan işçinin İHDS'nin 7. Maddesi kapsamında 3. Kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türünün TEDAŞ'a bırakılan alacaklardan olmadığını, nitekim hisse satış sözleşmesini 6.3. Maddesinin de bu durumun kanıtı olduğunu, İşletme hakkı devir sözleşmesinin 7/2. Maddesi gereği ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, bu durumda müvekkili kurumun icra takibine ilişkin giderlerden vekalet ücretinden karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, ayrıca avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Dosya kapsamından; dayanak Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/473 Esas 2017/699 Karar sayılı dava dosyasında davacı...tarafından davalı ... aleyhine, davacı kurumun sigortalısı dava dışı ...'nın davalı işverene ait iş yerinde 12.11.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik geliri olarak sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan ödemelerin davalıdan rücuan tazmini istemiyle açılan davada mahkemece 31.10.2017 tarihli ve 2016/473 Esas-2017/699 Karar sayılı kararı ile rücuya esas iş kazasında davalı ... A.Ş %60 kusurlu olduğunun kabulü ile 8.439,74 TL'nin 25.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 07.02.2019 tarih ve 2018/355 Esas-2019/549 Karar sayılı kararıyla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği ve kararın kesinleştiği, karar üzerine ... A.Ş tarafından dava dışı SGK'ya 22/07/2019 tarihinde toplam 16.692,54 TL ödendiği anlaşılmıştır.

Öncelikle dava 24/07/2006 tarihli işletme hakkının devri sözleşmesine dayandığına göre davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6098 sy. TBK'nın 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı tarih itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı define itibar edilmemiştir.

Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun TEDAŞ'a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının TEDAŞ olduğu hükme bağlanmıştır.

Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından SGK'ya yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme isabet eden rücuya esas mahkeme kararının davacısının sigortalısının 12.11.2003 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanması sebebiyle bağlanan gelir ve yapılan ödemelerin rücuen tahsili istemine ilişkin olup eldeki dava işletme hakkı devir sözlemesinin imzalandığı tarihten önceki olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Muş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın davacısı kurum da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).

Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.

Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı).

Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1). b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2. Alınması gerekli olan  1.140,26 TL harçtan peşin alınan 285,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 855,19 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

3. Yargılama giderlerinin yatıran taraf üzerinde bırakılmasına,

4. İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 28/09/2023

Başkan- Üye - Üye - Zabıt Katibi -

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.