T.C. ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/713 Esas - 2023/113
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ
K A R A R
ESAS NO : 2022/713
KARAR NO : 2023/113
BAŞKAN : ...
ÜYE : ...
ÜYE :...
KATİP : ..
DAVACI : ..
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI ...
VEKİLİ : Av..
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2022
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2023
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının avukat ve ..ı olduğu ve bu sıfatıyla basın açıklaması yaparak davacı şirketin ticari faaliyetleri hakkında gerçeğe aykırı ve kötüleyici beyanlarda bulunduğunu, beyanların görsel ve yazılı medyada haber olduğunu, davalının 24/01/2020 tarihinde meydana gelen ... depremi sonrasında... ilinde ihale edilen ve yapımı davacı tarafından gerçekleştirilen konut inşaat işleri ile ilgili olarak önce bir basın açıklaması yaptığını, açıklamasında "...’da 24 Ocak 2020’de meydana gelen depremin ardından, K... 17 Haziran 2020’de 169 milyon 923 bin TL’ye aldığını; altı gün sonra işi başka bir firmaya 104 milyon TL’ye ihale ettiğini; şirketin, hiçbir iş yapmadan altı günde 65 milyonu kasasına koyduğunu" iddia ettiğini, ayrıca “Ekonomide yaşanan kötü gidişat da ... İlimize baktığımız zaman hem korona salgını, hem ekonomik kriz, hem de deprem hadisesiyle karşı karşıya kaldık. Biz depremden sonra her olayda şeffaf bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini, kamu kaynaklarının milletin menfaatine kullanılmasını, bol keseden fırsatta dile getirdik. Bugün ülkemizde dar gelirlerinin durumu ortada...’da depremden sonra milletin menfaatine kullanılması gereken paralar, tek bir müteahhidin cebine 6 günde nasıl girebilir?” şeklinde beyanda bulunduğunu, ikinci bir açıklama yaparak bu kez “...merkezinde bulunan Zafran ... Konutları yapımı işini alan firma...17 Haziran 2020 tarihinde bir sözleşme imzalıyor; bu sözleşmeye göre, “687 konut yapım işini içerisinde 35 dükkân, cami, altyapı ve çevre düzenlemesi olmak şartıyla 169 milyon 923 bin TL bedelle yapacağım” diyor; 169 milyonu, 689 konuta böldüğünüz zaman, bir konuta 243 bin TL artı KDV fiyat vermiş oluyor; 17 Haziran’da ...’yle sözleşme imzalayan Kolin İnşaat, altı gün sonra yani 23 Haziran’da... isimli firmayla taşeronluk sözleşmesi imzalıyor; ...’den 169 milyona aldığı ihaleyi, ...’a gelmeden, sahayı görmeden ve tek bir çivi çakmadan altı gün sonra bu iki firmaya veriyor; bu iki firmaya verilen işin içeriği 689 konut, 35 dükkân, cami inşaatı, altyapı ve çevre düzenlemesi; yani Kolin’in ...’ye taahhüt ettiği işin aynısı; ...’den 169 milyon liraya işi alan Kolin İnşaat bu işi altı gün sonra KDV hariç daire başı 156 bin TL’ye bu yapı ortaklığına taşeron ediyor” şeklinde davacıyı kötüleyici, ticari itibarını ve ticari güvenirliğini sarsıcı nitelikte gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, davacı şirketin bir basın açıklaması ile davalının basında yer alan beyanlarını düzeltici bilgilendirme yaptığını, davalının, önceki beyanlarının hatalı olduğunu kabul ve beyan etmesi gerekirken yeni bir basın açıklaması yaparak haksız ve gerçeğe aykırı beyanlarla kötüleme fiilini tekrar ettiğini, davalının basında haber olarak yer alan açıklamalarının gerçeğe aykırı ve davacının ticari itibarını zedeleyici nitelikte bulunduğunu, alt yüklenicilik ilişkisinin hukuka aykırı bir yolsuzluk işlemi gibi ifade edilmesinin davacı şirket yönünden yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici nitelikte, dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olduğunu, bu beyanların gerçek dışı ve eleştiri kapsamında yorumlanamayan beyanlar olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak düzenlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının TTK'nın 56.maddesi gereğince 1.000.000,00 TL manevi tazminat ödemesine ve aynı yasanın 59.maddesi gereğince kararın ilan edilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının davaya konu basın açıklaması yaptığı dönemde Yeniden Refah Partisi'nin Elazığ İl Başkanı olarak, sorumluluğunun gereği olarak yerel bazda vücut bulan sorunların dile getirilmesi, vatandaşın sıkıntılarının dile getirilmesi ve çözüm önerileri sunma noktasına gerek siyasi faaliyet olarak, gerekse de ifade özgürlüğü kapsamında davaya konu olan basın açıklamasını, "..." gazeteleri muhabirine yaptığını, yapılan ilk açıklamada hesaplama hatasından kaynaklı ve kesinlikle farkında olmadan ihaleyi alan firmanın aynı işi 6 gün sonra 65.000.000,00 TL aşağı bir rakamla taşerona verdiğini, burada kamu zararının söz konusu olabileceğini, araştırılması gerektiğini, söz konusu işin bu farkla ...'da bir çok kronik problemin çözüme kavuşturulabileceğini, kamu kaynaklarının yerinde kullanılması gerektiği şeklinde açıklama yaptığını, açıklamasında kesinlikle "kasasına koydu,"..." gibi kelimeleri kullanmadığını, basın açıklamasının kendilerine gönderilmemiş olmasına karşın alıntı yapılarak yayınlandığını ve davaya konu olan ..." gibi kelimelerin ilgili basın kuruluşlarınca kendi yorumları bağlamında eklenerek haber yapıldığını, bu şekilde haberleştirilen eylemlerden davalının sorumlu tutulmasının hukuka uygun olmadığını, davalının, dürüstlük kuralına aykırı olacak şekilde incitici bir beyanının açıklamada söz konusu olmadığını, tamamen siyasi bir konuşma çerçevesinde ve ifade özgürlüğü kapsamında kalan bir açıklama olduğunu, devam eden süreçte basın açıklamasından 2 gün sonra davacı şirket yetkililerince taraflarına ulaşıldığını, rakamların ilk açıklamalarında olduğu gibi olmadığının belirtilmesi üzerine, davalının kesinlikle kasıt taşımayan hatanın farkına vararak hiç vakit kaybetmeden derhal "düzeltme" başlığı altında ikinci basın açıklamasını yaparak, rakamın sehven hatalı girildiğini belirterek açıklama yaptığını ve "şifahen yapılan hatalı değerlendirme sonucunda firmanın bir haftada 64 değil, fiyat farkları hariç 13.5 milyon TL aşağı bir fiyatla işi taşerona verdiği, hatalı bir rakam bildirilmiş ise de, sonuç itibariyle 1 haftada fiyat farkı hariç 13.5 milyon TL kazanıldığı gerçeğini değiştirmeyeceğini, bu durumda dahi bir kamu zararının söz konusu olabileceğini, bu vesileyle kamu oyuna saygı ile duyurulur" şeklinde açıklama yapıldığını, açıklamanın tamamen ifade özgürlüğü kapsamında söylendiğini, davalının bir siyasi partinin il başkanı olma vasfı göz önüne alındığında, açıklamanın makul olduğu, suçlayıcı, incitici bir tarafının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava; davalının yaptığı basın açıklamasının yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici bir açıklama olup olmadığı, bu kapsamda haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve manevi tazminat koşullarının bulunup bulunmadığı hususundadır.
Davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvurulması zorunlu bulunduğu, başvurunun yapıldığı, 30/09/2022 tarihinde tarafların katılımı ile anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Öncelikle açıklamanın yayınlandığı basın kuruluşlarının haberi verirken kattığı yorum ve eklerin ayıklanması suretiyle davalının yaptığı basın açıklamasının yalın halinin tespiti gerekmektedir. Davalının iradesi dışında basın kuruluşlarının haberi verirken yaptığı yorumlardan ve kullandığı kelimelerden davalı sorumlu tutulamayacaktır.
Dava dilekçesi ekinde yer alan, basın açıklamasının yayınlandığı haber kuruluşlarının internet sayfaları gözetildiğinde; ilk haberin 14/08/2022 tarihinde borsa manşet.com. sitesinde, sonrasında 15/08/2022 tarihinde haber.sol.org.tr. sitesinde ve 18/08/2022 tarihinde ....sitesinde yayınlandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından düzenlenen basın açıklamasında ise, haberin 14/08/2022 tarihinde yayınlandığı belirtilmektedir. Bu durumda davalının yaptığı basın açıklamasının 14/08/2022 tarihinde borsa manşet.com.sitesinde yayınlandığı şekilde olduğu, bu yayında habercinin yorumu haricinde davalının beyanatının tırnak içerisinde verildiği ve "17 Haziran'da ...'yle sözleşme imzalayan Kolin İnşaat, 6 gün sonra yani 23 Haziran da Nişantaşı ile Yapı ve Taahhüt isimli firma ile taşeronluk sözleşmesini imzalıyor. ...'den 169 milyona aldığı ihaleyi ...a gelmeden , sahayı görmeden ve tek bir çivi çakmadan 6 gün sonra bu iki firmaya veriyor. Bu iki firmaya verilen işin içeriği 689 konut, 35 dükkan, cami inşaatı, alt yapı ve çevre düzenlemesi. .e taahhüt ettiği işin aynısı. ...'den 169 milyon liraya işi alan Kolin inşaat bu işi 6 gün sonra KDV hariç daire başı 156 bin liraya bu yapı ortaklığına taşeron ediyor." şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, basın kuruluşlarının yaptığı ekleme ve yorumlardan dolayı sorumlu tutulamayacağından basın açıklamasının haberleştirildiği 15/08/2022 ve 18/08/2022 tarihli haberlerde yer alan "kasasına koydu" "halkın parasını cebine attı" vb. gereksiz yere incitici olduğu iddia edilen eklemelerden ari olarak, açıklama metni kapsamında değerlendirme yapılması ve bu metne göre eyleminin haksız fiil teşkil edip etmediğinin, ediyor ise manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tarafların kabulünde olduğu üzere davalının yaptığı basın açıklamasında rakamsal hata bulunmaktadır. Davalı taraf ilk basın açıklamasında davacının 169.923.000.00 TL ile aldığı ihaleyi 104 milyon TL'ye taşerona devrettiği ve 65 milyon kazandığını beyan etmiştir. Davacı tarafın davalıya ulaşıp gerçek ihale ve taşerona devir bedelini bildirmesi sonrasında davalı taraf düzeltme metni oluşturmuş ve bu kez taşerona devir bedelinin 156 milyon TL olduğunu ve davacının 13,5 milyon TL kazandığını açıklamış , düzeltme metnini ilk beyanının yayınlandığı haber sitelerine göndermiştir. Davalı tarafça sunulan ve basın çalışanları ile arasındaki watshap görüşmelerinin çıktısı ile 18/08/2022 tarihinde oda.tv.com.sitesinde düzeltme açıklamasınınn yayınlanmış olmasından bu husus anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde davacının basın açıklamasında alt yüklenicilik ilişkisinin sanki hukuka aykırı bir yolsuzluk işlemi gibi ifade edilmesinin yanlış, yanıltıcı, gereksiz yere incitici nitelikte dürüstlük kuralına aykırı davranış olduğu iddia edilmektedir. Davalının siyasi bir kişilik olması nedeniyle yürürlükteki mevzuatın kabul ettiği alt yüklenicilik müessesini değerlendirmesi, eleştirmesi hukuka aykırılık oluşturmayacaktır. Müessesenin hukukça kabul edilmesi eleştiri yapılmasına engel oluşturmamaktadır. Zira hukuk metinleri yürürlükte olduğu sürece uygulanmak zorunda olmakla birlikte kuralın doğru olmadığı, toplumsal ihtiyacı karşılamadığı veya kamu zararına sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirmek Anayasa tarafından güvence altına alınmış, ifade özgürlüğü kapsamında hukuka uygun bir eylemdir.
Haksız rekabete dayalı tazminat davası bir haksız fiil davası olup, zarar ile fiil arasında nedensellik bağı yanında failin kusurunun varlığı da zorunludur. Davalının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olması gerekmektedir. Kusur kasıt biçiminde olabileceği gibi ihmal suretiyle de olabilmektedir. İhmalin belirlenmesinde, gösterilecek özenin derecesi objektif kriterler yanında failin mesleği, tacir olup olmadığı ve somut olayın özellikleri de gözetilmelidir. Davalının bir siyasi parti il başkanı olması nedeniyle il başkanlığı yaptığı ilde meydana gelen deprem sonrası yapılan ihale hakkında görüş açıklaması işin tabiatı gereğidir. Dosyaya giren delillerden ve tarafların beyanlarından da anlaşıldığı üzere, basın açıklamasında davacı taraf maddi hataya düşmüştür. İhale bedelleri arasındaki fark 13.5 milyon TL olmasına rağmen 65 milyon TL olarak açıklanmıştır. Davalının maddi gerçeği öğrenmesi sonrasında ilgili basın kuruluşlarına düzeltme metni göndermesi doğru rakamlar üzerinden yeni bir basın açıklaması yapması davalının kasten hareket etmediğini ortaya koymaktadır. Yine aynı gerekçe ile davalının ihmal derecesinde de kusurlu olmadığı ortaya çıkmaktadır. Davacının ihale suretiyle aldığı kamusal işi kısa bir süre sonra başkaca şirketlere taşere ettiği ve ihale bedeli ile taşeronluk sözleşmesi bedeli arasında 65 milyon TL olmasa dahi 13,5 milyon TL fark olduğu tarafların kabulündedir. Salt, fark bedel ifade edilirken rakamsal hataya düşülmesi basın açıklamasını hukuka uygun olmaktan çıkarmayacağı gibi, davalının ihmal boyutunda dahi kusurlu sayılmasını gerektirmeyeceğinden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir yazılmasına,
Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan vekalet harcı 11,50 TL, yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup A.A.Ü.T, Madde 10/3 uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların işbu karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde ... Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin belirtilmesine,
Dair oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2023
Başkan ..
Üye..
Üye...
Katip ..