T.C. ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2024/252 Esas - 2024/296
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2024/252 Esas
KARAR NO : 2024/296
HAKİM : ....
KATİP : ...
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI :...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2024
KARAR TARİHİ : 07/05/2024
KARAR Y.TARİHİ : 09/05/2024
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
I-İDDİALAR
- Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine .... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili aleyhine açılan takipte borcun sebebinin soğutucu bedeli olarak belirtildiğini, borca dayanak gösterilen soğutucunun müvekkili tarafından teslim alınmadığını, davalı şirketin elinde soğutucunun müvekkiline teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge var ise bu belgeledeki imzalanın müvekkiline ait olmadığını, yine böyle bir belge var ise müvekkilinden habersiz ve onun bilgisi olmadan sahte imza ile müvekkili adına imzalandığını, soğutucunun varlığından icra takibi nedeniyle haberdar olduğunu, söz konusu soğutucu ile ilgili olarak davalı taraftan bir adet soğutucu aldığını ve daha sonrasında davalı şirkete ile çalışılmayacağını belirterek soğutucuyu davalı şirkete iade ettiğini, ayrıca karşılığında kendisinin teslim aldığı belgeyi iade aldığını, davalı tarafın müvekkiline teslim edip iade almadığını iddia ettiği soğutucu bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan ... sayılı takibin sebebi olarak gösterilen soğutucu bedelinden dolayı müvekkilinin sorumluluğu olmadığının belirterek müvekkilinin davalı tarafa borcu olmadığının tespit ile haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-SAVUNMALAR
- Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 17.12.2021 gün ve ... sayılı "Emanet Cihazların Geçici Kullanılması Hakkında Teslim ve İzin Belgesi" ekli olarak gönderilen yasal takip formu ile; ... belge nolu müşteri davacı ...hakkında "soğutucunun alınamaması, ekipmanın iadesi ya da bedelinin tahsili" talebinde bulunulduğunu, borçlu hakkında takip başlatıldığını, davacının emanet cihazların geçici kullanılması hakkında teslim ve izin belgesinde kendisine yüklenen tüm edimleri ifa edeceğini kabul ve taahhüt ettiğini savunmuş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, takip konusu alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
III-TARAFLARIN ANLAŞTIKLARI ve ANLAŞAMADIKLARI HUSUSLAR
A. Taraflar Arasında Uyuşmazlık Bulunmayan Hususlar
- Tarafların üzerinde anlaştıkları bir husus bulunmamaktadır.
B.Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık Konuları
- Bu aşamada uyuşmazlık belirlenmemiştir.
IV-ÇEKİŞMELİ VAKILAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER
- 17.12.2021 tarihli "emanet cihazların geçici kullanılması hakkında teslim ve izin belgesi" başlıklı sözleşme.
6.Tarafların arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığına dair arabuluculuk son tutanağı.
-
... sayılı takip dosyası.
-
.... müzekkere cevabı.
-
.... müzekkere cevabı.
-
.... müzekkere cevabı.
V- DELİLLERİN TARTIŞILMASI, YARGILAMA VE GEREKÇE
-
Dava, davalı yanca kullanım ödüncü sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik davacı aleyhine girişilen icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK'nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve istinaf incelemesi aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
-
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK'nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. fıkrasında "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir.
-
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK'nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
-
TTK'nın 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup, bu maddeye göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medeni Kanunu’nun rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
-
Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
-
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK'da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK'nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
-
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK'nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
-
Öte yandan TTK'nın 4. maddesinin son cümlesindeki düzenleme nedeniyle yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale ve vedia gibi sözleşmelerden doğan davalarla fikri ve sınai haklara ilişkin davalar da ticari davadır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken, burada sayılan davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması yeterli görülmüştür.
-
Somut olayda; davacı yan, davalı tarafından ..... Esas sayılı takip dosyasında, çift kapılı visicooler soğutucu bedelinin tahsili istemiyle aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak davalı yandan teslim aldığı ve iade etmediği soğutucu bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Bu yönüyle eldeki dava; kullanım ödüncü sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, TTK'nın 4'üncü maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davalı yan, tüzel kişi tacir ise de, davacının; ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, TTK'nın 12'nci maddesinde sayılan tacir kişilerden olmadığı, .... gelen cevabi yazıdan; davacının, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, yanı sıra "belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda kuru yemiş perakende ticareti" faaliyet konusu ile.... kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davanın, TTK'nın 4. maddesinde belirtilen nispi ticari davalardan da olmadığı görülmekle, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle davanın, HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK'nın 1. ve 20. maddeleri uyarınca, görevli .... Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
VI-HÜKÜM
-
Davanın, mahkemenin görevli olması dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin .... Mahkemesi olduğunun tespitine,
-
HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli .... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
-
HMK 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama gideri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 345. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren .... Mahkemesine ya da buraya gönderilmek üzere istinaf edenin bulunduğu yer İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile .... Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07.05.2024
Katip ....
e-imzalıdır
Hakim ....
e-imzalıdır
Soorgla