T.C. ...14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.

ANKARA

14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/491 Esas

KARAR NO : 2023/174

HAKİM : ... ...

KATİP : ... ...

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 12/10/2020

KARAR TARİHİ : 17/03/2023

KARAR YAZMA TARİHİ : 16/04/2023

Mahkememizden verilen 28/06/2021 tarih ve 2020/463 Esas 2021/490 sayılı kararı ... Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan ve mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yapılacak çelik montaj işi için davalı ile anlaştıklarını, yapılan işin tamamlandığını ve davalıya fatura kesildiğini, davalının 120.000,00 TL'lik ödeme yaptığını fakat bakiye 101.133,00 TL'yi sürüncemede bıraktığını, bu nedenle ... Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davaya konu takibe vaki itirazın iptali ile %20'den az olmakak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davacıya bahsedilen miktarda borçunun bulunmadığını, bu iddianın hayal ürünü olduğunu, dava dilekçesi ekinde borca ilişkin bir kanıt sunmadığını belirterek haksız açılan davanın reddine, kötü niyetle takip başlatan davacının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu görüldü. Mahkememiz yetkisine itiraz edilmemiştir.,

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; cevap dilekçesi sunulmamış olmakla tüm hususlara ilişkin olduğu tespit edildi.

KALDIRMA KARARI: Davada mahkememizin 2020/463 Esas sayılı dosyasında; davanın reddine dair karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf talebi üzerine ... Karar sayılı ilamında; "...1-Uyuşmazlıkla ilgili Çelik Yapım Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin başlangıcında "iş bu sözleşme ...Tarım Hayvancılık Limited Şirketi ile Kumru Mim. Müh. Limited şirketi arasında Çankırı Merkez Tüney Köyünde yapılacak çelik projesi için yapılmaktadır." Hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin alt kısmı Kumru Mim. Müh. İnş. Tar. Hay. Ltd. Şti, ... ..., şahit Pevrul ..., şahit Yusuf ... imzalarını içermektedir. Sözleşmenin alt kısmının ...tarafından imzalanması sözleşmenin tarafının ...olduğunu gösteremez. Zira sözleşmenin giriş kısmında sözleşmenin tarafının ...Nak. Hay. Gıd. Pet. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu açıkça belirtilmiştir. ... ...'nun şirket yetkili temsilcisi olduğu dosya arasına alınan ticaret sicil kayıtları ile sabittir. Bu nedenle ... Sarıoğlunun söz konusu sözleşmeyi şirket adına ve şirket yetkili temsilcisi olarak imzaladığı kabul edilmelidir. Mahkemenin sözleşmenin tarafının ...olduğu, ...Nak. Hay. Gıd. Pet. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'nin söz konusu borçtan sorumlu olmadığı yönündeki gerekçesi isabetli değildir. Davalı şirkete iş bu uyuşmazlıkta husumet yöneltilmesinde bir hata bulunmamaktadır.

  1. Davalı taraf savunmalarında takip ve dava dayanağı faturada yazılı malların davalıya teslim edilmediğini de belirtmiştir. Mahkemece dava ve takip dayanağı faturanın davalı şirket tarafından form BA belgesi ile vergi dairesine bildirilip bildirilmediği, Çankırı Vergi Dairesi Müdürlüğünden sorularak belirlenmelidir. Form BA belgesi ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirilen fatura olması durumunda fatura içeriğinde belirtilen malların davalıya teslim edildiği ispatlanmış olacaktır.

Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak istenilmiş, davalı taraf ticari defter ve belgelerini verilen kesin süre içerisinde ibraz etmemiştir. Mahkemece davacı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Uyuşmazlığın çözümünde ticari defterlerin hukuk davalarında ibrazı ve ispata ilişkin kuralların gözden geçirilmesi ve açıklanması gerekmektedir. Bu nedenle ticari defterlerin ibrazına ilişkin usul tarafların lehine ve aleyhine delil olmasına ilişkin esaslar ile ticari deflerlere diğer delillerle dayanılması halinde defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin esaslar ile ticari defterlere münhasıran delil olarak dayanılması halinde uygulanacak ibraz ve ispat kurallarının açıklanması gerekli görülmüştür.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/421 Esas - 2021/2017 Karar sayıılı bir kararında da belirtildiği üzere, HMK'nın 220. maddesine göre ispatla yükümlü olan taraf hem tarafların ticari defterlerine hem de diğer delillere dayanabilir. Kendi ticari defterleriyle birlikte karşı tarafın ticari defterine delil olarak dayanan taraf, karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde, ticari defterler HMK'nın 199 ve 219/2. maddesi gereğince belge niteliğinde olduğundan mahkemeden HMK'nın 220. maddesi gereğince ticari defterleri belge olarak ibrazını isteyebilir.

Ticari defterlerin ibrazı;

HMK'nın 222/1. maddesi gereğince, mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Yasa koyucu bu madde ile tacirlerin ticari işletmeleriyle ilgili işlemlerinden kaynaklanan davalarda tarafların delilleri arasında açıkça ticari defterlere dayanılmamış olsa dahi hakimin re'sen ticari defterleri inceleyebileceği ilkesini kabul etmiştir. Aynı ilke TTK'nın 85. maddesinde "Malvarlığı Hukukuna ilişkin olan özellikle de mirasa, mal ortaklığına ve şirket tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme ticari defterlerin teslimine ve bütün içeriklerinin incelenmesine karar verebilir." denilmek suretiyle, HMK 222. madde hükümlerine paralel olacak şekilde teyit edilmiştir.

TTK'nın 83/2. maddesinde ticari defterlerin ibrazı hakkında HMK'ya atıf yapılmış ancak defterlerin ibrazından kaçınmanın yaptırımı düzenlenmemiştir. Yine HMK'nın 222/3. maddesinde tarafların ticari defterlerini mahkemeye biraz usulü düzenlenmiş ancak ibraz edilmemesinin yaptırımı gösterilmemiştir. Bu nedenle doktrinde bu durumda belgelerin ibraz mecburiyetine ilişkin HMK 219 ve 220. maddelerinin uygulanacağı kabul edilmektedir. (Hakan Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku 15. Bası 2. Cilt s. 1826) Diğer yandan HMK'nın 222/1. maddesi ve TTK'nın 85/2. maddesi gereğince ticari defterlerin mahkemece re'sen incelenebileceği yasa koyucu tarafından açıkça düzenlendiğine göre, yasa koyucunun defterleri ibraz etmeyen tarafla ilgili herhangi bir yaptırım öngörmediği düşünülemez zira ticari defterlerin resen ibrazına karar verilmesine rağmen tarafların defterlerin ibraz etmemeleri halinde mahkeme ara kararının yerine getirilmesi mümkün olamayacaktır. Bu nedenle kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği ilkesi gözönünde bulundurulmalıdır.

Ticari defterlerin delil olması;

Tacirler ticari bir uyuşmazlıkta gerek kendi defterlerine gerekse karşı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanabilirler. Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna uygun olarak tutulmuş açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.

Ticari defterlerin sahibi lehine delil olması;

Ticari defterlerin ticari davalara delil olabilmesi için defter sahibinin defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırmış olması ve defterleri usulüne uygun tutulmuş olması defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutmuş bir başka deyişle usulüne uygun olarak tutulmuş defter kayıtlarına aykırı olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi gerekir. Karşı taraf defterlerini usulüne uygun tutmuş olmasına rağmen ve her iki tarafın ticari defterleri birbirine aykırı kayıtlar içerdiği taktirde ispatla yükümlü olan taraf iddiasını başka delillerle ispat etmek zorunda kalacaktır.

Taraflardan biri ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesine rağmen karşı taraf ticari defterleri ibrazdan kaçındığı taktirde mahkeme defter ibrazını TTK 85 ve HMK 222/1. Maddeye göre resen emredebileceğinden HMK'nın 220. maddesi gereğince ibrazdan kaçınan tarafa ticari defterlerini ibraz etmeme hakkındaki delil ve belgelerini sunması defterleri bulamadığı taktirde nerede olduğunu bilmediğine ilişkin yemin teklifinde bulunması defterleri ibrazına karar verilen tarafın kendisine verilen sürede defterleri ibraz etmez ve ibraz etmeme hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkemenin duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul etmek suretiyle karar verilebileceği kabul edilmiştir.

Ticari defterlerin sahibi aleyhine delil olması;

TTK'nın 222/4. maddesi gereğince açılış ve kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur. Ticari defterleri aleyhine delil olarak kullanan taraf defterlerindeki kayıtların aksini iddia ve ispat edebilir. Ancak karşı tarafın kendi aleyhine delil olan ticari defterlerindeki kayıtların aksini sadece kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Yine bir tarafın ticari defterlerinin tamamı kanuna ve usulüne uygun tutulmakla birlikte içerdikleri kayıtlar yönünden karşı tarafın iddialarını doğrulaması halinde bu kayıtlarda sahibi aleyhine delil teşkil eder. Örneğin, satım sözleşmesinde satıma konu faturanın alıcı defterlerinde kayıtlı olması faturaya konu emtianın ve faturanın alıcıya teslim edildiği iddiası bakımından defter sahibi aleyhine teşkil eder. Bunun aksini defter sahibinin başkaca kesin delillerle ispatı gerekir.

Ticari defterlere münhasır delil olarak dayanılması;

HMK'nın 222. maddesinin ilk dört fıkrası tacirler arasındaki uyuşmazlıklarda ticari defterlerin ibrazı ve delil olması koşullarını düzenlemişken 222. Maddenin 5. Fıkrası taraflardan biri tacir olmasa dahi tacir olan tarafın defterlerine münhasıran delil olarak dayanılması halinde defterlerin ibraz zorunluluğunu ve ibrazdan kaçınma halinde ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağını düzenlemektedir.

Bu maddenin uygulanabilmesi için delil bildirimi aşamasında tacir olan karşı tarafın defterlerine tacir olan veya tacir sıfatı bulunmayan tarafın diğer delillerden vazgeçmek suretiyle münhasıran dayanması gerekmektedir. Delil ikame eden taraf ticari defterler dışında başkaca delillere dayanmış ise HMK'nın 222/5. maddesinden yararlanamaz. Bu maddeden yararlanılabilmesi için tacir karşı tarafın ticari defterlerinde olan kaydın kabul edileceğinin açıkça bildirilmesi gerekir. Yargılama aşamasında HMK'nın 196. maddesi gereğince karşı tarafın açık rızası olmaksızın diğer delillerden vazgeçilerek münhasıran karşı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanılması mümkün değildir. Ancak karşı tarafın açık rızası halinde iddiasını ispat etmek isteyen taraf karşı tarafın ticari defterlerine münhasıran delil olarak dayanabilecektir.

Ticari defterlerin ibrazından kaçınılması halinde iddiasını ispat etmek isteyen tarafın yalnızca HMK'nın 222/5. madde gereğince münhasıran karşı tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanma zorunluluğu olduğunu savunmak ticari uyuşmazlıklarda ispat güçlüğü doğurması yanında, elinde karşı taraf lehine olan belgeyi ibraz zorunluluğuna ilişkin HMK'nın 219. maddesi ve belgeyi ibraz etmemeye bağlanan sonuçları düzenleyen HMK'nın 220. maddesinin hükümlerini işlevsiz bırakacaktır. Yasa hükümlerinin uygulanmasını taraf iradesine bırakmış olacaktır. Kaldı ki, bu durum HMK 29. maddesinde düzenlenen ve yargılamaya hakim olan ilkelerden olan "dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğünün" de ihlali niteliğindedir. Karşı taraf lehine kayıtları sunmaktan kaçınma imkanı verecektir.

HMK'nın 220. maddesinde belgenin ibrazından kaçınmanın haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı konusunda yemin teklif edilerek yeminin sonucuna göre belgenin içeriği hakkında diğer tarafın iddiasının kabul edileceğine ilişkin hakime taktir hakkı tanınmış ve diğer delillerle iddia ve savunmanın ispatlanabileceği düzenlenmiş iken, HMK 222/5. maddesine göre; iddiasını ispat etmek isteyen dilekçelerinin değişimi ve delil bildirme aşamasında diğer tarafın ticari defterlerine münhasıran (tek başına) delil olarak dayanmak suretiyle başkaca delillere dayanmamış olmalıdır. Başka delilleri olduğunu söyleyen HMK'nın 222/5. maddesinden yararlanamaz.

Bu kapsamda HMK'nın 220. maddesi ve 222. maddesi birbirinden farklı düzenlemeler olup, HMK'nın 220. maddesinde diğer delillere dayanma olanağı da bulunması nedeniyle hakimin diğer delilleri ve defterlerin ibraz edilmemesi olgusunu birlikte değerlendirmek suretiyle taktir hakkı bulunmaktadır. Bu karşılık, karşı tarafın ticari defterlerine münhasıran delil olarak dayanılması halinde defterlerin ibraz edilmemesi durumunda defterlere delil olarak dayanmış taraf iddiasını kesin olarak ispat etmiş sayılacaktır.

Mahkemece alınan ticari defterlerin ibrazına ilişin ön inceleme duruşmasının 2 nolu ara kararı usul ve yasaya uygun olmayıp yukarıda anlatıldığı üzere defter ve belgelerin ibraz usulünü düzenleyen HMK 219, 220, 222/1. maddedeki usule uygun ara karar oluşturulmamıştır. Bu nedenlerle mahkemenin uyuşmazlık konusu dönem belirtmek suretiyle, hangi yıla ait ticari defterlerin hangi konu ve dönemle ilgili inceleneceği ve bilirkişinin inceleme görev alan ve sınırlarını HMK hükümlerine göre belirlemek suretiyle davalıya ticari defterlerin ibrazı için usulüne uygun kesin süre verilmesi davalının mahkemece usulüne uygun olarak kurulan ara karara rağmen defterlerini ibraz etmemesi halinde ise HMK'nın 220. maddesi gereğince davalı defterleri ibraz etmeme nedeni hakkında defterleri elinde olmadığı özenle aradığı halde bulamadığı ve nerede olduğunu bilmediğine ilişkin yemin teklif edilmesi, davalı tarafça verilen kesin sürede ibraz etmeme hakkında delilleri ile birlikte kabul edilebilir bir mazeret gösterilmemesi ve teklif edilen yeminin kabul ve icra edilmemesi halinde ise davacı defterlerini de dikkate alarak ibraz etmeme sonucuna göre usulüne uygun olarak tutulan açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı ticari defterlerindeki kayıtları ve diğer delilleri taktir ve değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Mahkemece bu açıklamalar doğrultusunda işlem tesis edilmemesi hatalı olmuştur.

3. Ticari defter delili ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenemeyeceğinin anlaşılması halinde; mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra, makine mühendisi bir bilirkişi refakate alınarak, söz konusu yerde keşif yapılmalı, davacının teslim ettiğini iddia ettiği çelik malzemeler yerinde incelenmeli, bu malzemelerin metrajı tespit edilmeli, davacının talep edebileceği iş bedeli, sözleşmede belirtilen fiyat dikkate alınarak belirlenmeli, davalı tarafın yaptığı ödemeler düşülmeli ve davacının talep edebileceği bakiye alacağı olup olmadığı, var ise miktarı belirlenmelidir. Eksik inceleme ve suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine..." gerekçeleriyle Mahkememizin 28/06/2021 tarih ve 2020/463 Esas 2021/490 Karar sayılı kararının kaldırılması sonrasında dosya mahkememize gönderilmiş ve iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.

KALDIRMA KARARI ÖNCESİNDE DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: ...19. İcra Müdürlüğünün 2020/6977 E. Sayılı dosyası dosyamız içerisine kazandırılmış. alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, alacaklı101.133,00 TL sözleşme ve faturadan kaynaklı toplam alacağı olduğundan bahisle genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin 09/09/2020 tarihinde davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalı şirket yetkilisi tarafından 10/09/2020 tarihinde borcun tamamına itiraz ediliği, borca itirazın ve davanın yasal süresi içerisinde olduğu görülmüştür.

Davacı vekili tarafından uyuşmazlık konusuyla ilgili 06/05/2019 tarihli sözleşme aslı ve fatura sureti delil olarak dosyaya sunulmuştur.

Tüm deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM Bilirkişi ...'dan alınan 16/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin dava konusu işlemlerin olduğu 2020 yılı mübrez ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış kayıtlarının usulüne uygun olarak yaptırıldığı, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığını, sözleşmede dava dışı Yusuf ...'na ödendiği belitilen 120.000,00 TL'nin yapılan iş ve tüzel kişilik ile ilişkilendirilmesinin genel kabul görmüş muhasebe ilke ve esaslarına uygun olmadığını, dava tutarına resmi defter bakiyesinden 120.000,00 TL düşülerek ulaşıldığını, davacı taraf resmi defter bakiyesine göre davalıdan 221.133,00 TL alacak bakiyesinin olduğunu, tarafların tazminat taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğunu mütala etmiştir.

KALDIRMA KARARI SONRASINDA DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: Davalıya ait BA formları ilgili vergi dairesinden celp edilmiş, Davalı tarafa davaya konu sözleşme uyarınca davacının alacaklı olup olmadığını, takibe konu faturanın ticari defter ve kayıtlarda yer alıp almadığı, fatura karşılığında yapılan bir ödeme olup olmadığı, davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılması amacıyla 2019, 2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunması yahut yer ve ilgilisini bildirmesi hususunda, 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde HMK'nın 220. maddesi gereğince davalı defterleri ibraz etmeme nedeni hakkında defterleri elinde olmadığı özenle aradığı halde bulamadığı ve nerede olduğunu bilmediğine ilişkin yemin teklif edilmesine, davalı tarafça verilen kesin sürede ibraz etmeme hakkında delilleri ile birlikte kabul edilebilir bir mazeret gösterilmemesi ve teklif edilen yeminin kabul ve icra edilmemesi halinde ise davacı defterlerini de dikkate alarak ibraz etmeme sonucuna göre usulüne uygun olarak tutulan açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı ticari defterlerindeki kayıtları ve diğer delilleri taktir ve değerlendirerek karar verileceği hususu ihtar edilerek davalının defterlerinin sunulması akabinde dosya davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde incelemek yaptırılmak ve tespit edilen uyuşmazlıklar konusunda rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ... 07/02/2023 tarihli raporunda; Davalı taraftan 2019-2020 yılı ticari defterlerinin ibrazı istenmiş ise de firma tarafından 2020 yılı defterlerinin ibraz

edilmediği,

Davalı tarafın 2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiki ile Yevmiye Defteri kapanış tasdikinin süresi içinde yapıldığı,

Davacı firmaya gönderilen 15.08.2019 tarihli 20.000,00 TL tutarlı ödemenin davalı taraf defter kayıtlarında

bulunmadığı,

2020 yılı defteri üzerinde inceleme yapılamadığından taraf defterlerinin birbirini teyit edip etmediği hususunda bir

değerlendirme yapılamamış olmakla birlikte 31.03.2020 tarihli faturanın davalı tarafından BA Form beyanı ile beyan

edildiği,

Davacı taraf defter kayıtlarına göre davalıya ait cari hesapta 221.133,00 TL alacak bakiyesi bulunduğu, dava dışı

Yusuf ...’na ödendiği belirtilen 120.000,00 TL’nin indirilmesi sonrası takip tutarı olan 101.133,00 TL tutarının

belirlendiği mütalaa edilmiştir.

Davalı vekiline yapılan ihtara rağmen defterlerinin uyuşmazlığa ilişkin müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları ile ilgili sadece 2019 yılına ait olanların ibraz edilmesi nedeniyle 2020 yılı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, ... Karar sayılı ilamı, davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile davalı yanın dosyaya sunulan 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtları, takibe konu faturalara ve cari hesap ekstresine göre; HMK'nun 222/3. Maddesinde yer alan; "İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)..." hükmü uyarınca davacının defterleri, davalının defterlerinin yer ve ilgilisini bildirmesine rağmen 2020 yılına ait defterlerini ibraz etmemiş olması nedeniyle davacının defterleri lehine delil olarak kabul edilmiş olup, taraflar arasında ticari ilişki sabit olup, davalının 2019 yılı ticari defter ve kayıtları, davacının ticari defter ve kayıtları ile defterlerinde kayıtlı olduğu üzere davalıdan 101.133,00 TL alacaklı olduğundan, davacı alacağının bu kısmı yönünden alacağının tahsilini talep edebilir. Davalı tarafından icra takibine takip tarihi itibariyle davacıya borcunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de, yargılama aşamasında buna ilişkin hiçbir delil sunmadığı gibi, davacının toplam 101.133,00 TL alacaklı olduğu, alınan bilirkişi raporu, davacı vekilinin sunmuş olduğu alacağa dair fatura suretleri ve cari hesap ekstresi ile doğrulanmıştır, bu nedenlerle davanın bilirkişi raporu ile tespit edilen 101.133,00 TL üzerinden kabulü ile davalının icra takibindeki itirazının iptaline, takibin 101.133,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine ve davalı takibe haksız olarak itiraz etmiş olduğundan itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;

  1. Davanın KABULÜ ile, davalının ...19. İcra Müdürlüğünün 2020/6977 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 101.133,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, 101.133,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,

Davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğinden takibin devamına karar verilen alacağın %20'si oranında olmak üzere 20.226,60 TL icra inkar tazminatının İİK 67/2 maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

  1. Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.908,40 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.727,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.181,30 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

  2. Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle, suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu alabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

  3. Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesap edilip takdir edilen 16.169,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

  4. Karar ve ilam harcından mahsup edilen 1.727,10 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

  5. Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 2.150,00 TL bilirkişi ücreti, 144,00 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 2.356,20 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

  6. HMK'nun 333 ve GAT'nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ...Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2023

Katip ...

¸

Hakim ...

¸