T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/850
KARAR NO : 2024/324
KARAR TARİHİ : 04/03/2024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2020
NUMARASI : 2019/... ESAS 2020/... KARAR
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ... -
DAVALILAR :1- ...
VEKİLİ : Av. ...
:2-... İNŞ. TAAH. TEKS. GIDA TAKI TEK. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/03/2024
KARAR YAZIM TARİHİ :...
Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih esas 2019/... esas 2020/... karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, toplantıda alınan usul ve yasaya aykırı kararların TTK M.622 hükmü uyarınca kıyasen uygulanacağı kabul edilen TTK M.445 hükmü kapsamında iptalini beyan ettiğini, genel kurulun olağanüstü toplanmasında TTK M.445 hükmünün öngördüğü manada bir gereklilik hasıl olmadığı halde keyfi bir şekilde yapılan ve yargılama konusuna müdahale arz eden dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına yanı zamanda eşit işlem ilkesine aykırı nitelikteki davalı asilin 20 yıl süre ile müdür olarak atanmasına yönelik usul ve yasaya aykırı kararın iptalinin gerektiğini, müvekkilinin davalı ... İnş. Tah. Tekstil Gıda Teknolojileri İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti hissesinin %10'unun karşılığı 300 payın sahibi olduğunu, şirketin 25/05/2018 tarihinine kadarki süreçte de şirketin münferiden yetkili olduğunu, davalı tarafından 06/04/2018 tarihinde Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/... e sayılı dosyası üzerinden davacının müdürlükten azli ve şirkete tedbiren kayyum atamasına yönelik davanın ikame edildiğini, Mersin 1. Asliye ticaret mahkemesinin 09/04/2018 tarihli ara kararıyla kayyum atanması talebinin reddine karar verildiğini, davalı tarafından usul ve yasaya aykırı bir şekilde Mersin 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/... esas sayılı dosyasının dava konusu ile tamamıyla aynı nitelikte Mersin 2. Asliye ticaret mahkemesinin 2018/... esas sayılı dosyası üzerinden 29/11/2018 tarihinde hükümle davacının müdürlükten azli ve tedbiren şirkete kayyum atanması sebebiyle mükerrer davanın açıldığını, Mersin 1 ATM'nin 09/04/2018 tarihli ara kararına rağmen Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığınca 06/12/2018 tarihli ara karar ile karar verildiğini, akabinde dosyanın 2018/... Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, Mersin 1. ATM'nin 2018/... Esas sayılı dosyası ile birleşen Mersin 2 ATM'nin 2018/... E sayılı dosyasında verilen tedbir kararı ile de sabit olduğu üzere mahkemece atanan kayyumların sadece yönetim kayyumu olarak atandığının sabit olduğunu, ancak buna rağmen mevcut kayyumlar tarafından görev alanının dışına çıkmak ve Mersin 1 ATM'nin 2018/... E sayılı dava dosyasının konusuna müdahale etmek suretiyle müdür değişikliği gündemi ile olaganüstü Genel Kurul toplantısı yapma kararı alındığını ve 10/07/2019 tarihinde yapılan müvekkilerinin de katıldığı olaganüstü genel kurul toplantısında şirket ortağı ...'nin 20 yıllığına şirket müdürü olarak atanmasına, şirket merkezinin ... Mah. ... sokak ... ... olarak değiştirilmesine, karar verildiğini, bu yöndeki amir düzenleme uyarınca şirket sözleşmesinde düzenleme bulunması veya zaruri olarak gerek duyulması halinde genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılabileceğini Mersin 1 ATM'nin 2018/... E sayılı dosyasında devam eden davanın konusu Müdürlükten azil olup davacının müdürlükten azline ilişkin verilmiş bir karar bulunmadığını, bu haliyle şirketin yönetim ortanında da herhangi bir boşluk bulunmadığını, kanunun öngördüğü manda bir gereklilik hasıl olmaksızın keyfi bir şekilde yapılan 2018/... esas sayılı davanının konusuna müdahale niteliğindeki 10/07/2019 tarihli olaganüstü Genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, atanan kayyumların yetkisinin davacı ile davalı asil arasında devam eden uyuşmazlık çözümlenene kadar ki süreçte sadece şirketin yönetimine ilişkin olduğunu belirterek davalarının kabulü ile davalı şirketin 10/07/2019 tarihli olaganüstü Genel kurul toplantısına yönelik olarak, toplantıda alınan usul ve yasaya aykırı kararların TTK'nun 622. Hükmü uyarınca kıyasen uygulanacağı kabul edilen TTK'nun 445. Hükmü kapsamında iptaline, mümkün olmaması halinde Genel Kurulun olağanüstü toplanmasında TTK'nun 445. Hükmünün öngördüğü manada bir gereklilik hasıl olmadığı halde keyfi bir şkeilde yapılan ve yargılama konusuna (Merisn 1 ATM 2018/... E sayılı dosyasına) müdahale arz eden dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına; aynı zamanda eşit işlem ilkesine aykırı niteliktedi davalı asilin " 20 yıl süre ile müdür atanması" na yönelik usul ve yasaya aykırı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı ... vekilinin dilekçesi ile,Davacı tarafın 10/07/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının iptalini bu talebin kabul görmemesi halinde ise toplantıda karar altına alınan ve müvekkilinin 20 yıl süre ile müdür olarak atanmasına yönelik kararın iptalini talep ettiklerini, bundan sonraki açıklamaların davacının hisse oranını kabul anlamına gelmemek kaydı ile yapılacağını zira davacının kendi hisselerini müvekkiline devri söz konusu olduğunu bu oranın yüzdeliği konusunda taraflar arasında Mersin 1 ATM'nin 2018/... E sayılı davasının derdest olduğunu davacı ile davalı arasında bir çok davanın olduğunu, bu davaların çıkış noktasının da davacının şirketi zarar uğratması ve kötü yönetmesinden kaynaklandığını, davacının şirket müdür olarak görev yaptığı 4 yıl boyunca hiçbir genel kurul toplantısı yapmaması gerekenin ifası neticesi iş bu davanın açılmış olmasının düşündürücü olduğunu, diğer davalı şirkete Mersin 2 ATM'nin 2018/... E sayılı dosyası ile yönetim kayyumu atandığını, kayyumun şirketi yönetmeye devam ettiğini, Mersin 1 ATM'nin 2018/... E sayılı dosyasında kayyım heyetine yetki verilmesi için talepte bulunduklarını, talep doğrultusunda verilen kadarda genel kurul toplantısı yapılması yetkisinin kayyım heyetinde olduğuna işaret edildiğini, mahkeme ara kararı doğrultusunda genel kurul toplantı talebi içerir dilekçe müvekkili tarafından kayyım heyetine iletilmiş ve bunun üzerine gerekli ilan ve tebliğler yapılarak genel kurul toplantısı yapıldığını, davacının da bizzat katılımı ile 10/07/2019 tarihinde usul ve yasaya uygun genel kurul toplantısı yapıldığını ve kararlar alındığını, şirket müdürlüklerinin ne kadar süre ile seçilebileceği konusunda yasal bir düzenlemenin olmadığını, davacı taraf 5 yıl boyunca müdürlük yaptığını ve şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin pay (%90) çoğunluğu ile müdür seçildiğin, bahse konu seçimde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığını, kurul toplantısı ile şirket merkezinin taşındığı yerin bizzat şirketine ait taşınmaz olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; "bilirkişi raporunda şirket müdürü seçimi ve görev süresine ilişkin kararın TMK'nın 2. Maddesine uygun düşmediği, davalının uzun süreli olarak müdür olarak atanmasının çoğunluğun aldığı kararın azınlığı ezecek nitelikte olduğu ifade edilmiş ise de, TTK düzenlemelerinde herhangi bir ortağın uzun süreli olarak yönetici olarak atanamayacağına dair düzenleneme bulunmadığından ve TTK'nın 621. Maddesi hükümlerine bakıldığında, şirket müdürü atanması için özel bir çoğunluk aranmadığı anlaşıldığından, bilirkişilerin TMK 2. Maddesi yönünden şirket müdürü seçimine dair kararın geçersiz olduğu yolundaki değerlendirmesine itibar edilmemiş, bu sebeple davacının davalı şirket ilişkin olarak açtığı genel kurul kararını müdür seçimine ilişkin kararının ve şirket merkezinin değiştirilmesine dair karar dışındaki sair kararların iptaline dair talebinin yerinde olmadığı davalı şahsın da taraf sıfatının olmadığı kanaatine varılmakla 10/07/2019 tarihli genel kurulun 6. Maddesi ile alınan kararın iptaline dair talebin ve fazlaya ilişkin tüm istemin reddine " şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/... esas sayılı dosyasında devam eden davanın konusu müdürlükten azil olduğunu, müvekkilinin müdürlükten azline ilişkin verilmiş bir karar bulunmadığını, bu haliyle şirketin yönetim organında da herhangi bir boşluğun bulunmadığını, kayyumların yetkisi müvekkilimle davalı asil arasında devam eden uyuşmazlık çözümlenene kadar ki süreçte sadece şirketin yönetimine ilişkin olduğunu, bilirkişi raporu dikkate alındığında itirazlarına konu olağanüstü genel kurul toplantısında davalı asilin 20 yıl süre ile müdür seçilmesinin azınlık paya sahip müvekkilinin menfaatini hiçe sayar nitelikte olduğunu ayrıca karar ile hakkın kötüye kullanıldığı ve eşit işlem ilkesinin ihlal edildiğini belirterek, mahkemece verilen davanın kısmen reddine yönelik sulu ve yasaya aykırı karar kısmının kaldırılmasını ve Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan ... nolu kararın azınlık paya sahip müvekkilinin hukuki yararı da gözetilerek iptaline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ... vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davacı yabancı şahıs olmakla yabancılık teminatı yatırmadan davayı açtığını, bu durum MÖHUK ve HMK düzenlemelerine aykırı olduğunu, dava öncesi davacı tarafından arabuluculuya da başvurulmadığını, şirketin adresinin değişikliğe yönelik alınan kararın iptaline dair kabul kararının yerinde olmadığını, şirket merkezinin taşınmasının önemli karar sayılmasının mümkün olmadığını, TTK 621/f maddesinde yer alan unsur ve şirketin merkezinin başka bir mülki idareye taşınması ile ilgili olduğunu, şirket merkezi aynı ticaret sicil memurluğu içinde yer değiştirdiğini, şirket kuruluşunda bir adres gösterilmesinin yasal zorunluluk olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ... İnş. Taah. Teks. Gıda Takı Tenk. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; şirketin adresinin değişikliğine yönelik alınan kararın iptaline dair kabul kararının yerinde olmadığını, 10/07/2019 tarihli Genel Kurul ile şirket merkezi ... Mahallesi, ... Sokak No;... .. /... adresine taşındığını, şirket merkezinin taşınmasının önemli karar sayılmasının mümkün olmadığını, TTK 621/f maddesinde yer alan unsur ve şirketin merkezinin başka bir mülki idareye taşınması ile ilgili olduğunu, şirket merkezi aynı ticaret sicil memurluğu içinde yer değiştirdiğini, şirket kuruluşunda bir adres gösterilmesinin yasal zorunluluk olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, Şirket Genel Kurul Kararının İptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalı şirketin %10 hisse ile ortağı olduğu, Mersin 1. ATM'nin 2018/... Esas sayılı dosyası ile birleşen Mersin 2 ATM'nin 2018/... esas sayılı dosyasında davalı şirkete yönetim kayyımı atandığı, ancak, atanan kayyımların görev alanının dışına çıkarak, müdür değişikliği gündemi ile olaganüstü Genel Kurul toplantısı yapma kararı aldıkları ve 10/07/2019 tarihinde olaganüstü genel kurul toplantısı yapıldığı, toplantıda, şirketin diğer ortağı davalının, 20 yıllığına şirket müdürü olarak atanmasına ve şirket merkezinin adresinin değiştirilmesine karar verildiği, ancak, Mersin 1 ATM'nin 2018/... E sayılı dosyasında devam eden şirket müdürlüğünden azline ilişkin davanın derdest olup, henüz bu yönde bir karar verilmediği, bu haliyle şirketin yönetim organlarında bir boşluk bulunmadığı, TTK'nun 445. Maddesi gereğince bir gereklilik olmadan keyfi olarak alınan kararların, yargılama konusuna müdahale teşkil ettiği gibi dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına, aynı zamanda eşit işlem ilkesine de aykırı nitelikte olduğu, bu nedenle iptalleri gerektiği iddia edilmiş, davalı ise, davacının 5 yıl boyunca müdürlük yaptığını ve şirketi zarara uğrattığını, kendisinin ise pay (%90) çoğunluğu ile müdür seçildiğini, şirket merkezinin taşındığı yerin şirketin kendi mülkü olduğunu, davacının şirketteki hissesini kendisine devrettiğini ve bu hususta açılmış davanın derdest olduğunu, davacının 4 yıl boyunca hiçbir genel kurul toplantısı yapmaması nedeniyle, mahkemece atanan kayyımlar tarafından genel kurul toplantısı yapılması yönünde karar alındığını ve davacının da katılımı ile 10/07/2019 tarihinde usul ve yasaya uygun genel kurul toplantısı yapılıp, kararlar alındığını, şirket müdürlerinin ne kadar süre ile seçilebileceği konusunda yasal bir düzenlemenin olmadığını, şirket merkezinin taşındığı yerin de bizzat şirkete ait taşınmaz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK'nin 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 48. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.
Öte yandan Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi dava şartlarındandır. Bu itibarla mahkemece verilen kesin süre içinde teminat yatırılmaz ise anılan hüküm uyarınca dava şartı eksikliğinden dava reddedilir.
MÖHUK’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre hâkim, yabancı davacının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir.
Söz konusu anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan Sözleşme’nin 17 nci maddesinde âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Yine; "Yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları" düzenleyen 5484 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 88. maddesinde; "(1)Uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler, karşılıklılık şartından muaftır. (2) Başvuru sahibine, başvurusu reddedilen veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişilere sağlanan hak ve imkânlar, Türk vatandaşlarına sağlanan hak ve imkânlardan fazla olacak şekilde yorumlanamaz." düzenlemesi getirilmiş ise de; ilgili düzenlemeden aynı Yasa kapsamında, "geçici koruma" kapsamında bulunanların istifade edebilmesi "uluslararası koruma statüsünde" olması halinde mümkün görülmektedir.
Somut olayda, davacı Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olup dosya kapsamından, mahkemece davacının teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. 5718 sayılı Kanun’un 48. maddesinin ikinci fıkrasında, dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
Bu nedenle, ilk derece mahkemesi tarafından, öncelikle davacının statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, HMK'nın115/2 maddesi gereğince teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması hâlinde istemin usulden reddine, yatırılması hâlinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilerek karar verilmiş olması hatalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin kabulüne, HMK'nın 353/1-a-4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; teminata ilişkin dava şartı değerlendirilerek, bundan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Taraf vekilleri tarafından Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih esas 2019/... esas 2020/... karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurularının KABULÜNE,
2)-Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/12/2020 tarih 2019/... esas 2020/... karar sayılı Kararının HMK'nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama için Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'ne GÖNDERİLMESİNE,
4)a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
b)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalı ... İnş. Taah. Teks. Gıda Takı Tenk. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.'ya İADESİNE,
c)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 59,30.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalı ...'ye İADESİNE,
5)-Davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte ilk derece mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK'nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesine İADESİNE,
7)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-
6100 sayılı HMK'nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 04/03/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
...
Başkan
...
¸e-imzalıdır
...
Üye
...
¸e-imzalıdır
...
Üye
...
¸e-imzalıdır
...
Katip
...
¸e-imzalıdır