T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1454
KARAR NO : 2023/1488
KARAR TARİHİ : 29/12/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : ... Esas
DAVACILAR : 1-... - ...
...
2. ... . ...
...
VEKİLİ : Av. ...
[... ] UETS
DAVALI : 1 -... - -...
...
VEKİLLERİ : Av. ...
...
Av. ...
...
DAVALI : 2 -... - -...
...
VEKİLİ : Av. ...
...
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2023
YAZIM TARİHİ : 18/01/2024
... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/05/2022 tarih, ... Esas sayılı ara kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNLARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacılar ... ve ... ... ile dava dışı ... ve ... ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne kayıtlı davalı ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin hissedarlarından olup, aynı zamanda kardeş olduklarını, Adı geçen hissedarların babaları olan ... da dava şirketin hissedarı ve münferiden yetkilisi iken 25/12/2020 tarihinde vefat ettiğini, Murisin vefatı öncesi davalı şirkette murisin 4.650 adet, müvekkili davacılar ile dava dışı kardeşleri ...'nın 72'şer adet, dava dışı ...'ın ise 134 adet hissesi bulunduğunu, dolayısıyla murisin hissesi yaklaşık %93'lük bir orana tekabül ettiğini, Muris ...'ın yukarıda isimleri belirtilen şirket hissedarları haricinde ... isminde de oğlu bulunduğunu, ancak murisin ... 1. Noterliği'nin 07/04/2015 tarih ve ... yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile yasal mirasçısı ...'ı mirasçılıktan ıslat ettiğini, ... işbu vasiyetnameye karşı "mirasçılıktan çıkarmanın iptali" istemiyle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas sayılı sırasında kayıtlı davayı açtığını, söz konusu davanın derdest olduğunu, ... Ticaret Sicil Gazetesinin 12 Kasım 2020 tarih ve ... sayılı ilanı ile sabit olduğu üzere, davalı şirket hissedarlarından ... ve davalı şirket hissedarı olmayan ... müştereken olmak koşuluyla 04/11/2025 tarihinde kadar, muris ... ise münferiden olmak üzere 04/11/2025 tarihinde kadar davalı şirkete (Müdür) temsile yetkili olarak seçildiklerini, murisin vefatı sonrası ... ve ...'in müştereken Müdürlük yetki ve sorumlulukları devam ettiğini, davalı ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti., unvanından da anlaşılacağı üzere, hava filtresi, yağ filtresi, yakıt filtresi, hava kurutma filtresi alanlarında ülkemizde önde gelen firmalar arasında yer alan, öz sermaye ve ticari hacmi büyük saygın bir firma olduğunu, bu sebeple şirketin olağan faaliyetleri büyük önem arz etmekte ve basiretli davranmayı zorunlu kıldığını, ancak murisin vefatı sonrası yetkili Müdürler ... ve ... genel kurulu toplantıya çağırmadığını buna yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ayrıca şirketin durumuna ilişkin müvekkillerine herhangi bir bilgi vermediğini, uzun süre, gerektiği şekilde kâr paylarının dağıtımını yapmadığını, bunun üzerine vekil edenler adına taraflarınca davalı şirket ve temsilcisine hitaben .... Noterliği'nin 20/01/2022 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, genel kurul toplantısı için çağrı yapılması, yapılması gereken ödemelerin yapılması, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında şirket merkezinde inceleme yapılacağından bu hakkın kullandırılması ve bunun için gün ve saat bildirilmesi talep edildiğini, söz konusu taleplerine yönelik muhataplar vekili, ... 3. Noterliği'nin 26/01/2022 tarih ve ... yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesiyle; "...genel kurul talebinizin halihazırda devam eden davalar sebebiyle yapılabilmesi mümkün değildir. Zira bildiğiniz üzere, muris ...'ın şirketteki pay miktarı 4.650 adet (%93'e tekabül etmekte) olup, söz konusu payların halihazırda temsil edilmemesi sebebiyle, genel kurulun yapılabilmesi için aranan salt çoğunluk sağlanamamaktadır. Ancak hesap döneminin sona etmesinden itibaren 3 ay içerisinde yapılması gereken genel kurul için, belirlenen tarihin bitimine kadar, gerekli koşulların sağlanıp sağlanamayacağı (dava sürecinin bitip bitmediği) gözlemlenecek olup, belirlenen sürenin sonunda genel kurul çağrısı, Siz Sayın Muhataplara yine de yapılacak, toplantı yeter sayısına ulaşılması halinde genel kurul yapılacaktır." şeklinde cevap verdiklerini, aynı ihtarnamede kar payı dağıtımına ilişkin olarak ise, "...Rahmetli ...'ın kendi payına düşen kar paylarının ise, halen devam eden davalar sebebiyle murisin payının intikalinin yapılamamış olması sebebiyle, dağıtılması mümkün değildir.", "..Siz Sayın Muhatap ...'a 2021 yılı içerisinde 47.500,00.TL, Siz Sayın Muhatap ...'a 35.000,00.TL ödeme yapılmıştır..." ifadelerine yer verildiğini, olağan genel kurul toplantısının yapılıp yapılmaması ya da her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde olması koşulu dışında yapılması gereken zaman hususunda Müdürlere herhangi bir takdir hakkının tanınmadığı, bu hususun emredici nitelikte olduğu görülmekte olduğunu, bu bağlamda murisin düzenlemiş olduğu vasiyetnamenin iptaline ilişkin görülmekte olan davanın bulunması olağan genel kurul toplantısının yapılmasına engel olmadığını, vasiyetnamenin iptali davası sonunda çıkacak karar gereğince, gerektiğinde genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılabilecek olduğunu, genel kurulun yapılmasının bir davanın sonucuna bırakılması, şirketin devamlılığı ilkesi ile de bağdaşmadığını, yine bu davayı beklemek yerine tereke temsilcisi tayini suretiyle yetkili Müdürlerin sorunu çözme imkanları var iken kendilerince bu duruma dahi tevessül edilmediğini, müvekkil edenler adına taraflarınca miras ortaklığına temsilci atanması istemiyle ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden talepte bulunulduğunu ve söz konusu dava ... Esas sayılı sırasında derdest olduğunu, vasiyetnamenin iptali davasına işaret ederek genel kurul için çağrı yapılmaması ve bu suretle pay sahiplerinin haklarını kullanmasının engellenmesi, kâr dağıtımının usulüne uygun yapılmaması yetkili Müdürlerin iyi niyetli olmadıklarını, dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarını gösterdiğini, Limited Şirketin zorunlu organlardan olan genel kurul, pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını kullandıkları bir organ olduğunu, Genel Kurula katılma, görüş açıklama ve oy kullanma pay sahipliğinden kaynaklanan haklardan olduğunu ve bu hakkın esas sözleşmeyle dahi kısıtlanamaz olduğunu, 6102 sayılı TTK'nın 616. maddesinde genel kurulun devredilemez yetkileri sayıldığını, bu yetkiler, şirketin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve pay sahipliğinden kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için büyük öneme sahip, müdürlerin atanması ve değiştirilmesi, esas sözleşmenin değiştirilmesi, yıl sonu finansal tablolarının onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi ve şirketin feshi gibi yetkiler olduğunu, Genel Kurul toplantılarının belirtilen önemi nedeniyle, 6102 sayılı TTK'nın 617. maddesiyle, her yıl olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunlu hale getirildiğini, dolayısıyla şirket Genel Kurulu'nun toplanamaması sebebiyle yıllık faaliyet raporlarına ilişkin değerlendirme gerçekleşememekte, Denetçiler tarafından rapor hazırlanamamakta veya hazırlanmış rapor varsa ortaklarla paylaşılmamakta, Finansal tablolar yönünden tasdik işlemi yapılamamakta, kar ve kazanç dağıtım esasları belirlenememekte, Müdürlerin sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılamamakta, Müdür veya Müdürlerin tayini yapılamamakta ve yetkilerini ne şekilde kullanabilecekleri belirlenemediğini, şirket olağan genel kurulunun yapılmaması, müvekkillerinin ve diğer pay sahiplerinin şirket işlerine ilişkin haklarını muhtel hale getirdiği gibi, gelinen noktada, şirketin aktif-pasif dengesinin korunup korunmadığı, zararlandırıcı işlem yapılıp yapılmadığı, şirketin kar etme amacına uygun hareket edilip edilmediği olguları da sorgulanamadığını, Genel Kurulu toplantıya çağırma yetkisi ise müdürlere ait olduğunu, şirket ortaklarının Genel Kurulu doğrudan toplantıya çağırma yetkisi bulunmamakta olup, ortaklar bu haklarını ancak müdür aracılığıyla, müdürün çağrıya rağmen toplantı yapmaması halinde ise mahkemeden bu hususta karar alarak kullanabildiklerini, Zira 6102 sayılı TTK'nın 617/3. Maddesinde; "Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir." hükmü yer aldığını, Türk Ticaret Kanunu'nda anonim şirketlere ilişkin hükümler içerisinde "Mahkemenin izni" başlıklı 412. maddede ise; "Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir." denildiğini, Bu nedenle şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasının sağlanması amacıyla Mahkemeye başvuru yapma zorunlu hale geldiğini, şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması sürecinin sağlıklı işlemesi adına ve uzunca bir süre genel kurulun yapılmaması, bundan kaynaklı denetim mekanizmasının işletilememesi hususu da gözetilmek suretiyle, genel kurul için çağrı yapması, genel kurul öncesi finansal tablo, bilanço gibi şirket kayıtlarını ve belgelerini inceleme ve temin etmemize esas hale getirmesi, genel kurula kadar şirketin olağan, rutin faaliyetlerini yürütmesi ya da Müdürlerin şirket adına gerçekleştirilecek şirket aktifini azaltıcı tüm iş ve işlemlerin kayyımın onay ve denetimine tabi tutulması amacıyla davalı şirkete KAYYIM atanmasını, davalı şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılmasının sağlanmasına, ayrıca şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması sürecinin sağlıklı işlemesi adına ve uzunca bir süre genel kurulun yapılmaması, bundan kaynaklı denetim mekanizmasının işletilememesi hususu da gözetilmek suretiyle, genel kurul için çağrı yapması, genel kurul öncesi finansal tablo, bilanço gibi şirket kayıtlarını ve belgelerini inceleme ve temin etmemize esas hale getirmesi, genel kurula kadar şirketin olağan rutin faaliyetlerini yürütmesi, rutin faaliyetlerini yürütme istemimizin kabul uygun görülmemesi halinde en azından Müdürlerin şirket adına gerçekleştirecekleri şirket aktifini azaltıcı tüm iş ve işlemlerinin kayyımın onay ve denetimine tabi tutulması yetkilerini kapsar şekilde davalı şirkete KAYYIM tayinine karar verilmesini, seçilecek kayyım heyetinin de 1 adet hukukçu, 1 adet yeminli mali müşavir, 1 adet ... Filtre San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin faaliyet yürüttüğü alanda uzman bir bilirkişiden oluşturulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derce Mahkemesinin kararında özetle; şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerektiğini, somut olayda davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, HMK'nun 389. maddesi anlamında, davalı şirkete kayyum atanmasını gerektirir bir durumun mevcut olduğu HMK'nun 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiğini, davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI/DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davalıların yetkilisi oldukları ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti.'nde uzun zamandır genel kurul toplantısı yapılmadığını, müvekkili davacıların talep ve ısrarlarına rağmen, davalıların genel kurulu toplantıya çağırma yükümlülüklerini bilerek ve istereyerek yerine getirmediklerini, genel kurulun uzun süredir toplantıya çağrılmaması şirket müdürlerinin haklı sebeple azli sebebi olduğunu, şirket genel kurulunun yapılmaması sebebiyle müvekkiller ve diğer ortaklarca yıllık faaliyet raporlarına ilişkin değerlendirme gerçekleştirilememekte, finansal tablolar yönünden tasdik işlemi yapılamamakta, kar ve kazanç dağıtım esasları belirlenememekte ve müdürlerin sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılamadığını, davalıların salt bu değerlendirmelerin önüne geçmeleri şeklindeki somut durum dahi tek başına yaklaşık ispatı sağlar mahiyette olduğunu bu nedenle kayyım tayininin yapılması gerektiğini, ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti.'nde çoğunluk hisse sahibi olan muris ...'ın vefatı sonrası şirketin olağan işleyişinde bozulma ve aksamalar meydana geldiğini, ileride telafisi güç zararların önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyasında verilen davalıların yetkilisi olduğu ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne KAYYIM ATANMASI talebimizin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını, davalıların şirket Müdürlüğü görevlerinden azillerinin gerektiğine yönelik yaklaşık ispatın dosya kapsamında sağlanmış olması, uzunca bir süre şirket genel kurulun yapılmaması, bundan kaynaklı denetim mekanizmasının işletilememesi hususu dikkate alınarak ... Filtre San. ve Tic. Ltd. Şti.'ye KAYYIM tayinine ve seçilecek kayyım heyetinin 1 adet hukukçu, 1 adet yeminli mali müşavir, 1 adet ... Filtre San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin faaliyet yürüttüğü alanda uzman bir bilirkişiden oluşturulmasına karar verilmesini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER İLE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Ticari Şirket Yöneticilerin Azli davası olup, çekişme ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Davacı yan; şirketin olağan faaliyetleri büyük önem arz etmekte ve basiretli davranmayı zorunlu kıldığını, Ancak murisin vefatı sonrası yetkili Müdürler ... ve ... genel kurulu toplantıya çağırmadığını buna yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Ayrıca şirketin durumuna ilişkin müvekkillerine herhangi bir bilgi vermediğini, uzun süre, gerektiği şekilde kâr paylarının dağıtımını yapmadığını, davalı şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılmasının sağlanmasına, ayrıca şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması sürecinin sağlıklı işlemesi adına ve uzunca bir süre genel kurulun yapılmaması, bundan kaynaklı denetim mekanizmasının işletilememesi hususu da gözetilmek suretiyle, "genel kurul için çağrı yapması, genel kurul öncesi finansal tablo, bilanço gibi şirket kayıtlarını ve belgelerini inceleme ve temin etmemize esas hale getirmesi, genel kurula kadar şirketin olağan rutin faaliyetlerini yürütmesi, rutin faaliyetlerini yürütme istemimizin kabul uygun görülmemesi halinde en azından Müdürlerin şirket adına gerçekleştirecekleri şirket aktifini azaltıcı tüm iş ve işlemlerinin kayyımın onay ve denetimine tabi tutulması" yetkilerini kapsar şekilde davalı şirkete kayyım tayinine karar verilmesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiğini ileri sürmüş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı yan vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyum atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerektiği, davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında, HMK'nun 389. maddesi anlamında, davalı şirkete kayyum atanmasını gerektirir bir durumun mevcut olduğunun HMK'nun 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiği, davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine dair mahkemece isabetli şekilde değerlendirilme yapıldığı anlaşılmakla, davacı vekili istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
-
6100 sayılı HMK'nın 353/1. b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi'nin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
-
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,85.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 80,70.TL'nin mahsubu ile bakiye 189,15.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
-
6100 sayılı HMK'nin 326/1 maddesi gereğince istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan harcamaların kendi üzerine BIRAKILMASINA,
-
6100 sayılı HMK'nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
-
6100 sayılı HMK'nın 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
-
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK'nin 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
...
Başkan
...
e-imzalıdır.
...
Üye
...
e-imzalıdır.
...
Üye
...
e-imzalıdır.
...
Katip
...
e-imzalıdır.