T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1012 - 2024/132
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1012
KARAR NO : 2024/132
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2021
NUMARASI : ... Esas, ... Karar
DAVACILAR : 1- ... ...
2. ...
VEKİLİ : Av. ... UETS
İSTİNAF EDEN DAVALI : ... SİGORTA A.Ş. - ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 16/01/2024
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2024
... Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2021 tarih ve ... Esas, ... Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğlu ..., yol kenarında yaya olarak dururken firari bir aracın kendisine çarpıp kaçması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, 28/04/2019 tarihinde gerçekleşen bu kazada müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini, ... plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek, 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca 02/09/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava değerini 90.201,63 TL arttırarak, toplam 90.301,63 TL destekten yoksun kalma tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ... plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davacılardan ...'ye 14/01/2020 tarihinde 41.107,00 TL, davacı ...'ye de aynı tarihte 26.748,74 TL ödemede bulunduklarını, bu ödeme karşılığında davacıların şirketi ibra ettiğini, raporların Adli Tıp kurumundan alınması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın kabulü ile; davacı ... lehine 70.132,23 TL, davacı ... lehine 26.169,40 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/08/2019 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; kusura ilişkin itirazlarının değerlendirilmeden, ceza dosyasındaki maddi olgularla çelişki yaratan kusur raporunu hükme esas alan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, mahkemenin hükmüne esas aldığı, 19.08.2021 tarihli hesap raporunda müteveffanın hiç evlenmeyecek ve çocuk sahibi olmayacağı kabul edilerek gelirinin tümüyle anne ve babasına destek olacağı kabul edilerek düzenlenen hesap raporuna itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, bilirkişinin davacının muhtemel yaşam süresini TRH 2010 tablosuna göre bulduktan sonra progresif rant hesabına göre yaptığını, TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacı tarafın eksik evrakla başvurdukları 30.07.2019 tarihinden sonraki 8 iş günü sonrasını temerrüt tarihi olarak kabul eden yerel mahkeme kararını kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; meydana gelen trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kusur raporuna yönelik itirazları yönünden yapılan incelemede:
Dosya arasında mevcut .... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında alınan 26.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda sürücü ...'un hiçbir neden yokken yol kenarında bulunan yaya ...'ye ve park halindeki motosiklete çarptığından asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
İşbu dosyada alınan 04.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda ...'nin yok kenarında ancak yolun içinde bulunduğundan %15 oranında kusurlu olduğu, sürücü ... 'nin ise %85 oranında kusurlu olduğu görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan 04.04.2021 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu, kazanın davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusuruyla meydana geldiği anlaşıldığından davalı sigorta şirketi vekilinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Hesap raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Bilirkişi raporunda, Yargıtay 4. H.D.nin 18/04/2022 tarih 2021/13260 E.-2021/7328K. Sayılı kararı, 17.Hukuk Dairesinin 25.01.2016 tarihli 2014/5603 Esas, 2016/885 Karar sayılı, 17.12.2019 tarih ve 2018/1847 Esas, 2019/12104 Karar sayılı,08.07.2020 tarihli, 2019/1852 Esas, 2020/4568 Karar sayılı, 07.07.2020 tarih, 2019/114 Esas, 2020/4430 Karar sayılı kararları doğrultusunda payların dağıtıldığı, davacının kaza tarihinde 37 yaşında olduğu gözetilerek 1 yıl sonra 2020 yılında evleneceği, evlendikten 2 yıl sonra (40 yaşında) ilk çocuğunun dünyaya geleceği, iki yıl sonra (42 yaşında) ise ikinci çocuğunun dünyaya geleceği varsayılarak gelirler paylaştırılmış, anne ve babadan birinin erken ölmesi halinde onun yapı sağ kalan eşine dağıtılmıştır.
Davalı vekili hükme esas alınan hesap raporunda prograsif rant yöntemi kullanılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan 19.08.2021 tarihli aktüer raporunun Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonucu oluşan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hazırlandığı anlaşılmakla hesap raporunun usul, yasa, içtihatlara uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Faizin başlangıç tarihine yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacı davadan önce 26.07.2019 tarihinde sigorta şirketine başvurmuş olduğundan davalı 12.08.2019 tarihinde temerrüde düşürülmüştür. Mahkemece usul ve yasaya uygun olarak davalı yönünden temerrüt tarihi olan 12.08.2019 tarihinden itibaren faiz hükmedildiğinden bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak kamu düzeninden olması sebebiyle ara buluculuk ücreti hakkında hüküm kurulması unutulmuş olmakla bu yönden karar verilmek üzere kararın aşağıdaki gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK'nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine;
Ancak kamu düzeninden olması sebebiyle ara buluculuk ücreti hakkında hüküm kurulması unutulmuş olmakla bu yönden karar verilmek üzere kararın aşağıdaki gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
-
Davalı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
-
Kamu düzeninden olan arabuluculuk ücreti ile ilgili hüküm kurulmadığından,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2021 tarih ve ... Esas, ... Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının son bendinden sonra gelmek üzere,
"-1.118,64 TL arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye irat kaydına," olarak eklenerek kararın düzeltilmesine,
c-İlk derece mahkemesi kararındaki diğer hükümlerin aynen muhafazasına,
İstinaf giderleri açısından;
-
Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 6.578,36 TL istinaf karar harcının, toplam peşin yatırılan 1.542,13 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 5.036,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
-
İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
-
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-
Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK'nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç yüz yetmiş sekiz bin iki yüz doksan (378.290,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (... için 70.132,23 TL, davacı ... liçin 26.169,40 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.16/01/2024
Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.