T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1187 - 2024/1233
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1187
KARAR NO : 2024/1233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ...
ÜYE : ...
ÜYE : ...
KATİP :...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/... Esas, 2021/... Karar
DAVACI : 1- ... (Kendi adına asaleten ve müteveffa ...mirasçısı)
DAVACI : 2- (Müteveffa ... mirasçısı) ...
VEKİLLERİ : Av. ...
Av. ...
DAVALI : ... Sigorta A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ...
Av....
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 16.05.2024
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ...
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.12.2021 tarih, 2020/... Esas, 2021/... Karar sayılı karara yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 31/12/2015 tarihinde dava dışı ...'nın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın sürücünün dikkatsizliği sebebiyle direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların müşterek çocuğu ...'in yaralandığını, kaza neticesinde hastaneye kaldırıldığı ve uzun süren tedaviler sonucunda hayatını kaybettiğini, kaza yapan ... plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davalı şirket tarafından davacılara 46.610,00 TL ödeme yapılmış ise de sigortadan yapılan ödemenin yetersiz olduğunu bu nedenle şimdilik 150,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacılar vekili kaldırma kararı öncesi 27.05.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 85.078,86 TL, cenaze ve defin gideri yönünden 259,00 TL'ye olmak üzere toplamda 85.337,86 TL'ye arttırmış, kaldırma kararı sonrası 24.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ise destekten yoksun kalma ve cenaze defin gideri masrafını toplamda 111.762,16 TL'ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen ... plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olduğunu, Sgk tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerektiğini, öncelikle tüm delillerin toplanmasına müteakip tarafların kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini ve sağlıklı bir tazminat hesaplaması için aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından tazminat hesaplaması yapılmasını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacı ... ve mirasçıları yönünden davanın reddine, 105.424,93 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 259,00 TL cenaze defin gideri olmak üzere 105.683,93 TL maddi tazminatın 20/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 20.07.2016 tarihinde yapılan ödemeler ile sorumluluklarının sona erdiğini, yerel mahkemenin kaldırma kararında konu edilmediği ve ilk derece mahkemesinin ilk kararında hatır taşıması indirimi yaptığı halde, kaldırma kararı sonra verdiği kararda hatır taşıması indirimi yapmamış olmasının hukuki bir dayanağı olmadığını, ilk kararda cenaze ve defin gideri olarak 167,02 TL'ye hükmedilmiş iken sonraki kararda 259,00 TL olarak hükmedilmiş olmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın ilk ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmayıp 85.078,86.-TL üzerinden karar verilmesini talep etmiş olduğunu ve bu nedenle kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirsiz alacak davasında bir kez talep arttırımında bulunulabileceğinden ve sonradan tekrar ıslah talebinde bulunduğundan, 2. defa ıslah edilen kısım yönünden davanın reddinin gerektiğini, Kararın kaldırılması ile davanın reddini, aksi halde ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda hesaplama yapılmasını, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasını, aksi taktirde asgari ücret olarak alınmasının gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, SGK'ya yazı yazılarak kazanın iş kazası olup olmadığı ile davacı tarafa peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması ve yapılmış olması halinde ödenen miktarın tazminattan düşülmesinin gerektiğini, kusur oranlarının kabulünün mümkün olmadığının ATK'dan rapor aldırılmasının gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasının gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren ve yasal faiz olmasının gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 53/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verildiği görüldü.
Dairemizin kaldırma kararı öncesi ilk derece mahkemesinin .../... Esas ve .../... Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerinde dosyanın dairemize gönderildiği ve dairemizin .../... Esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı, bu dosyamızdan verilen 13.10.2020 tarih, .../... Esas, .../... Karar sayılı karar ile davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1.a-6. maddesi gereğince kabulü ile, ... ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarih ve .../... Esas ve .../... Karar sayılı kararının kaldırılmasına, eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve ilk derece mahkemesinin .../... Esasına dosyanın kaydedildiği ve bu dosyadan yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesinin 22.12.2021 tarih, .../... Esas, .../... Karar sayılı kararının davalı vekilince istinaf edildiği ve dosyanın dairemize gönderilerek .../... Esasa kaydının yapıldığı görüldü.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan kusur raporuna yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Somut olayda, 31.10.2015 günü saat 16.00 sıralarında sürücü ... sevk ve idaresinde bulunan ... plakalı aracı ile ... mahallesi istikametinden ... Köy mahallesi istikametine doğru seyirle geldiği mahalde, hızından dolayı aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek seyir istikametine göre yolun solundan yol dışı kalarak üzüm bağına girerek takla atmasıyla meydana gelen trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği ...'in vefat ettiği anlaşılmıştır.
Dosya içinde mevcut, tutulan kaza yeri tespit tutanağında kazanın tek taraflı kaza olduğu, her hangi bir dış etken olmadığı, sürücünün aracını hızlı kullanmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kalması ile kazanın meydana geldiği ve olayda tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde; dava dışı ... (... plakalı otomobil sürücüsü) sevk ve idaresinde bulunan otomobili ile olay anında araç kullanırken yola gereken dikkat ve özeni göstermemiş, kullanmış olduğu aracın hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış, mahal şartları üzerinde bir hızda geldiği olay mahallinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kaldığı kazanın oluşumunda dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı davranışı nedeniyle %100 oranında ve tam kusurlu olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin davanın müterafik kusur uygulanması gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK'nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana artmasına etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda, davacıların desteği, kaza esnasında ... plakalı araçta yolcu konumunda olduğu, aracı kullanmakta yeterli sürücüsü belgesine sahip olduğu ve yine dosya içindeki alkol muayene testine göre kaza esnasında yapılan alkolsüz olduğu, davacı ... emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu ve fakat davacının kaza esnasında araçtan fırlama gibi emniyet kemerinin takılı olmadığının gösterir emarelerin de bulunmadığı gibi davacıların araçta sıkışmasına bağlı olarak yaralanıp yaralanmadıkları anlaşılmamakla müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin dava açılmadan evvel yapılan ödeme ile zararın tamamının karşılandığına ve hesap yöntemine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Her ne kadar davalı vekili, 20/07/2016 tarihinde yapılan 27,014.00 TL ödeme ile sorumluluklarının sona erdiği iddia etmiş ise de; dairemizce aldırılan 25.04.2024 havale tarihli bilirikişi raporu ile, davalının davacı ...'e 20.07.2016 tarihinde yapmış olduğu 27.140,00 TL ödemenin, ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 Esas ve 2020/8104 Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre ve ödeme tarihi olan 2016 yılındaki asgari ücret verileri kullanılmak suretiyle davacının zararının tamamının karşılanmadığı, ödenmesi gereken toplam tazminat miktarının 137.693,00 TL olduğu ödenen tazminat miktarının ise 27.014,00 TL olduğu, iş bu ödeme ile ödenmesi gereken miktar arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin SGK tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmadığına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Dosya içinde mevcut 18.10.2016 tarihli SGK ... İl Müdürlüğünün müzekkere cevabında, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin hatır taşıması indirimi yapılmasına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK'nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söze dilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, 31/12/2015 tarihinde kazaya sebebiyet veren ... plakalı araç sürücü ... ile muris ... arasında usta çırak ilişkisi bulunduğu, bir işin ifası sırasında desteğin arabada bulunduğu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiren desteğin menfaati karşılığı bir taşımadan söz edilemeyeceğinden, hatır taşıması indiriminin uygulanmaması yerinde görülmüştür. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat miktarı yönünden usulü kazanılmış haklara riayet edilmediğine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Dairemiz ortadan kaldırma ilamından önce, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada 03.10.2017 havale tarihli hesap bilirkişi raporu davacılar vekiline 11.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili iş bu hesap raporuna süresi içinde olacak biçimde 24.10.2017 tarihinde itiraz ettiği, akabinde İlk derece mahkemesince 16.11.2018 tarihi ek hesap bilirkişi alındığı ve iş bu rapora davacı vekili yine süresi içinde itirazda bulunduğu ve nihayet 07.05.2019 tarihli hesap bilirkişi raporu alındığı ve bu raporda davacı ... 85,078,86 TL destekten yomsun kalma tazminatı alacağı ve 518,00 TL cenaze ve defin gideri alacağı bulunduğu tespit edilmiş, davacı vekili iş bu rapora itiraz etmemiş ve 27.05.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sunmuş ve davacı ... için 85,078,86 TL destekten yomsun kalma tazminatı ve 259,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzeri toplam 85.337,86 TL tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince 07.05.2019 tarihli hesap bilirkişi raporu dikkate alarak, hesaplanan 85,078,86 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 259,00 TL cenaze ve defin gideri üzerinden %20 oranında hatır taşıması indirim yapılmış ve neticeden 68.063,09 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 167,02 TL cenaze ve defin giderine hükmettiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin iş bu kararını davacı vekili sadece uygulanan hatır taşıması indirimi yönüyle istinaf etmiş, davalı vekili ise hükme esas alınan hesap raporu yönüyle itiraz etmiş, dairemizce yapılan istinaf incelemesinde davacı vekilinin istinaf başvurusu değerlendirilmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunarak ortadan kaldırma kararı verilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin ortadan kaldırılmasına karar verilen kararında hükme esas aldığı 07.05.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz etmeyen ve bu raporu istinaf konusu yapmayan davacı taraf yönünden, iş bu raporda davacı ... yönünden hesaplanan hesaplanan 85,078,86 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 259,00 TL cenaze ve defin giderlerinin miktarı yönünden davalı taraf için usulü kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince dairemizin ortadan kaldırma kararından sonra verdiği kararda, tazminat miktarları yönünden, davalı lehine olacak biçimde usulü kazanılmış haklara riayet edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin faizin başlangıç tarihi yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Bu nedenle yazılı şekilde başvuru tarihi dikkate alınarak faiz başlangıç tarihine hükmedilmesi yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22.12.2021 tarih, 2020/... Esas, 2021/... Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
- Davanın kısmen KABULÜ ile,
-Davacı ... ve mirasçıları yönünden davanın REDDİNE,
-85,078,86 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 259,00 TL cenaze defin gideri olmak üzere 85.337,86 TL maddi tazminatın 20/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Harç yönünden:
- a. )Harçlar Kanunu uyarınca davalıdan alınması gereken 5.829,42 TL karar harcından, peşin ve ıslah harçları olarak yatırılan toplamda 409,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.420,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 22.12.2021 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise ilk derece mahkemesince tahsiline karar verilen miktarın 6.810,06 TL, dairemizce verilen kararda hesaplanan bakiye harç miktarının ise 5.420,22 TL olduğu gözetilerek fazla tahsil edilen 1.389,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davalı tarafa iadesine,
Yargılama giderleri yönünden:
-
Davacı tarafından yapılan toplamda 438,40 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine,
-
Davacı vekili tarafından sarf edilen 219,30 TL tebligat gideri, 95,90 TL müzekkere gideri, 850,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.165,20 TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre takdiren 1.101,83 TL'sinin davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, kalan yargılama giderinin davacıların üzerinde bırakılmasına,
-
HMK'nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
-
Davacı ... kendisini vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine,
-
Davalı kendisini vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'den alınarak davalıya verilmesine ,
-
Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davalı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi dikkate alınarak red edilen miktar üzerinden hesaplanan 50,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
- Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan bilirkişi ve tebligat ücretleri toplamı 2.540,00 TL yargılama giderinin davacı ...'den alınarak davalıya verilmesine,
12-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK'nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK'nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa iadesine,
13-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK'nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç yüz yetmiş sekiz bin iki yüz doksan (378.290,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.