Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2017/5904 E. , 2022/5240 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/5904
Karar No : 2022/5240
DAVACI : …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2. … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
20/03/2012 tarihli ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ücretlerin iadesi hakkındaki 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinin iptali ile anılan düzenleme uyarınca okul kaydını sildirdiği gerekçesiyle yapılan %10 kesintinin tarafına iadesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
31/05/2017 tarihinde ... Koleji’ne iki çocuğunun kaydını yaptırdığı, talep edilen okul ücretinin taksitli şekilde ödenmek üzere okul idaresi ile anlaşıldığı, 13/06/2017 tarihinde ise devlet okuluna yazdırmaya karar verdiği için çocuklarının kayıtlarını iptal ettirdiği peşinat olarak 4000 TL ödeme yapıldığı, okul idaresi tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ilgili hükmü gerekçe gösterilerek 3.300 TL kesinti yapıldığı, düzenlemenin Anayasa’ya, Tüketiciyi Koruma Kanunu’na aykırı olduğu, eğitim öğretim yılı başlamadan bir başka ifadeyle henüz eğitim verilmeden cayma hakkı kapsamında kayıt sildirme işlemleri nedeniyle yıllık ücretin %10 oranında yapılan kesintinin velileri mağdur ettiğini, yapılan kesintinin haksız olduğu ve iptal edilmesi gerektiği iddia edilmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMASI :
… Bakanlığı Savunma Özeti: Öğrenci kaydının keyfi olarak iptalini engellemek amacıyla belli oranlar dahilinde iade hususunu düzenleyen Yönetmelik hükmünde ölçülülük ilkesine, hakkaniyete ve hukuka aykırılık bulunmadığı, 5580 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yer alan; “Ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edileceği yönetmelikle belirlenir." hükmü içerisinde ücret iadesine ilişkin hususlarında gireceği bu hususta davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığı, Yönetmeliğinin "Ücretlerin iadesi" başlıklı 56. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemede ortada kabul edilebilir bir mazeret niteliğinde bir durum yer almadığından öğrenci veya kursiyerler ister öğretim yılı/dönem başlamadan ister öğretim yılı /dönem başladıktan sonra ayrılsın her halükarda dönem ücretinin belirli bir miktarı kesileceği esasının kabul edildiği, böylece öğrenci ve kursiyerin menfaatinin korunduğu gibi kurum işletenlerin de menfaatinin korunduğu, dava konusu edilen düzenlemenin ölçülülük ilkesi çerçevesinde yapılan düzenleme olduğu, ücretlerin iadesinin hiçbir şekilde düzenlenmediği durumda öğrenci ve kursiyerlerin özel öğretim kurumları gibi kurumsal şirketler karşısında zayıf bir pozisyonda kalacağı, dolayısıyla düzenlemenin hukuka, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
… Valiliği Savunma Özeti: Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde yer alan düzenleme gereğince işlem tesis edildiği, ilgili madde ile özel okul öğrencilerinin okuldan ayrılması halinde hangi koşullarda ücretlerinin iade edileceğinin sayıldığı, keyfi olarak kaydın sildirilmesi işlemi sonucunda özel okulların zarara uğrayacağı ileri sürülerek davanın reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir."; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar."; "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; "Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu,"; (h) bendinde; " Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,"; (i) bendinde; " Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) bendinde; "Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,"; (l) bendinde; "Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade eder." hükümleri yer almaktadır.
Anılan Kanun'un "Ayıplı mal" başlıklı 8. maddesinde; "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz." düzenlemeleri yer almaktadır.
Yine, Kanun'un "Taksitle satış sözleşmeleri" başlıklı 17. Maddesinde, taksitle satış sözleşmesinin, satıcı veya sağlayıcının malın teslimi veya hizmetin ifasını üstlendiği, tüketicinin de bedeli kısım kısım ödediği sözleşmeler olduğu ifade edilmiş olup; "Cayma hakkı" başlıklı 18. maddesinde ise; " (1) Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir.
(2) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür." kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanun'un Genel Gerekçesinde; birçok sözleşmede sorunun, tüketicinin, gerek işlemin cazibesi gerekse pazarlama tekniklerinin özellikleri nedeniyle çok fazla düşünmeden sözleşme imzaladığı, bu hallerde genelde karşılaşılan durumun, tüketicinin kısa süre sonra sözleşmeyi kurduğuna pişmanlık duyması olduğu, bu hallerde kendisine tanınabilecek en iyi imkânın cayma hakkı olduğu, başka bir deyişle; sözleşmeyi kurmaya yönelik irade beyanının geri almasına yönelik hak olduğu, nitekim Tasarıda bir dizi sözleşme için (devre tatil ve uzun süreli tatil ürününe ilişkin sözleşmeler, işyeri dışında yapılan sözleşmeler, ön ödemeli ve mesafeli sözleşmeler, finansal hizmetlerin mesafeli satışına ve tüketici kredisine ilişkin sözleşmeler gibi) bu tür bir cayma hakkının kabul edildiği ve buna ilişkin süre de ondört gün olarak belirlendiği, bu şekilde tüketicinin düşünmeden, baskı altında veya malı görmeden akdettiği sözleşmeden kurtulma imkânına sahip olacağı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan düzenlemelerden anlaşıldığı üzere; eğitim öğretim hizmetinin kamu hizmeti olduğu hususunda hiçbir tereddüt bulunmamakla birlikte, anılan kamu hizmetinin özel öğretim kurumları aracılığıyla sunulmasına yönelik olarak, kurumlar ile öğrenci velileri arasında imzalanan sözleşmenin ise; tüketici sözleşmesi olduğu tartışmasızdır.
Burada, özel öğretim kurumları tarafından verilen eğitim hizmetinin, Devletin denetim ve gözetim görev ve yetkisi ile eğitim öğretim faaliyetinin kamusal yönü itibarıyla "Kamu Hukuku"; kurum ile öğrenci velisi arasında imzalan sözleşme yönüyle de, "Özel Hukuk" hükümleri ön plana çıkmaktadır.
Dolayısıyla, özel öğretim kurumları ile öğrenci velileri arasında imzalanan sözleşmelerin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu açıktır.
Özel okula öğrenci kaydı yapılıp okulun kontejanı doldurulduktan sonra, Yönetmelik'te belirtilen sebeplerin hiçbirisi gösterilmeksizin kaydın silinmesinin istenilmesi halinde, özel okullarda başlangıçta duyurulan ve doldurulan kontejanın kayıt süresi bittikten sonra boş kalmasına ve bu okullara yeniden kayıt yaptıracak öğrencinin bulunamamasına sebebiyet verilebileceği, öğrenci kaydının keyfi olarak iptalini engellemek amacıyla belli oranlar dahilinde iade hususunu düzenleyen dava konusu Yönetmelik hükmünde, ölçülülük ilkesine, hakkaniyete ve hukuka aykırılık bulunmadığı tartışmasız olup; düzenlemenin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 18. maddesi uyarınca "cayma hakkına" yer verilmeyerek eksik düzenlendiği, bir başka anlatımla; tüketicinin düşünmeden, baskı altında veya sunulan hizmetin sözleşme şartlarına aykırı bulunması halinde akdettiği sözleşmeden kurtulma imkânı sağlayacak şekilde tedbirler alınmadığı, dava konusu düzenlemenin bu yönüyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı olduğu, iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : 20/03/2012 gün ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "Öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim kurumu, ilkokul, ortaokul, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir." hükmünün iptali ile kayıt iptalindeki iadeden kesinti yapılan 3.030, 00 TL'nin iadesi ve zararının tazmini istenilmektedir.
Öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen özel öğretim kurumlarında öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmının iade edileceği, öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara ise yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmının iade edileceği şeklindeki hükümde; kurumların devamlılığı açısından özel öğretim kurumlarının eğitim ve öğretim planları, insan kaynakları yönetimi ve ticari hayatın gereklilikleri de gözönünde bulundurularak bir sonraki eğitim ve öğretim yılına ilişkin hazırlıkları gerçekleştirmekte oldukları dikkate alındığında, hukuka, hizmet gereklerine ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa aykırılık ve iptali gerektirecek bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı tarafından, 31/05/2017 tarihinde ... Koleji’ne iki çocuğunun kaydını yaptırdığı, 13/06/2017 tarihinde ise devlet okuluna yazdırmaya karar verdiği için çocuklarının kayıtlarını iptal ettirdiği, peşinat olarak 4000 TL ödeme yapıldığı, okul idaresi tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi gerekçe gösterilerek 3.300 TL kesinti yapıldığı, düzenlemenin Anayasa’ya, Tüketiciyi Koruma Kanunu’na aykırı olduğu, eğitim öğretim yılı başlamadan bir başka ifadeyle henüz eğitim verilmeden cayma hakkı kapsamında kayıt sildirme işlemleri nedeniyle yıllık ücretin %10 oranında yapılan kesintinin velileri mağdur ettiği, yapılan kesintinin haksız olduğu ileri sürülerek, 20/03/2012 tarihli ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ücretlerin iadesi hakkındaki 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinin iptali ile anılan düzenleme uyarınca okul kaydını sildirdiği gerekçesiyle yapılan %10 kesintinin tarafına iadesi istenilmektedir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa 'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan devlettir.
Yine, Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Milli Eğitim Bakanlığı" başlıklı onuncu bölümünde düzenlenen "Görevler" başlıklı 301. maddesinde; "Milli Eğitim Bakanlığının görev ve yetkileri sayılmıştır.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde; bu Kanunun amacının, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak malî destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemek olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarını kapsadığı hüküm altına alınmıştır.
Yine 5580 sayılı Kanun'un "Malî hükümler" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlar, faaliyetlerini sadece kazanç sağlamak için düzenleyemezler. Ancak, Türk Millî Eğitiminin amaçları doğrultusunda eğitimin kalitesini yükseltmek, gelişmelerine fırsat ve imkân verecek yatırımlar ve hizmetler yapmak üzere gelir sağlayabilirler."; "Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, ücretsiz öğrenim ve yabancı uyruklu öğrenciler" 13. maddesinin 2. fıkrasında; "Ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edileceği yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
20/03/2012 gün ve 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Ücretlerin iadesi" başlıklı 56. maddesinde; " (1) (Mülga fıkra: 13.01.2017 - 29947 s. R.G. Yön./22. md.)
(2) (Mülga fıkra: 13.01.2017 - 29947 s. R.G. Yön./22. md.)
(3) (...) Kurumlara (...) kaydolan öğrenci ve kursiyerlerden;
a) (Değişik bend: 21.07.2012 - 28360 S. R.G. Yön./14. md.) Öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim kurumu, ilkokul, ortaokul, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında (...) öğretim yılı başlamadan sınavla öğrenci alan resmî okulların 9 uncu sınıflarına kayıt yaptırdığını belgelendirenler hariç, okuldan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir. Öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilir.
b) Öğrenim ücretini ders saati ücreti olarak belirleyen kurumlarda dönem başlamadan ayrılanlara öğrenim ücretinin yüzde onu dışındaki kısmı iade edilir. Dönem başladıktan sonra ayrılanlara öğrenim ücretinin yüzde onu ile öğrenim gördüğü ders saati sayısına göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilir.
c) Öğretime başladıktan sonra ayrılan öğrenci veya kursiyerlerden alınacak ücret kurumun öğrenim ücretinden fazla olamaz.
(4) (Ek fıkra:19.02.2020 - 31044 s. R.G. Yön./42. Md.) Kurumlardan ayrılan öğrenci/kursiyerlerin ücret iadeleri ayrılış tarihinden itibaren en geç bir ay içerisinde yapılır." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Düzenleyici İşlem Yönünden;
Dava konusu düzenlemeyle, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na tabi olan ve öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim kurumu, ilkokul, ortaokul, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında kayıt yaptıran öğrencinin kaydını sildirmesi halinde ücretlerin iadesine ilişkin usul esaslar belirlenmiş olup; buna göre; kayıt yapıtırılan öğretim yılı başlamadan sınavla öğrenci alan resmî okulların 9 uncu sınıflarına kayıt yaptırdığını belgelendirenler hariç olmak üzere okuldan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmı; öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmı iade edilecektir.
Davacı tarafından, 31/05/2017 tarihinde ... Koleji’ne iki çocuğunun kaydını yaptırdığı, talep edilen okul ücretinin taksitli şekilde ödenmek üzere okul idaresi ile anlaşıldığı, 13/06/2017 tarihinde ise devlet okuluna yazdırmaya karar verdiği için çocuklarının kayıtlarını iptal ettirdiği peşinat olarak 4000 TL ödeme yapıldığı, okul idaresi tarafından Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin ilgili hükmü gerekçe gösterilerek 3.300 TL kesinti yapıldığı, düzenlemenin Anayasa’ya Tüketiciyi Koruma Kanunu’na aykırı olduğunu, eğitim öğretim yılı başlamadan bir başka ifadeyle henüz eğitim verilmeden cayma hakkı kapsamında kayıt sildirme işlemleri nedeniyle yıllık ücretin %10 oranında yapılan kesintinin velileri mağdur ettiğini, yapılan kesintinin haksız olduğu ve iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Yukarıda yer alan düzenlemeler çerçevesinde; kuruma yeni kayıt olan öğrenci ve kursiyerlerin öğretim yılı başlamadan, bir başka anlatımla kayıt olduğu kurumda herhangi bir öğrenim görmeden ayrılışı söz konusu olduğunda, yatırılmış olan ücretin iadesinde; hem kurumun eğitim öğretim, yerleşim ve personel giderlerini karşılamaya yönelik yapılan mali planlamasının sekteye uğramaması hem de öğrencinin veya kursiyerin öğretim yılı başında herhangi bir öğrenim görmeksizin kurumdan ayrılışı halinde karşılıksız bir şekilde ödeme yapmaya mecbur bırakılmaması bağlamında, ölçülülük ilkesi çerçevesinde, belli oranlar dahilinde iade hususunun düzenlenmesinde hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim; benzer bir dosyada, dava konusu düzenleme yönünden, Dairemizce 18/03/2018 tarih E:2013/8598, K:2018/4504 sayılı davanın reddi yolunda verilen karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 10/02/2020 tarih ve E:2019/955;K:2020/289 sayılı kararıyla onanmıştır.
Bu durumda, davalı idarenin yukarıda yer verilen mevzuat çerçevesinde getirdiği dava konusu kuralda hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bireysel işlem yönünden;
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim okulu, ilköğretim okulu, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında ve öğrenci etüt eğitim merkezlerinde öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmın iade edileceği, öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara ise, yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmın iade edileceği öngörüldüğünden; davacının velisi olduğu öğrencilerin 31/05/2017 tarihinde ... Koleji’ne kaydının yaptırılarak 13/06/2017 tarihinde çocuklarının kayıtlarının sildirildiği dikkate alındığında, peşinat olarak yapılan 4000 TL ödemeden yıllık eğitim ücretinin %10 oranına tekabül eden 3.300 TL'sinin dava konusu düzenleme uyarınca kesilmesine ilişkin dava konusu işlemde üst norm hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
-
Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
-
Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
-
Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
29/09/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
X- 20/03/2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğin ücretlerin iadesi hakkındaki 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendi ile anılan düzenleme uyarınca tesis edilen işlemin iptali istenilmiştir.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun "Malî hükümler" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlar, faaliyetlerini sadece kazanç sağlamak için düzenleyemezler. Ancak, Türk Millî Eğitiminin amaçları doğrultusunda eğitimin kalitesini yükseltmek, gelişmelerine fırsat ve imkân verecek yatırımlar ve hizmetler yapmak üzere gelir sağlayabilirler."; "Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, ücretsiz öğrenim ve yabancı uyruklu öğrenciler" 13. maddesinin 2. fıkrasında; "Ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edileceği yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü uyarınca, kurumların ücretleri hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edeceğini belirleme yetkisinin Yönetmelikle idareye verildiği görülmektedir.
20/03/2012 gün ve 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Ücretlerin iadesi" başlıklı 56. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde kurumlara yeni kaydolan öğrenci ve kursiyerlerden öğrenim ücretini yıllık olarak belirleyen okul öncesi eğitim okulu, ilköğretim okulu, özel eğitim okulu, ortaöğretim okullarında ve öğrenci etüt eğitim merkezlerinde öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmının iade edileceği, öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmının iade edileceği düzenlenmiştir.
Düzenleyici İşlem Yönünden;
Yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden; ücretlerin iadesinde, kurumlara yeni kaydolan öğrenci ve kursiyerin kurumdan ayrılışının gerçekleşmesi halinde; öğretim yılı başlamadan ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu dışındaki kısmının; öğretim yılı başladıktan sonra ayrılanlara yıllık ücretin yüzde onu ile öğrenim gördüğü günlere göre hesaplanan miktarın dışındaki kısmının iadesi yapılacaktır.
Dava konusu düzenleme uyarınca, kurumlara yeni kaydolan öğrenci ve kursiyerin, öğretim yılı başlamadan -herhangi bir sebep belirtmeksizin veyahut da ailevi durumlar (tayin vs.), sosyal ve/veya ekonomik nedenler ya da sağlık durumu gibi özel sebepler gerekçe gösterilmek suretiyle- kurumdan ayrılmaları halinde yıllık ücretin yüzde onuna tekabül eden kısmının iade edilmeyerek kuruma gelir kaydedilmesi herhangi bir eğitim öğretim hizmeti almayan ilgililer açısından karşılıksız bir ödeme yapılmasına; kurum açısından ise, haksız bir kazanç elde edilmesine sebebiyet vermektedir.
Eğitim öğretim hakkı çerçevesinde kuruma yeni kaydolan öğrenci ve kursiyerlerin öğretim yılı başlamadan herhangi bir yaptırım ile karşı karşıya kalmaksızın farklı sebepler ile kurumdan ayrılabilmesi hakkaniyet gereği olup, öğretim yılı başlamadan ayrıldıkları kurumdan eğitim öğretim hizmeti de almadıklarından salt kayıt oldukları gerekçesiyle yıllık ücretin yüzde onuna tekabül eden kısmın iade edilmeyeceğine ilişkin hükmün kanuni dayanağının bulunmaması, ölçülülük ilkesine ve hukuka aykırı olması sebebiyle dava konusu düzenleyici işlemin iptali gerekmektedir.
Bireysel işlem yönünden;
Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; hukuka aykırı olan düzenleme uyarınca tesis edilen işlemde de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla; dava konusu düzenleme ile düzenleme uyarınca özel öğretim kurumunun yıllık eğitim ücretinin %10'u oranında kesinti yapılması yolunda tesis edilen işlemin iptali gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.