Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2022/6637 E. , 2024/2311 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2022/6637

Karar No : 2024/2311

DAVACI: …

VEKİLİ: Av. …

DAVALILAR:

VEKİLİ: Av. …

  1. … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ: Av. …

DAVANIN KONUSU: Samsun ili, İlkadım ilçesi, … mahallesi, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesine ilişkin 22.04.2021 tarih ve 31462 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 21.04.2021 tarih ve 3872 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI: Dava konusu proje alanında yeni tarihlerde yapılmış çok sayıda işhanı bulunduğu, alandaki yapılaşmaların imar mevzuatına uygun şekilde gerçekleştiği, eskiyen kent dokusundan söz edilemeyecek olan alanın 5373 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinde sayılan nedenlerden hangisine dayanılarak kentsel dönüşüm proje alan sınırı içerisine alındığının Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi kararında açıklanmadığı, hiçbir analize, senteze, mekansal politikaya dayanılmaksızın kentsel dönüşüm kararı alındığı, Samsun Çorum Tokat Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında uyuşmazlık konusu alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmediği, dava konusu işlemin üst ölçekli plan kararlarına aykırı olduğu, proje alan sınırının parçacıl bir yaklaşımla belirlendiği, davacıya ait taşınmazın içerisinde yer aldığı imar adasının tamamı proje alanına dahil edilmediği gibi Bankalar Caddesinin kuzey ve güney kesimi gibi proje alanına asıl dahil edilmesi gereken kent dokularının bulunduğu kısımların sınır dışında bırakıldığı, dava konusu işlemin kentsel dönüşümün amacına, 5373 sayılı Kanun'un 73. maddesi hükümlerine ve kamu yararına aykırı olduğu, iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ:

Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından, Atatürk Bulvarının etrafındaki rekreaktif alanlar ile tarihi kent dokusunun ve meydan kullanımının birarada değerlendirilebilmesi için alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edildiği, mevcut durumda kuzey-güney hattında Site Camii, bu caminin kuzeyinde yer alan tescilli tütün fabrikasının bulunduğu ve günümüzde alışveriş merkezi olarak kullanılan alan ile 19 Mayıs Bulvarının altından geçen yaya geçidi aracılığıyla kuzeydeki Cumhuriyet Meydanı arasında bütünlük bulunduğu, ancak aynı bütünlüğün doğu-batı hattında Cumhuriyet Meydanı ile Atatürk Parkı, Kurtuluş Yolu ve İskelesi, sahil yolu ve rekreasyon alanları arasında sağlanamadığı, kentsel dönüşüm sınırı belirlenirken, tüm bu fonksiyonların entegrasyonunun sağlanabileceği bir kurgu geliştirildiği, meydan alanı ile ticari, turistik, rekreaktif alanlar arasında kesintisiz yaya ulaşımı sağlanabilmesi amacıyla, fiziki eşik olan Atatürk Bulvarı ve raylı sistem hattının üzerinden doğu-batı hattını birbirine bağlayacak yaya köprüleri inşa edileceği, bu köprülerden bir tanesinin Panorama 1919 Müzesi ile mevcutta Vatan Bilgisayar isimli işletmenin bulunduğu alan arasında yapılacağı, yaya köprüsünün ayak kısmı Vatan Bilgisayarın kullanımında olan taşınmaza denk geldiğinden, söz konusu taşınmazın proje alanına dahil edilmesi gerektiği, bu nedenle proje alanı sınırının geometrik olmayacak şekilde belirlendiği, diğer yaya köprüsünün yine Atatürk Bulvarı ve raylı sistem hattının üzerinden eski adliye binası ve Muzaffer Önder Parkı arasındaki bağlantıyı sağlayacak şekilde yapılacağı, böylece tüm fonksiyonlar arasında kesintisiz bağlantı sağlanacağı, mevcutta Site Camisinin bulunduğu alanın meydanla bütünlük sağlanması amacıyla proje alanına dahil edildiği, planlama literatüründe bir alanın meydan olarak tanımlanabilmesi için öncelikle yayalaştırılması gerektiğinden, mevcut Cumhuriyet Meydanının Gazi Caddesi yaya aksına kadar genişletilmesinin meydan fonksiyonunu artırıcı nitelikte olduğu, kentsel odak noktalarının Cumhuriyet Meydanı çevresinde yoğunlaştığı, yaya aksının ve alışveriş mekanlarının yoğun olduğu bölgenin, yeşil alanlarla birlikte yeniden düzenlenerek yeni meydan ile birleştirilmesinin amaçlandığı, meydan ile çevre yapılar arasında kullanım ilişkisini güçlendirmek ve meydanı çekim merkezi yapmak amacıyla yeraltı otoparkı ve peyzaj düzenlemesi yapılmasının planlandığı, dava konusu işlem kamu yararı amacı taşıdığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, uyuşmazlık konusu alanın, kentin kültürel ve tarihi dokusunu korumak, rekreasyon ve donatı alanları oluşturmak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim proje alan sınırı içinde belirlendiği, bu haliyle 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde aranan şartların mevcut olduğu, kentsel odak noktalarının Cumhuriyet Meydanı çevresinde yoğunlaştığı, yaya aksının ve alışveriş mekanlarının yoğun olduğu bölgenin, yeşil alanlarla birlikte yeniden düzenlenerek, yeni meydan ile birleştirilmesinin amaçlandığı, meydan alanına ilişkin kentsel tasarım projesinin hazırlandığı ve bu projenin hazırlık çalışması aşamasında binaların analiz çalışmalarının yapıldığı, bu analiz çalışmaları sonuçlarına göre, 202 ada, 53 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan Bafra İşhanının 1968 yılında ruhsat aldığı, binanın çok eski olması ve Deprem Yönetmeliğine uygun olmaması nedeniyle riskli olduğu, ayrıca plana aykırı ilaveler yapılarak riskliliğinin daha da artırıldığı, diğer 5 işhanının ruhsat tarihlerinin ise 1972 ila 1992 yılları arasında değiştiği, söz konusu yapıların da Deprem Yönetmeliğine uygun olmadığı, yine Bulvar Alışveriş Merkezi ile Atatürk Parkı arasında kalan proje alanı içindeki taşınmazlardan, üst katlarında Samsun Büyükşehir Belediyesi Ek Hizmet Binası, Defterdarlık Hizmet Binası ve Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis Binasının, alt katlarında özel şahıslara ait dükkanların bulunduğu yapılara 1965 yılında ruhsat verildiği, bu binaların ekonomik ömrünü tamamlamak üzere olduğu, ayrıca Site Caminin bitişiğindeki hazineye ait 8 katlı binanın riskli yapı tespit edilerek yıkıldığı, yıkılan bu binanın 1980 yıllında Deprem Yönetmeliğine uygun olmadan yapıldığı, dolayısıyla proje alanında yer alan yapıların büyük kısmının 1980'li yıllarda yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, can ve mal güvenliği açısından riskli durumda olduklarının kabul edilmesi gerektiği, proje alanının çevresinde Gazi Müzesi, eski tütün fabrikası, eski askeri hastane, Onur Anıtı gibi tescilli yapıların bulunduğu, özellikle Samsun'un tarihi simgesi olan Onur Anıtının içinde bulunduğu Atatürk Parkının etrafı binalarla çevrili olduğundan meydanla bütünlük sağlayamadığı, dava konusu işlemle bu parkın çevresinin açılacağı ve bütünlük içinde meydan oluşturulacağı, proje alanının sınırında tescilli yapılardan oluşan alanın 16.10.2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel yenileme alanı ilan edildiği, bu doğrultuda tescilli tütün fabrikası binasının restore edilerek, Bulvar Alışveriş Merkezi olarak kullanıma açıldığı, dolayısıyla bölgede yenileme alanı ilanı ile başlayan dönüşüm sürecinin, dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilanı ile devam ettirildiği, söz konusu yenileme alanı ile bütünlük oluşturulduğundan, proje alan sınırının iddia edilenin aksine bütüncül ve anlamlı bir sınır olduğu, Ziraat Bankasının kent belleğinde yer etmiş bir bina olduğu, bu nedenle proje alanına dahil edilmediği, meydanla bütünlük oluşturacak şekilde tasarlandığı, dava konusu proje kapsamında alanın tamamına meydan kullanımı getirileceği ve ticaret gibi yapılaşmaya konu kullanımlarına yer verilmeyeceği, niteliği itibariyle vatandaşla anlaşma yoluna gidilecek bir tasarım projesi olmadığından toplantılar düzenlenmediği, buna karşılık, basın yoluyla halka gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı, dava konusu Cumhurbaşkanı kararı doğrultusunda yeni 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin onaylanmasına ilişkin Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında, Cumhurbaşkanı kararı ekinde yer alan sınıra göre düzeltme yapıldığından mevcut durumda sınırlar arasında farklılık bulunmadığı, dava konusu işlem doğrultusunda alanda kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığı, hukuka uygun şekilde yapılan ve kamu yararı amacı taşıyan işleme yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Kentsel dönüşüm projeleri ile elde edilmek istenilen toplumsal amaca ulaşılabilmesi için, plan hazırlık aşamasında yapılması gereken kapsamlı etüt, analiz, sentez çalışmalarını da içerecek şekilde hazırlanan kentsel tasarım projelerinin üstlendiği rolün önemini azımsamamak gerekmektedir.

Kentsel tasarımın projelendirilerek somutlaştırma yapılmasıyla, eskiyen kent kısımlarının sorunlarının ve bu sorunların çözümü için kentsel dönüşümün en uygun müdahale aracı olduğunu gösteren bilimsel, nesnel, teknik gerekçelerin ortaya konulması, kentsel dönüşüm alanı ilanlarına dayanılarak yapılacak olan ve bu alanların hayata geçirilmesini sağlayan nazım ve uygulama imar planlarının hazırlanmasında kentsel dönüşüm alanı ilanı kararlarının yol gösterici işlevi sağlanmış olacaktır.

Bir kısım yapı adalarının zikzaklar çizilerek dışarıda bırakılması suretiyle parçalı şekilde belirlenen kentsel dönüşüm sınırının, proje ile hedeflenen meydan bütünlüğünü ve deniz tarafına doğru oluşturulmak istenilen açıklığı sağlamaya elverişli olmadığı, yeterli bilimsel, teknik araştırmalara, analiz ve sentez çalışmalara dayalı şekilde sınır tespiti yapılmadığı, kriterleri ortaya konulmadan sonradan proje alanına dahil edilen taşıt yollarının sadece 5 hektarlık yasal büyüklük koşulunu sağlamaya hizmet ettiği anlaşıldığından, hukuka uygun olmayan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'İN DÜŞÜNCESİ: Dava, Samsun ili, İlkadım ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesine ilişkin 22.04.2021 tarihli, 31462 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 21.04.2021 tarihli, 3872 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinde, ''Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Cumhurbaşkanınca bu yönde karar alınması şarttır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir..." hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda içeriği yazılı Kanun hükmü uyarınca bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilebilmesi için, alanda ve çevresinde yürürlükte olan imar planlarının, ulaşım bağlantılarının, yapılaşma yoğunluklarının, alanın mülkiyet, sosyal ve teknik alt yapı ve fiili yapılaşma durumunun, bölgenin sorunlarının ayrıntılı olarak incelenmesi suretiyle kamu yararının ortaya konulması ve sorunların çözümü için alanın, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak belirlenmesinin gerekliliğinin, bilimsel, nesnel gerekçelerinin sunulması, bu bağlamda daha sonra yapılacak imar planlarını yönlendireceğinden, ayrıntılı proje raporunun hazırlanarak proje sınırının belirlemesi gerekmektedir. Böylece alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesiyle ulaşılmak istenen amaca ulaşılması mümkündür.

Danıştay Altıncı Dairesinin E:2021/6573 sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporunda, özetle; dava konusu işleme ait gerekçe raporunda projenin amacına ve kapsamına dair genel açıklamalara yer verildiği, ancak kentsel dönüşüm veya kentsel tasarım projesinin hazırlanmadığı, bu nedenle proje alanında gerçekleştirilecek kullanımlara, bunların meydan bütünlüğünü nasıl sağlayacağına, öngörülen yapılaşma koşullarına dair belirsizlik bulunduğu, bu aşamada sadece Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının alanda yapmak istediklerine dair niyetinin bilindiği, alanda küçük ölçekli bir dönüşüm projesi değil, ekonomik ve toplumsal etkileri bakımından büyük ölçekli bir kentsel proje tasarlandığından, mevcut gerekçe raporunun yeterli olmadığı, ön çalışma sürecinin toplumsal katılımı içermediği, mevcutta çok sayıda işyerinin ve çalışan nüfusun bulunduğu alanda, proje sonucu oluşacak iş ve mülk kaybından dolayı ortaya çıkacak muhtemel zararların asgariye indirmesine yönelik tedbirlerin belirlenmediği, gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığı, bu önemli toplumsal sorunun dışlanmasının uygun bir yaklaşım olmadığı, gerekçe raporunda; meydan kullanımı ile kesintisiz yaya ulaşımının sağlanabilmesi için Atatürk Bulvarı ve raylı sistem hattının üzerinden köprüler inşa edileceğinin belirtildiği, meydan fonksiyonunu artırıcı bağlantı köprüleri ve yaya aksları için proje alanının doğuya doğru genişlemesi gerektiği, nitekim Muzaffer Önder Parkı, Kurtuluş Yolu, Tütün İskelesi ve Panorama 1919 Müzesinin doğuda, Atatürk Bulvarının diğer tarafında kaldığı, buna karşılık dava konusu projeyle sadece Cumhuriyet Meydanının batıya Gazi Caddesine doğru genişletilmesinin öngörüldüğü, proje alanı sınırının, Ziraat Bankasının kullanımında olan hizmet binası ile yanındaki işhanı ve otel binasının etrafından zikzak çizerek belirlendiği, bu şekilde projenin temel amacı olan meydan bütünlüğünün ve deniz tarafı yönünde doğu-batı bağlantılarının devamlığının kesintiye uğradığı, meydanın açıklığının bloke edildiği, aynı şekilde Site Camii ile eski adliye binası ve Muzeffer Önder Parkı arasında öngörülen bağlantı köprüsü ve yaya aksının da anılan caminin güneyinde ve doğusunda proje alanı dışında bırakılan yapılarla kesintiye uğradığı ve açıklığın yine bloke edildiği, kentsel dönüşüm veya tasarım projesi hazırlanmadan, sadece 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesindeki asgari 5 hektar büyüklük koşulunu sağlama amacına öncelik veren çizgisel bir sınır belirlenmesi ile yetinildiği, meydanların, çevresindeki yapılaşmayı ayırıcı değil, birleştirici olması ve bir bütünlük içinde ele alınması gerektiği, uyuşmazlıkta mevcuttaki meydanın, parçalı bir sınırla genişletilmeye çalışılması ve belli imar adalarının proje alanı dışında bırakılması sonucunda bütüncüllüğün kaybolduğu ve fiziksel çevreyle ilişkinin nasıl kurulacağının belirsiz hale geldiği, dava konusu işlemin kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı" belirtilmiştir.

Dosyanın ve anılan bilirkişi raporunun incelenmesinden, bir kısım yapı adalarının zikzaklar çizilerek dışarıda bırakılması suretiyle parçalı şekilde belirlenen kentsel dönüşüm ve gelişim alanı sınırının hangi kriterlere göre belirlendiğinin açıklanamadığı, proje alanına sonradan dahil edilen taşıt yollarının sadece 5 hektarlık yasal büyüklük koşulunu sağlamaya hizmet ettiği, proje ile hedeflenen meydan bütünlüğü ile deniz tarafına doğru oluşturulmak istenilen açıklığın sağlanamadığı, proje gerekçe raporunun, yeterli bilimsel, teknik araştırma ve analiz çalışmalarına dayanmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırı belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptalinin gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Samsun kent merkezinde, perakende ticaret faaliyetlerinin yoğun olduğu merkezi iş alanı bölgesinde yer alan ve doğuda Atatürk Bulvarı (Ordu-Sinop Karayolu), Cumhuriyet Caddesi ve raylı sistem hattının, batıda Gazi Caddesinin, güneyde Osmaniye Caddesinin arasında kalan bir kısım alanın yayalaştırılarak, bu alanda meydan ve bu meydanla bütünleşecek rekreasyon alanları, sosyal donatı alanları, yeraltı otoparkı ve yaya köprüleri oluşturulmak üzere ilk olarak Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile Samsun ili, İlkadım ilçesi sınırlarında, 1/5000 ölçekli nazım imar planının … sayılı paftasında, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının … sayılı paftasında kalan yaklaşık 4,07 hektar büyüklüğündeki alanın 5393 sayılı Belediye Kanunun 73. maddesi uyarınca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesine karar verilmiş ve bu proje alan sınırı mevcut imar planlarına işlenmiştir.

Devamında proje alanı içerisinde kamu mülkiyetinde ve kullanımında olan taşınmazlar bulunması nedeniyle teklif dosyası Cumhurbaşkanlığına iletilmiş ve 21.04.2021 tarih ve 3872 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile Samsun ili, İlkadım ilçesi, Kale Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 5,04 hektar büyüklüğündeki alan kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmiştir.

Bir kısmı kamunun mülkiyetinde ve kullanımında, bir kısmı da özel şahısların mülkiyetinde ve kullanımda olan ve ruhsatlı şekilde yapılaşması tamamlanmış toplam 21 adet yapı ile tescil harici alanları kapsayan dava konusu proje alanına mevcut 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile "diyanet sitesi ve cami alanı", "askeri alan (orduevi)", "ticaret alanı", "cumhuriyet meydanı", "park alanı", "otopark ve yeraltı otopark alanı" ve "yol alanı" işlevleri getirilerek, ticaret alanlarında blok veya bitişik nizam, 2 ila 9 kat arasında yapılaşma koşulları öngörülmüş iken; alanın tamamının meydan ve muhtelif sosyal donatı alanlarına çevrilmek üzere kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırı içinde belirlenmesi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinin 02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 200. maddesiyle değişik 1. fıkrası ve 2. fıkrasında: ''Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi için ilgili belediyenin talebi ve Cumhurbaşkanınca bu yönde karar alınması şarttır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir" hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu proje alanının kullanım biçiminin, 5393 sayılı Belediye Kanununun 5998 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" başlıklı 73. maddesinde sayılan yasal amaçlardan hangisi veya hangilerinin gerçekleştirilmesine yönelik olduğunun, alana yönelik amaçlanan kullanımların, söz konusu alanın mevcut durumu ve varsa imar planlarında ayrıldığı kullanımları ile uyumlu olup olmadığının, bölgenin fiziksel çevresiyle olan ilişkisi, niteliği, özellikleri ve yer seçimi itibariyle kentin gelişme yön ve potansiyeli ile uyumlu olup olmadığının, alanın kentsel dönüşüm ve gelişim projesi için uygun bir bölge olup olmadığı ile tespit edilen alan sınırının mevzuatta belirlenen esaslara uygun olup olmadığının, dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun bulunup bulunmadığının, davacıların iddiaları, davalı idarelerin savunmaları ile dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelenmesi ve uyuşmazlık ile ilgili tespit ve değerlendirmelerin yapılması amacıyla 09/05/2022 tarihinde naip üye … niyabetinde Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …'den oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.

Bu inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;

  • "Dava konusu işleme esas teşkil eden Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin ...tarih ve ... sayılı kararının, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının mevcut 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına işlenmesine ilişkin plan değişikliği olduğu, alanın fonksiyon kararlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı ve plan açıklama raporunda, proje alanın yaklaşık 4 hektar büyüklüğünde olduğunun belirtildiği,

  • Dava konusu Cumhurbaşkanı kararı ekinde sınırları belirlenen proje alanının büyüklüğünün ise 5,04 hektar olduğu, proje alanının büyüklüğü yönünden söz konusu kararlar arasındaki farklılığın; Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin kararında proje alanı sınırının taşıt yollarını dışlayarak yapı adalarının çevresinden çizilmesinden, dava konusu Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanan proje alanı sınırının ise yapı adalarını çevreleyen taşıt yollarının tamamını kapsayacak şekilde çizilmesinden kaynaklandığı,

  • Sonuç olarak, dava konusu Cumhurbaşkanı kararı ile ilan edilen kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanının büyüklüğünün 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinde aranan asgari 5 hektarın üzerinde olduğu ve Kanun'da tanımlanan koşullara uygun olduğu,

  • Dava konusu proje alanının Samsun ilinin merkezi iş alanında yer aldığı ve geleneksel kent merkezi özelliği taşıdığı, merkezi iş alanının en işlek ve ilgi çekici bölümünde, kentsel dönüşüm ve gelişim projesi ile oluşturulması amaçlanan meydan, yaya köprüleri, donatı alanları gibi kullanımların, hem mevzuata uygun olduğu hem de geleneksel kent merkezi özelliğiyle uyumlu olduğu,

  • Diğer taraftan, dava konusu işleme ait gerekçe raporunda projenin amacına ve kapsamına dair genel açıklamalara yer verildiği, ancak kentsel dönüşüm veya kentsel tasarım projesi hazırlanmadığı, bu nedenle proje alanında gerçekleştirilecek kullanımlara, bunların meydan bütünlüğünü nasıl sağlayacağına, öngörülen yapılaşma koşullarına dair belirsizlik bulunduğu, bu aşamada sadece Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının alanda yapmak istediklerine dair niyetinin bilindiği, bu derece önemli ve köklü dönüşüm öngören kararın kentsel tasarım projesine dayanmamasının eksiklik olduğu,

  • Davacılar tarafından, alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesinin gerekçelerinin belirsiz olduğu, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığının alana yönelik somut projesinin bulunmadığı şeklinde iddialar ileri sürülmekte ise de, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı, dava konusu işleme ait gerekçe raporunda, alanın mevcut halini tanımlayan ulaşım, imar durumu gibi hususların incelendiği, mevcut yapılaşma durumuna ilişkin ayrıntılı verilerin toplandığı, sınır tespitinin yapıldığı ve bunun krokilendirildiği, kısa ve özet nitelikte de olsa düzenlemenin amacı, kapsamı ve yöntemine ilişkin açıklamalara yer verildiği, dolayısıyla dava konusu işlemin bir ön hazırlık çalışmasına dayandığı görülmekle birlikte, teknik ve bilimsel dayanakları ile karar verme sürecinin niteliği açısından önemli eksiklikler bulunduğu,

  • Alanda küçük ölçekli bir dönüşüm projesi değil, ekonomik ve toplumsal etkileri bakımından büyük ölçekli bir kentsel proje tasarlandığından, mevcut gerekçe raporunun yeterli olmadığı, ön çalışma sürecinin toplumsal katılımı içermediği, mevcutta çok sayıda işyerinin ve çalışan nüfusun bulunduğu alanda, proje sonucu oluşacak iş ve mülk kaybından dolayı ortaya çıkacak muhtemel zararları asgariye indirmeye yönelik tedbirlerin belirlenmediği, gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığı, bu önemli toplumsal sorunun dışlanmasının uygun bir yaklaşım olmadığı,

  • Dava konusu işlemin gerekçe raporunda; meydan kullanımı ile kesintisiz yaya ulaşımının sağlanabilmesi için Atatürk Bulvarı ve raylı sistem hattının üzerinden köprüler inşa edileceğinin belirtildiği, meydan fonksiyonunu artırıcı bağlantı köprüleri ve yaya aksları için proje alanının doğuya doğru genişlemesi gerektiği, nitekim Muzaffer Önder Parkı, Kurtuluş Yolu, Tütün İskelesi ve Panorama 1919 Müzesinin doğuda, Atatürk Bulvarının diğer tarafında kaldığı, buna karşılık dava konusu projeyle sadece Cumhuriyet Meydanının batıya Gazi Caddesine doğru genişletilmesinin öngörüldüğü,

  • Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının, Ziraat Bankasının kullanımında olan hizmet binası ile yanındaki işhanı ve otel binasının etrafından zikzak çizerek belirlendiği, bu şekilde projenin temel amacı olan meydan bütünlüğünün ve deniz tarafı yönünde doğu-batı bağlantılarının devamlığının kesintiye uğradığı, meydanın açıklığının bloke edildiği,

  • Aynı şekilde Site Camii ile eski adliye binası ve Muzeffer Önder Parkı arasında öngörülen bağlantı köprüsü ve yaya aksının da, anılan caminin güneyinde ve doğusunda proje alanı dışında bırakılan yapılarla kesintiye uğradığı ve açıklığın yine bloke edildiği,

  • Dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı ve Site Camisinin doğuya (deniz tarafına) doğru bağlantılarının tam olarak amaçlanan şekilde sağlanmadığı, meydanın sadece batıya Gazi Caddesine doğru genişletilmesinin planlandığı, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının zikzaklar çizerek parçalı şekilde oluşturulduğu ve taşıt yollarını kapsadığı, kentsel dönüşüm veya tasarım projesi hazırlanmadan, sadece 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesindeki asgari 5 hektar büyüklük koşulunu sağlama amacına öncelik veren çizgisel bir sınır belirlenmesi ile yetinildiği,

  • Meydanların, çevresindeki yapılaşmayı ayırıcı değil, birleştirici olması ve bir bütünlük içinde ele alınması gerektiği, uyuşmazlıkta mevcuttaki meydanın, parçalı bir sınırla genişletilmeye çalışılması ve belli imar adalarının proje alanı dışında bırakılması sonucunda bütüncüllüğün kaybolduğu ve fiziksel çevreyle ilişkinin nasıl kurulacağının belirsiz hale geldiği,

  • Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı" şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.

Bu kapsamda, dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanın; doğuda Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Caddesi ve Himaye-i Etfal Sokak, batıda Gazi Caddesi ile eski tütün fabrikasına ait tescilli yapıların yer aldığı ve fiilen alışveriş merkezi (Bulvar AVM) olarak kullanılan kentsel sit alanı, güneyde Osmaniye Caddesi, kuzeyde Kaptanağa Sokak ile üzerinde Ziraat Bankasına ait hizmet binası, Adnan Kefeli İşhanı, … Otel ve … Otelin bulunduğu yapı adalarının arasında kalan toplam 5,07 hektar büyüklüğündeki alanı kapsadığı, Bulvar AVM'nin güneyinde kalan ve mevcutta Site Camii ile çevresindeki 3-4 katlı ticari yapıların yer aldığı imar adasını içeren güney alt bölgesi, proje alanından geçen doğu-batı yönlü 20 metre genişliğindeki 19 Mayıs Bulvarının güneyinde, Bulvar AVM ile Atatürk Parkının arasında kalan ve mevcutta Samsun Büyükşehir Belediyesi Ek Hizmet Binası, Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclis Binası, Defterdarlık Ek Hizmet Binası, Orduevi ve özel şahıslara ait ticari yapıların yer aldığı imar adalarını içeren orta alt bölgesi, 19 Mayıs Bulvarının kuzeyinde kalan ve mevcutta Cumhuriyet Meydanı ile çevresindeki 7 ila 9 katlı toplam 6 adet işhanının (Cumhuriyet, Bafra, Bestaş, Güvhan, Ortaklar ve Uzunoğlu İşhanlarının) yer aldığı imar adalarını içeren kuzeybatı alt bölgesi ve doğuda Atatürk Bulvarının proje alanı sınırı dışında bırakılan kısmı ile Ziraat Bankası, Adnan Kefeli İşhanı, … Otel ve … Otelin yer aldığı yapı adalarının arasında kalan ve mevcutta üzerinde "…" isimli 2 katlı ticari yapının yer aldığı taşınmaz ile Atatürk Bulvarının bir kısmını içeren kuzeydoğu alt bölgesi şeklinde adlandırılacak olan 4 ayrı alt bölge oluşturulmak suretiyle parçalı formda proje alanı sınırı belirlendiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanına ilişkin gerekçe raporunda; "proje alanının çevresinde bulunan eski tütün fabrikasına ait tescilli yapılar ile Onur Anıtının önemli bir odak noktası olması ve Atatürk Bulvarının güneyinde kalan açık ve rekreaktif alanlar ile kuzeyinde kalan alanların, tarihi kent dokusu ve meydan kullanımı ile bir arada değerlendirilebilmesi amacıyla bu alanın belirlendiği, mevcut Cumhuriyet Meydanının, kentin en önemli yaya aksı olan Gazi Caddesine kadar büyütülerek yayalaştırılacağı, bu şekilde yaklaşık 1,25 hektar büyüklüğünde meydan alanı oluşturulacağı, mevcut yaya akslarının yeşil alanlarla birlikte yeniden düzenlenerek yeni oluşturulacak meydanla birleştirileceği, ayrıca yaya akslarının devamlılığının sağlanması için Atatürk Bulvarı ve raylı sistem hattının üzerinden yaya köprüsü oluşturulacağı, proje alanı içinde rekreasyon alanları, sosyal donatı alanları, yeraltı otoparkı ve yaya köprüleri oluşturularak peyzaj düzenlemesi yapılması amacıyla bu alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edildiği, ayrıca Osmanlı zamanındaki meydan-camii birlikteliği dikkate alınarak, Site Camisinin bulunduğu alanın da proje alanına dahil edildiği" şeklinde açıklamalara yer verildiği görülmektedir.

Bu doğrultuda, Atatürk Bulvarı ve Cumhuriyet Caddesinin doğusundaki sahil şeridinde yer alan ve proje alanının dışında bırakılan Atatürk Parkı, Onur Anıtı, Muzaffer Önder Parkı, Kurtuluş Yolu, Tütün İskelesi ve Panorama 1919 Müzesi gibi kültürel tesis alanları ve rekreaktif alanlar ile batıda proje alanı sınırı dışında kalan tescilli alanların ve yakın çevresindeki ticaret, turizm gibi karma kullanım alanlarının meydan aracılığıyla birleştirilip bütünleştirilmesi amacıyla dava konusu alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.

Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalılar Cumhurbaşkanlığı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, söz konusu raporun ayrıntılı bir inceleme ürünü olması ve karar vermeye yeterli tespit ve açıklamaları içermesi karşısında itiraz yerinde görülmeyerek, rapor Dairemizce karar oluşturulmasına esas alınabilecek nitelikte görülmüştür.

Kentsel dönüşüm gelişim proje alanı belirlenirken kentsel tasarım projesi hazırlanmasının yasal bir zorunluluk olmadığı, proje alanında gerçekleştirilecek kullanımlar, bunların meydan bütünlüğünü nasıl sağlayacağı ve öngörülecek yapılaşma koşulları gibi hususların ise projenin amaçları çerçevesinde yapılacak imar planları ve ihtiyari olarak yapılabilecek kentsel tasarım projesi ile belirlenecek olsa da, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin, fiziksel, ekonomik, sosyal, planlama ve tasarım boyutlarının bir arada olmasını gerektiren çok yönlü bir uygulama olduğu boyutu göz ardı edilmemelidir. (Pelin Pınar Özden, Türkiye'de Kentsel Dönüşümün Uygulanabilirliği Üzerine Düşünceler, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No.35, Ekim 2006, syf.219).

Kentsel dönüşümün kavram olarak; sağlıksız kent dokularının iyileştirilmesi ve kentsel sorunların çözülmesini amaçlayan kapsamlı eylemler bütünü olarak tanımlanması mümkündür. Tanım ve kapsam itibariyle içerisinde fiziksel, sosyal, ekonomik ve toplumsal pek çok boyutu barındıran kentsel dönüşümle, köhneleşmiş dokunun ortadan kaldırılması, eksik sosyal donatı ve teknik altyapı alanlarının iyileştirilmesi, kent parçaları arasında yoğunluk dengelemesi yapılması, ulaşım sorunlarının çözümlenmesi ve olası doğal afetlere karşı yapılı çevrenin niteliğinin arttırılması amaçlanmaktadır.

Bu nedenle, kentsel dönüşüm projeleri ile elde edilmek istenilen toplumsal amaca ulaşılabilmesi için, plan hazırlık aşamasında yapılması gereken kapsamlı etüt, analiz, sentez çalışmalarını da içerecek şekilde hazırlanan kentsel tasarım projelerinin üstlendiği rolün önemini azımsamamak gerekmektedir.

Kentsel tasarımın projelendirilerek somutlaştırma yapılmasıyla, eskiyen kent kısımlarının sorunlarının ve bu sorunların çözümü için kentsel dönüşümün en uygun müdahale aracı olduğunu gösteren bilimsel, nesnel, teknik gerekçelerin ortaya konulması, kentsel dönüşüm alanı ilanlarına dayanılarak yapılacak olan ve bu alanların hayata geçirilmesini sağlayan nazım ve uygulama imar planlarının hazırlanmasında kentsel dönüşüm alanı ilanı kararlarının yol gösterici işlevi sağlanmış olacaktır.

Diğer yandan, bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenip belirlenmeyeceği ve yüz ölçümünün ne kadar olacağı hususları idarenin yerine getirmek zorunda olduğu hizmetler arasındaki öncelik durumu, imar programı, mali imkanları, projenin ortaya çıkaracağı maddi külfet ve ödenek durumu ile alanın kent içerisindeki konumu, arazi yapısı ve sosyoekonomik koşulları ile ilgili olmasının yadsınamayacağı açık olsa da; ayrıntısına yer verilen 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinin 02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 200. maddesiyle değişik 2.fıkrasında kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanların; etaplar halinde yapılabilmesinin takdirinin münhasıran belediye meclisinin yetkisinde olduğu amir hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm bağlamında, idarenin takdir yetkisi doğrultusunda kentsel dönüşüm alanı sınırlarını belirleyebilme yetkinliğine sahip olduğu şüphesizdir. Bununla beraber, idarelere tanınan bu takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız bir yetki olmadığı, kentsel dönüşüm kavramına ve amacına uygun olmak ve kamu yararı taşımak koşuluyla söz konusu yasal yetkinin kullanılması gereği aşikardır.703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 200. maddesiyle değişik 2.fıkrasıyla kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanların; idarece etaplar halinde yapılabilmesi kuşkusuzsa da, bu etaplar belirlenirken zikzaklar çizilmeksizin yasal mevzuat ile uyumlu düzgün bir belirleme yapılması gereği tartışmasızdır.

Uyuşmazlıkta, "Kuzeydoğu alt bölgesi" olarak adlandırılan alanın, Atatürk Bulvarının doğusunda sahil şeridinde yer alan açık ve rekreaktif alanların meydanla bütünleştirilebilmesi için yaya köprüleri inşa edilmesi amacıyla; "orta alt bölgesi" olarak adlandırılan alanın, proje alanının batı komşuluğunda yer alan eski tütün fabrikasına ait tescilli yapılar ile doğu komşuluğunda yer alan Atatürk Parkı, Muzaffer Önder Parkı, Onur Anıtı ve çevresindeki açık alanların bütünleştirilmesi amacıyla; mevcutta Site Camisinin yer aldığı "güney alt bölgesi" olarak adlandırılan alanın ise, meydan-camii birlikteliğinin sağlanması amacıyla proje alanına dahil edildiği, bu şekilde meydanın genişleme yönünün deniz tarafına doğru belirlendiği anlaşılmakla birlikte, amaçlandığı şekilde deniz tarafına doğru genişleme oluşturulabilmesi ve proje ile elde edilmek istenilen meydan bütünlüğünün sağlanabilmesi için proje alanına asıl dahil edilmesi gereken kuzeydoğu alt bölgesinin sınırındaki Ziraat Bankası ile çevresindeki işhanı ve otellerin yer aldığı yapı adalarının zikzak çizilmek suretiyle proje alanı dışında bırakıldığı, aynı şekilde meydanla bütünleştirilmesi hedeflenen Site Camisinin yer aldığı güney alt bölgesi ile Onur Anıtı ve Muzaffer Önder Parkı arasında kalan imar adalarının da zikzak çizilerek proje alanı dışında bırakıldığı, bu suretle meydanın doğu-batı yönünde sahil şeridindeki açık alanlarla bütünleşmesinin engellendiği, meydanın açıklığının ve devamlılığının bloke edildiği sonucuna varılmaktadır.

Diğer taraftan, proje alanına dahil edilen kuzeybatı alt bölgesindeki 6 adet işhanının, eski tütün fabrikasına ait tescilli yapılar ile yatayda eş düzlemde yer alması nedeniyle, deniz tarafına doğru oluşturulması amaçlanan açıklığı bozacak konumda yer almadıkları görüldüğünden, meydanın bütünlüğünün sağlanması açısından önemli olan Ziraat Bankası ve çevresindeki yapıların bulunduğu imar adaları proje alanına dahil edilmezken, bu aşamada meydanın genişlemesine ve görünümüne katkısı bulunmayan, yanı sıra bölgenin merkezi iş alanı kimliğiyle ve yakın çevresinin imar durumuyla uyumlu olduğu anlaşılan işhanlarının proje alanına dahil edilmesinin kamu ve toplum yararıyla açıklanmasına imkan bulunmamaktadır. Bölgede daha büyük ölçekte bir dönüşüm projesi yürütülmesi halinde kuzeybatı alt bölgesinde yer alan işhanlarının proje alanına dahil edilmesi gerekliliğinden söz edilebilecekse de, dava konusu proje ölçeğinde oluşturulması hedeflenen meydanın bütünlüğüne pratikte herhangi bir fayda sağlamayacak olan işhanlarının proje alanı sınırının içine alınmasında amaç unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile yaklaşık 4,07 hektar büyüklüğündeki alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlendiği, devamında proje alanı içerisinde kamu mülkiyetinde ve kullanımında olan taşınmazlar bulunması nedeniyle teklif dosyasının Cumhurbaşkanlığına iletildiği ve dava konusu Cumhurbaşkanı kararı ile 5,04 hektar büyüklüğündeki alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edildiği, proje alanının büyüklüğü yönünden oluşan söz konusu farklılığın; başlangıçta ada kenar çizgisinden geçirilen proje alan sınırının sonrasında yapı adalarını çevreleyen taşıt yollarını da kapsayacak şekilde genişletilmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla birlikte, söz konusu yol alanlarının sonradan proje alanına dahil edilmesinin bilimsel, nesnel, teknik gerekçeleri ile bu taşıt yollarının projeyle elde edilmek istenilen amaca ne şekilde hizmet edeceğinin gerekçe raporunda açıkça ortaya konulmadığı, davalı idarelerin savunmalarında da bu hususta yeterli bilgi bulunmadığı görülmektedir.

Bu haliyle imar adalarını çevreleyen taşıt yollarının sadece 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesindeki asgari 5 hektar büyüklük koşulunu sağlamak amacıyla proje alan sınırı içine dahil edildiği, diğer bir ifade ile dava konusu proje alanının büyüklüğü şeklen 5 hektarlık yasal koşulu sağlamakla birlikte, Kanun'un amacına uygun şekilde belirleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Bu tespit ve açıklamalar ışığında, dava konusu projenin amacı ve bu proje doğrultusunda hayata geçirilmek istenilen alan kullanımları mevzuata ve kamu yararına uygun olmakla birlikte; bir kısım yapı adalarının zikzaklar çizilerek dışarıda bırakılması suretiyle parçalı şekilde belirlenen kentsel dönüşüm sınırının, proje ile hedeflenen meydan bütünlüğünü ve deniz tarafına doğru oluşturulmak istenilen açıklığı sağlamaya elverişli olmadığının, yeterli bilimsel, teknik araştırmalara, analiz ve sentez çalışmalarına dayalı şekilde sınır tespiti yapılmadığının, hangi kriterlere göre belirlendiği açıklanmayan proje alanına sonradan dahil edilen taşıt yollarının sadece 5 hektarlık yasal büyüklük koşulunu sağlamaya hizmet ettiğinin anlaşılması karşısında, sınır tespiti mevzuata, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun bulunmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesine ilişkin 22. 04. 2021 tarih ve 31462 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 21. 04. 2021 tarih ve 3872 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile bu kararın eki olan kararın 1. maddesinin 1. fıkrası ile 2. maddesinin İPTALİNE,

  2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,

  3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,

  4. Posta giderleri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,

  5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,17/04/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.