Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/3500 E. , 2023/8013 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2021/3500

Karar No : 2023/8013

DAVACI : … Derneği

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1) …

2) …Bakanlığı …

Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Özelleştirme kapsam ve programında bulunan Aydın ili, Didim ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak 18.04.2019 tarihli, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilave ve değişikliğinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Plan kararlarının oluşumunda güncel kurum görüşlerinin alınmadığı, planlara altlık teşkil edecek yeterli verilerin ve bilgilerin toplanmadığı, analiz çalışmasının yapılmadığı, planların bölgeye ilave nüfus getirdiğinden sosyal donatı alanlarında ilave yüke sebep olduğu, ilçenin onaylı plan ana kararları, sürekliliği ve bütünlüğü ile uyuşmadığı, parsel bazında nüfus yoğunluğu getirdiği, rant amaçlı bir noktasal düzenleme ile kentin belirli bir bölümüne nüfus yüklemesi yapıldığı ileri sürülmüştür.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davanın süresinde açılmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, planların yapımı sürecinde planlama sürecinde kurum görüşlerinin alındığı, planlama alanına yönelik arazi incelemesinin yapıldığı, tüm veri ve bilgilerin toplandığı, plan değişikliklerine altlık teşkil edecek araştırma raporunun hazırlandığı, planların mevzuata, planlamanın temel ilke ve esaslarına, çevre, imar bütünlüğüne ve kamu yararına uygun olarak hazırlandığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu taşınmazın 28.12.2006 onay tarihli 1/25.000 ölçekli Didim Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Revizyon Çevre Düzeni Planında kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi dışı Didim Meskun Alanında, 09.03.2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında kentsel yerleşik alanda kaldığı, taşınmaza dava konusu imar planlarıyla getirilen ticaret-turizm-konut, ticaret, kültürel tesis, belediye hizmet, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik ortaöğretim tesisi, sağlık tesisi, akaryakıt ve servis istasyonu, cami, trafo, park, meydan alanı fonksiyonlarının üst ölçekli 1/100.000 ölçekli ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı stratejilerine aykırı olmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ise 1/25.000 ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarına uygun olduğu, etrafı konut ve ticaret alanları ile çevrili olan uyuşmazlık konusu parsele getirilen fonksiyonların çevresi ile uyumlu olduğu, çevre ve imar planı bütünlüğüne aykırı olmadığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın ilk kez dava konusu planlarla yapılaşmaya açılmadığı, planlama alanının yakın çevresindeki yapılaşma kararları incelendiğinde, güneydoğusunda ve kuzeybatısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 2 katlı ve E:0,40, güneyinde ve batısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 3 katlı ve E:0,90 yapılaşma koşullarının olduğu, bilirkişi raporunda da dava konusu imar planları ile konut alanlarına getirilen ayrık nizam 3 kat ve E:0,90 yapılaşma koşulunun çevrede yer alan yerleşmelere aykırı bir nitelik taşımadığı tespitine yer verildiği, bu durumda, dava konusu planlarla … sayılı parsel için öngörülen yapılaşma koşullarının çevresi ile uyumlu olduğu sonucuna varılmıştır.

Taşınmazın bulunduğu alanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma yetkisinin olduğu, davaya konu edilen imar planları yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, Özelleştirme Kanununda öngörülen özelleştirmenin kamusal amacına uygun olarak taşınmazın verimli olarak kullanımının sağlanması için sınırlı olarak parsel bazlı değişiklik yapıldığı ve dava konusu imar planlarıyla uyuşmazlık konusu taşınmazda önerilen konut alanında yaşayacak nüfusun ihtiyacı olan kültürel tesis, belediye hizmet, anaokul, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik ortaöğretim tesisi, sağlık tesisi, akaryakıt ve servis istasyonu, cami, trafo, park, meydan alanı fonksiyonlarının getirildiği, alan içerisinden geçen dere sebebiyle

batı-doğu yönünde sürekliliği olan alanının park alanı olarak ayrıldığı, çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, yapılan değişikliğin sosyal ve teknik altyapı dengesini etkileyecek nitelikte olmadığı, dava konusu imar planlarında geçirilen 10, 12, 15 ve 20 metre genişliğindeki yolların, taşınmazın çevresi ile bağlantısını sağlayacağı, oluşturulan imar adaları ve kullanım kararları arasında ulaşımı kolaylaştıracağı, ayrıca 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliği ile oluşturulan 7 metre genişliğindeki yaya yollarının da bu alandaki yaya ulaşımının daha rahat bir şekilde yapılmasını sağlayacağı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, … parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak 18.04.2019 tarihli, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Özelleştirme kapsam ve programında bulunan Aydın ili, Didim ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı, Hazineye ait taşınmaza yönelik olarak 18.04.2019 günlü, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Altıncı Dairesi'nin 26/12/2019 günlü, E:2019/17170, K:2019/15430 sayılı, davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 05/10/2020 günlü, E:2020/1376, K:2020/1718 sayılı kararı ile bozulduğu anlaşılmakla, işin esası incelendi.

Danıştay Altıncı Dairesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda sonuç olarak özetle: Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında getirilen kullanım kararlarının dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde getirilen kullanım kararlarına uygun olduğu, anılan imar planlarının birbirleri ile ve üst ölçekli 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile çelişmediği ve uyumlu olduğu; dava konusu taşınmaza ilişkin planlama çalışmalarının alana ilişkin uygulama imar planı bulunmaması, fiziki ve teknik eşikler, çevredeki kullanım kararları, yapılaşma ve ihtiyaçlar çerçevesinde ortaya çıktığının belirtildiği, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin, 07.12.2007 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile ulaşım kararları (yol kademelenmesi, yol genişlikleri, yol güzergahları gibi), arazi kullanım kararları (arazi kullanım türü, büyüklükleri, yer seçimi gibi) açısından önemli farklılıklar içerdiği, dolayısıyla nazım imar planı revizyonu niteliği taşıdığından kapsam yönünden imar mevzuatına aykırı olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği açısından, planlama alanının batısında yer alan küçük bir kısma ilişkin Didim Belediye Başkanlığı tarafından 03.03.2008 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, alanın bunun dışında kalan büyük bir kısmının plan onama sınırı dışında olduğu, bu kapsamda yapılan dava konusu uygulama imar planı değişikliği işleminin ilave uygulama imar planı niteliği taşıdığı ve bu sebeple kapsam yönünden imar mevzuatına aykırı olduğu, dava konusu nazım ve uygulama imar planı değişikliklerine ilişkin tek bir plan açıklama raporu bulunmakta olup, söz konusu raporda planlama sürecine ilişkin mevzuatın tanımladığı araştırma, veri ve bilgi toplama, analiz, sentez ve plan kararlarının oluşturulmasına yönelik izlenen yönteme ait teknik ve nesnel bilimsel bir açıklama ve değerlendirmeye yer verilmediğinden, bu hususun mevzuat açısından önemli bir eksiklik olduğu, dava konusu plan değişikliği ile konut alanlarına getirilen ayrık nizam 3 kat ve E:0,90 yapılaşma koşulunun çevrede yer alan yerleşmelere aykırı bir nitelik taşımadığı, ancak E:0.90 yapılaşma kararının ortaya çıkmasına sebep olan nüfus ve yoğunluk değerleri açısından plan açıklama raporu içerisinde planlama alanının nüfusunun kaç olduğu ve nasıl belirlendiğine ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almaması, sosyal ve teknik altyapı alanlarının hesaplamalarına yer verilmemesi, planlama alanı içerisinde ayrılan arazi kullanım kararları, büyüklükleri ve sosyal altyapı alanlarının neye göre oluşturulduğu, mevzuatta yer alan kişi başına m2 değerlerini sağlayıp sağlamadığı hususlarında değerlendirme yapılamamasına sebep olduğu, kaldı ki sosyal ve teknik altyapı alanlarının belirlenmesinde planlama alanının çevresiyle birlikle bütünlüklü olarak ele alınmasının da beklendiği, sonuç olarak her ne kadar planlama alanı içerisinde sosyal ve teknik altyapı alanları ayrılmış olsa da, plan kararlarının temelini oluşturan bu hesaplamalara planlama çalışması içerisinde yer verilmemiş olmasının önemli bir eksiklik olduğu, alan içerisindeki güzergahlar belirlenirken çevreden gelen yolların yeterli düzeyde dikkate alınmadığı, ayrıca planlama alanının çevresindeki arazi kullanım kararlarının konut alanı, küçük sanayi alanları, park gibi kullanım kararlarından oluştuğu, alanın çevresinde dava konusu plan değişikliği ile getirilen ticaret-turizm-konut alanlarının bulunmadığı, çevrede yer alan arazi kullanım kararlarından ayrışan bir kullanım kararının planlama alanı genelinde getirildiği, dava konusu uygulama imar planı değişikliği içerisinde ticaret-turizm-konut alanları kullanımı gösteriminin plan tekniğine uygun olmadığı ve bu yönüyle imar mevzuatına aykırı olduğu, dava konusu planların alana bütüncül bir yaklaşımdan çok mülkiyet sınırları kapsamında ve yalnızca planlama alanı özelinde kararlar getirdiği, alanın bütününü ve yakın çevresini göz ardı ettiği, arazi kullanım kararları yönünden alanın büyük bir bölümünün turizm-ticaret-konut alanına alınması ve çevrede bu tür bir arazi kullanım kararının bulunmaması sebebiyle her ne kadar yapılaşma kararları açısından çevre ile uyum söz konusu olsa da kullanım kararı açısından ayrıcalık yaratıldığı, bu durumun plan sürekliliği ve bütünlüğü açısından sakıncalarının bulunduğu, dava konusu planlarla ayrılan donatı alanlarının yakın çevredeki

konut-donatı dengesi dikkate alındığında yeterli olarak değerlendirilmekle birlikte, söz konusu sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin plan kararlarının, çevredeki sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin bir analiz ve değerlendirme içermemesi sebebiyle yeterli olarak değerlendirilemeyeceği, alan için getirilen yapılaşma kararlarının çevredeki yüksek emsal ile uyumlu olduğu, ancak planlama alanının Didim kentinin çeperinde olduğu düşünüldüğünde bunun zaman içerisinde doğal alanlar üzerinde yeni yapılaşma baskıları oluşturabileceği, sonuç olarak, dava konusu imar planı kararlarının planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, ancak imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüşler alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişikliklerini yapmak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığının yetkisinde olmakla beraber; bu planların çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği kuşkusuzdur.

Dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu imar planlarıyla uyuşmazlığa konu taşınmaza getirilen kullanım kararlarının üst ölçekli 1/100.000 ölçekli ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı stratejilerine aykırı olmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ve üst ölçekli planlara uygun olduğu, taşınmaz için öngörülen fonksiyonların çevresi ile uyumlu olduğu, çevre ve imar planı bütünlüğüne aykırı olmadığı, dava konusu imar planlarına yapılan itirazlar üzerine 22.10.2020 günlü, 3125 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliği ile yapılaşma şartlarının; ticaret-turizm-konut alanlarında konut kullanımı olması halinde ayrık nizam 2 kat, Taks:0,30, Kaks:0,60, turizm kullanımı olması halinde E:0,60, Yençok:2 kat, ticaret kullanımı olması halinde ise E:0,50, Yençok:2 kata, ticaret alanında E:0,50, yençok:2 kata, akaryakıt ve servis istasyonu alanında E:0,25, Yençok:2 kata düşürüldüğü, bazı plan notlarında değişiklik yapıldığı ve alanda özel sağlık ve özel eğitim tesisi alanı kullanımları oluşturulduğu, dava konusu imar planlarıyla taşınmazda önerilen konut alanında yaşayacak nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılmış olduğu, taşınmaz içerisinden geçen dere alanının park alanı olarak belirlendiği, imar planları ile belirlenen yolların taşınmazın çevresi ile bağlantısını sağlayacak ve ulaşımı kolaylaştıracak şekilde belirlendiği anlaşılmakla, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve 2577 sayılı Yasanın 20/A maddesi uyarınca dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Danıştay Altıncı Dairesinin davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki 26/12/2019 tarihli, E:2019/17170, K:2019/15430 sayılı kararının bozulması yolundaki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/10/2020 tarihli, E:2020/1376, K:2020/1718 sayılı kararına uyularak, işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

28.12.2006 onay tarihli 1/25.000 ölçekli Didim Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Revizyon Çevre Düzeni Planında kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi dışı Didim Meskun Alanında, 09.03.2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında kentsel yerleşik alanda kalan mülkiyeti Hazineye ait olan 745.420 m2 büyüklüğündeki … parsel sayılı taşınmaz, … tarihli, …sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planında seyrek yoğunluklu gelişme alanı, yönetim merkezleri, küçük sanayi, depolama alanları ve 15 ve 20 metre genişliğinde yol kullanımlarına ayrılmış, büyük bölümü 03.03.2008 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planının onama sınırı dışında kalan ... sayılı parselin anılan planın onama sınırı içinde bulunan bölümü küçük sanayi sitesi, park, yol ve mezbaha alanında kalmıştır.

… sayılı parselin Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmasının ardından 18.04.2019 tarihli, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliği ile ayrık nizam 3 kat, Taks:0,30, Kaks:0,90 ticaret-turizm-konut alanı, E:0,60, Yençok:2 kat ticaret alanı, E:0,50, Yençok:3 kat kültürel tesis alanı, E:0,60, Yençok:3 kat belediye hizmet alanı, E:0,50, Y:ençok:2 kat anaokulu alanı, E:0,50, Yençok:2 kat ilkokul alanı, E:0,50, Yençok:3 kat ortaokul alanı, E:1,00, Yençok:5 kat lise alanı, E:1,00, Yençok:5 kat mesleki ve teknik ortaöğretim tesisi alanı, E:0,50, Yençok:2 kat sağlık tesisi alanı, E:0,50, Yençok:2 kat akaryakıt ve servis istasyonu alanı, E:0,50, Yençok:serbest cami alanı, trafo, park, meydan ve 10, 12, 15 ve 20 metre genişliğinde yol alanına alınmış, ayrıca 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilave ve değişikliği ile 7 metre genişliğinde yollar oluşturulmuştur.

Dava konusu imar planlarına yapılan itirazlar üzerine 22.10.2020 tarihli, 3125 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilave ve değişikliği ile yapılaşma şartları; ticaret-turizm-konut alanlarında konut kullanımı olması halinde ayrık nizam 2 kat, Taks:0,30, Kaks:0,60, turizm kullanımı olması halinde E:0,60, Yençok:2 kat, ticaret kullanımı olması halinde ise E:0,50, Yençok:2 kata, ticaret alanında E:0,50, yençok:2 kata, akaryakıt ve servis istasyonu alanında E:0,25, Yençok:2 kata düşürülmüş, bazı plan notlarında değişiklik yapılmış ve alanda özel sağlık ve özel eğitim tesisi alanı kullanımları oluşturulmuştur.

İLGİLİ MEVZUAT :

4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 1. maddesinde:" Bu Kanunun amacı; A) Bu maddede belirtilen ve Kanunun uygulanmasında "kuruluş" adı ile anılacak olan;

a) İktisadi devlet teşekküllerinin, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ile varlıklarının ve iştiraklerindeki kamu paylarının,

b) Kamu iktisadi teşebbüsleri statüsü dışında kalmakla beraber sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete ve/veya diğer kamu tüzelkişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu payları ile bu kuruluşlara ait müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ve varlıklarının, iştiraklerindeki kamu paylarının,

c) Devletin diğer iştiraklerindeki kamu payları ile Hazineye ait payların,

d) Genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının,

e) Belediye ve il özel idarelerine ait ticari amaçlı kuruluşlar ile pay oranlarına bakılmaksızın her türlü iştiraklerindeki paylarının,

f) Genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri) ile bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak, Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek gerekçelerinden birisi ile özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir. "kuralına yer verilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun "İmar Planlarında Bakanlığın Yetkisi"ni düzenleyen 9. maddesine 4046 sayılı Kanunun 41. maddesiyle eklenen 2. fıkrada: "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan (Belediye) gerekli görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumları; Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. (Ek ibare: 03/04/1997 - 4232/4 maddesi) ilgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Yasanın Ek-3. maddesinde: "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K. sayılı Kararı ile.) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi'nin 09/06/2011 tarih ve 2008/87 E, 2011/95 K.sayılı Kararı ile.) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." kuralı bulunmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

3194 sayılı Kanununun 6. maddesinde; planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından çevre düzeni planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları ise nazım imar planı ve uygulama imar planı olarak sınıflandırılmış ve her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin ''İmar planı ilkeleri'' başlıklı 21. maddesinin 10. fıkrasında; ''(10) İmar planlarında Ticaret+Konut, Ticaret+Turizm+Konut, Turizm+Ticaret karma kullanım alanlarında konut kullanımına da yer verilmesi halinde, konut kullanım oranları belirtilerek, konut kullanımının gerektirdiği sosyal ve teknik altyapı alanlarının ayrılması zorunludur. İmar planlarında konutun yer aldığı karma kullanımlarda konut kullanım oranının belirtilmediği hallerde en fazla % 30 konut kullanabileceği varsayılır.

'' hükmüne yer verilmiştir.

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ''Parsel kullanım fonksiyonlarına göre yapılaşma koşulları'' başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasının (g) alt bendinde; ''g) Ticaret alanı: Bu alanlarda;

1) İş merkezleri, yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, otoparklar, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri,

2) Sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi sosyal ve kültürel tesisler ile lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler,

3) (Değişik:RG-25/7/2019-30842) Sağlık kabini ve muayenehane,

4) (Mülga:RG-25/7/2019-30842) gibi ticaret ve hizmetlere ilişkin yapılar yapılabilir.'' hükmü ile ğ) atl bendinde; ğ) Ticaret+Konut, Turizm+Ticaret, Turizm+Ticaret+Konut gibi karma kullanım alanları: Tek başına konut olarak kullanılmamak koşuluyla, ticaret, turizm, konut kullanımlarından konut hariç sadece birinin veya ikisinin veya tamamının birlikte yer aldığı alanlardır. Bu alanlarda;

1) Bu alanlarda plandaki kullanım kararına bağlı olarak konut veya turizm tesisi yapılması halinde yoldan cephe alan zemin veya bodrum katların ticaret veya hizmetler sektörünün kullanımında olması ve konut veya turizm tesisi için ayrı bina girişi ve merdiveni bulunması şartı aranır. Her bir kullanım için bağımsız giriş çıkış ve merdiven düzenlenmesi, kullanım oranlarının ve sosyal ve teknik altyapı alanlarının imar planlarıyla tayin edilmesi esastır. (Mülga cümle:RG-25/7/2019-30842) (…)

2) Bu alanlarda ayrıca (Mülga ibare:RG-25/7/2019-30842) (…) gerçek ve tüzel kişilere veya kamuya ait; yurt, kurs, ticari katlı otopark, sosyal ve kültürel tesisler yapılabilir.

3) Ticaret+Konut, Turizm+Ticaret+Konut gibi konut da yapılabilen karma kullanım alanlarında konut veya yüksek nitelikli konut yapılabilmesi için, imar planında konutun ihtiyacı olan sosyal ve teknik alt yapı ve donatı alanlarının konut kullanımının getireceği nüfus yoğunluğu üzerinden hesap edilerek bu alana hizmet verecek şekilde ayrılmış olması şarttır.

4) Konut, ticaret, turizm alanlarının her biri için belirlenen (Mülga ibare:RG-25/7/2019-30842) (…) yapılabilecek yapılar, aynı şartlar çerçevesinde karma kullanım alanlarında da yapılabilir.'' hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Uyuşmazlık konusu imar planlarının çevre ve imar bütünlüğüne, planların kademeli birlikteliği ilkesine, imar mevzuatına, planlama alanındaki fonksiyonlar açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının incelenmesi amacıyla Dairemizin 14/02/2022 tarihli kararı üzerine Naip üye … tarafından re'sen seçilen bilirkişiler Prof. Dr. …, Doç. Dr. … ve Doç. Dr. …'nın katılımıyla oluşan bilirkişi kuruluyla 11.10.2022 tarihinde yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.

Bilirkişi raporunda özetle şu tespitler yer almaktadır:

" - 09.03.2011 tarihinde onaylanan Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında dava konusu ... aayılı parselin kentsel yerleşik alan kullanım kararında kaldığı görülmektedir. 1/100.000Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı Plan Hükümlerinde 4. Tanımlar Başlığında 4.4 Kentsel Yerleşme Alanları; “Bu planla gösterilmiş/belirlenmiş kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanlarını birlikle ifade eder." tanımlaması getirilmiştir. Anılan planın Kentsel Yerleşik Alanlara ilişkin Genel Hükümlerinde “7.2. Bu plandan ölçü altnarak uygulama yapılamaz. Bu planda öngörülen arazi kullanım kararlarına ilişkin sınırlar, ilgili idaresince yürütülecek alt ölçekli planlama çalışmalarında, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınacak görüşler doğrultusunda belirlenecek doğal, yapay ve yasal eşikler dikkate alınarak kesinleştirilir." hükümleri yer almaktadır. Bu ifadelerden; dava konusu taşınmaza getirilen kentsel yerleşik alan olarak belirlenmiş bölgede, konut alanları ile kentin ve kentlinin ihtiyacına yönelik eğitim tesleleri, sağlık tesiseri, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar, kamu kurum alanları, trafo vb. sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret alanları, küçük sanayi sitesi alanları, turistik tesis alanları, konut dışı kentsel çalışma alanları vb. Çalışma alanlarının yer alabileceği, arazi kullanım kararları ve sınırlarının alt ölçekli planlarda kurum ve kuruluş görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda karar getirileceği anlaşılmaktadır.

  • Dava konusu alandaki bir diğer üst ölçekli plan ise Küllür ve Turizm Bakanlığı tarafından 28.12.2006 tarihinde onaylanmış olan 1/25.000 ölçekli Didim (Aydın) Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Revizyon Çevre Düzeni Planı'dır. Anılan planda dava konusu taşınmazın Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Dışı Didim Meskun Alanı sınırları içerisinde bir başka ifadeyle kentsel yerleşik alan (meskun alan) olarak gösterilen bölge içerisinde kaldığı görülmektedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin 1/25.000 ölçekli planda Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Dışı Didim Meskun Alanı, bir başka ifadeyle kentsel yerleşik alan (meskun alan) kullanım kararının 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki kentsel yerleşik alan kullanımı ile içerik ve kullanım kararı yönünden uyumlu olduğu ve en üst kademedeki plan ile çelişmediği izlenmektedir.

  • Dava konusu 18.04.2019 tarihli 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde, dava konusu taşınmaza ilişkin ticaret, ticaret-turizm-konut, akaryakıt ve servis istasyonu alanı, belediye hizmet alanı, eğitim, sağlık, kültürel tesis, ibadet alanı, park, taşıt yolu, yaya ve bisiklet yolu kullanım kararlarının getirildiği görülmekte. Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin, parselin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde kentsel yerleşik alan (meskun alan), 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında kentsel yerleşik alanda kalması ve bu planın notlarında söz konusu kullanımların ticaret alanları, turizm alanları, konut alanları, sosyal ve teknik altyapı alan kullanımlarını içerebilmesi sebebiyle, bir üst kademedeki plan olan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ve en üst kademedeki 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile çelişmediği ve uyumlu olduğu görülmekte.

  • Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde dava konusu taşınmaza ilişkin ticaret, ticaret-turizm-konut, akaryakıt ve servis istasyonu alanı, belediye hizmet alanı, eğitim tesisleri başlığı altında anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise ve mesleki ve teknik öğretim tesisi alanı sağlık, kültürel tesis, cami, park, çocuk bahçesi ve oyun alanı, meydan, taşıt yolu, yaya ve bisiklet yolu, genel otopark alanı ve trafo alanı kullanım kararlarının getirildiği görülmekte. Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında getirilen kullanım kararlarının dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde getirilen kullanım kararlarına uygun olduğu, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının birbirleri ile çelişmediği ve uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.

  • Sonuç olarak, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinde dava konusu ... sayılı parsele getirilen arazi kullanım kararlarının, planların kademeli birlikteliği ilkesi açışından birbirlerine ve üst ölçekli plan kararlarına uygun olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

  • Dava konusu … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 18.04.2019 tarihli, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerini zorunlu kıları nedenlerin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmekledir. Bu kapsamda dava konusu imar planı değişikliğine yönelik plan açıklama raporunda açıklanan gerekçeleri değerlendirmek önemlidir. Plan açıklama raporunda plan değişikliğinin gerekçesi; “Planlama gerekçesi kapsamında fiziki ve tekmnik eşikler, mevcut imarlı alanlar, mevcut planla getirilmiş yakın çevredeki kullanım kararları, çevredeki yapılaşmalar, mülkiyet durumu ve bölgenin ihtiyaçları vb. etkenler ile alanın bütününe ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunmaması hususu göz önünde bulundurularak Maliye Hazinesi adına kayıtlı ... sayılı parselin ticaret-turizm-konut alanı, ticaret alanı, kültürel tesis, belediye hizmet, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik öğretim tesisi alanı, sağlık tesis alanı, akaryakıt ve servis istasyonu alanı, cami, trafo, park, meydan ve yol alanı olarak planlanabileceği tespit edilmiştir." şeklinde açıklanmaktadır. Bu kapsamda dava konusu imar planı değişikliklerinin fiziki ve teknik eşikler, mevcut imarlı alanlar, mevcut planla getirilmiş yakın çevredeki kullanım kararları, çevredeki yapılaşmalar, mülkiyet durumu ve bölgenin ihtiyaçları vb. etkenler ile alanın bütününe illşkin mevcut uygulama imar planının bulunmaması doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtilen ifadelerden anlaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle dava konusu taşınmaza ilişkin planlama çalışmalarının alana ilişkin uygulama imar planı bulunmaması, fiziki ve teknik eşikler, çevredeki kullanım kararları, yapılaşma ve ihtiyaçlar çerçevesinde ortaya çıktığı belirtilmektedir. Bu noktada dava konusu mazum imar planı değişikliği açısından yürürlükte bir planın olması sebebiyle yapılan işlemin plan değişikliği olarak ortaya çıktığı, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin, … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile ulaşım kararları (yol kademelenmesi, yol genişlikleri, yol güzergahları gibi), arazi kullanım kararları (arazi kullanım türü, büyüklükleri, yer seçimi gibi) açısından önemli farklılıklar içerdiği, dolayısıyla nazım imar planı değişikliği niteliğinde olmadığı, nazım imar planı revizyonu niteliği taşıdığı, bu sebeple dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin kapsam yönünden imar mevzuatına aykırı olduğu kanaatine ulaşılmaktadır.

  • Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği açısından konu incelendiğinde ise, planlama alanının batısında yer alan küçük bir kısma ilişkin Didim Belediye Başkanlığı tarafından 03.03.2008 tarihinde onaylanan ve yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, alanın bunun dışında kalan büyük bir kısmının plan onama sınırı dışında ve plansız bir bölge olduğu, bu kapsamda yapılan dava konusu uygulama imar planı değişikliği ile plan kararı bulunmayan mevcut plana bitişik konumdaki alana ilişkin ilave bir imar planı yapıldığı ve arazi kullanım kararlarının getirildiği görülmektedir. Dolayısıyla yapılan işlemin mevzuatın tanımladığı uygulama imar planı değişikliği yerine ilave uygulama imar planı niteliği taşıdığı ve bu sebeple dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin kapsam yönünden imar mevzuatına aykırı olduğu kanaatine ulaşılmaktadır.

  • Dava konusu nazım imar planı ve uygulama imar planı değişikliği açısından, plan açıklama raporunda izlenmesi ve dikkate alınması gereken bir diğer önemli husus planlama amacının mevcut gerçeklik ve sorunlar ternelinde nasıl ele alındığı ve planlama bölgesinin mevcut durumuna ilişkin söz konusu aksaklıkların ve yetersizliklerin nasıl ölçümlendiği ve plan çalışmasında nasıl gerekçelendirildiğidir. Bu noktada dava konusu nazım ve uygulama imar planı değişikliklerine ilişkin tek bir plan açıklama raporu bulunmakta olup, söz konusu raporda planlama sürecine ilişkin mevzuatın tanımladığı araştırma, veri ve bilgi toplama, analiz, sentez ve plan kararlarının oluşturulmasına yönelik izlenen yönteme air teknik ve nesnel bilimsel bir açıklama ve değerlendirmeye yer verilmemektedir. Bu hususun mevzuat açısından önemli bir eksiklik olduğu düşünülmektedir.

  • Dava konusu planların açıklama raporu incelendiğinde, raporun; 1. Planlama Alanının Konumu ve Genel Özellikleri, 2. Mülkiyet ve Kadastral Durum, 3. Mevcul İmar Durumu, 4. Planlamanın Gerekçesi ve Plan Kararları bölümlerinden oluştuğu ve kurum görüşlerinin rapor içerisinde yer almadığı izlenmektedir. Plan açıklama raporunda, plan kararlarına temel teşkil edecek hem mevcut durum hem de yakın çevredeki mevcut imar planın kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyumun sağlanmasına yönelik mevcut imar planlarının analizinin yapılmadığı, eşik analizi yapılmadığı ve sentez çalışmasının yapılmadığı görülmektedir. Bu noktada getirilen plan kararlarının hangi teknik ve bilimsel gerekçelere dayandırılarak getirildiği anlaşılamamaktadır. Bir başka ifadeyle bölge ihtiyaçları ve çevre imar bütünlüğü açısından bir değerlendirme ve pları kararlarının nasıl mekansallaştırıldığına ilişkin bir sentez ve harita rapor içerisinde bulunmadığı için plan kararlarının gerekçesi anlaşılamamaktadır.

  • Diğer taraftan, plan açıklama raporunda yer almamakla birlikte dava dosyasındaki belgelerden, planlama alanının yakın çevresindeki yapılaşma kararları incelendiğinde, planlama alanının güneydoğusunda ve kuzeybatısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 2 katlı ve E:0,40, güneyinde ve batısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 3 katlı ve E:0,90 yapılaşma koşullarının olduğu, bu kapsamda dava konusu plan değişikliği ile konut alanlarına getirilen ayrık nizam 3 kat ve E:0,90 yapılaşma koşulunun çevrede yer alan yerleşmelere aykırı bir nitelik taşımadığı görülmektedir.

  • Ancak bu noktada önemli olan husus E:0.90 yapılaşma kararının ortaya çıkmasına sebep olan nüfus ve yoğunluk değerleridir ki, plan açıklama raporu içerisinde planlama alanının nüfusunun kaç olduğu ve nasıl belirlendiğine ilişkin herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Bu noktada plan değişikliklerine yapılan itirazlar içerisinde, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığının 13.06.2019 tarihli yazısında plan nüfusunun 6175, Didim Belediye Başkanlığı'nın 13.06.2019 tarihli yazısında ise plan nüfusunun yaklaşık 6900 kişi olacağının ve her iki durumda plan ile önerilen donatıların mevzuatta yer alan standartları sağlamadığı belirtilmektedir. Her iki kurumun itirazı doğrultusunda nüfus ve donatı alanları ele alındığında, 309.793,37 m2 ticaret-turizm-konut Alanı (TİCTK) bulunduğu, TİCTK alanlarında konut kullanımının toplam emsalin %80'ini geçemeyeceğine ilişkin plan notu çerçevesinde 247.834,70 m2 konut alanı olabileceği, 100 m2 bağımsız birim büyüklüğü üzerinden hesaplandığında 2478 bağımsız birimin (247834,70/100:52478 bağımsız birim/hane) olduğu ve Didim ilçe nüfusu 2.75 kişi hane halkı büyüklüğü dikkate alındığında 6815 kişinin (2478x2,75:6815 kişi) alanda yaşayabileceği görülmektedir. Dolayısıyla değişen kabullerin nüfus hesaplamasını ve sonucunu etkilediği ve kabuller doğrultusunda farklı değerleri ortaya koyduğu görülmektedir. Bu doğrultuda planlama alanına ilişkin nüfus ve yoğunluk hesaplamaları ve değerlerinin bulunmaması, sosyal ve teknik altyapı alanlarının hesaplamalarına yer verilmemesi, planlama alanı içerisinde ayrılan arazi kullanım kararları, büyüklükleri ve sosyal altyapı alanlarının neye göre oluşturulduğu, mevzuatta yer alan kişi başına m2 değerlerinin sağlayıp sağlamadığı hususlarında değerlendirme yapılamamasına sebep olmaktadır. Kaldı ki sosyal ve teknik altyapı alanlarının belirlenmesinde planlama alanının çevresiyle birlikle bütünlüklü olarak ele alınması da beklenmektedir. Sonuç olarak her ne kadar planlama alanı içerisinde sosyal ve teknik altyapı alanları ayrılmış olsa da, plan kararlarının temelini oluşturan bu hesaplamalara planlama çalışması içerisinde yer verilmemiş olmasının imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından önemli bir eksiklik olduğu kanaatine ulaşılmaktadır.

  • Ayrıca dava konusu alanın batısından gelen 20 metre genişliğindeki bölünmüş yolun alan içerisinde devam etmediği, bir başka ifadeyle alan içerisindeki güzergahlar belirlenirken çevreden gelen yolların yeterli düzeyde dikkate alınmadığı izlenmektedir. Ayrıca planlama alanının çevresindeki arazi kullanım kararlarının konut alanı, küçük sanayi alanları, park gibi kullanım kararlarından oluştuğu, akanın çevresinde dava konusu plan değişikliği ile getirilen ticaret-turizm-konut alanlarının bulunmadığı, çevrede yer alan arazi kullanım kararlarından ayrışan bir kullanım kararının planlama alanı genelinde getirildiği görülmektedir. Kaldı ki, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin Ek-1ç Nazım İmar Planı Gösterimleri ve Ek-1d Uygulama İmar Planı Gösterimleri incelendiğinde, ticaret-turizm-konut alanları kullanımı nazım imar planı gösterimleri içerisinde yer alırken, uygulama imar planı gösterimleri içerisinde yer almamaktadır. Dolayısıyla dava konusu uygulama |imar planı değişikliği içerisinde ticaret-turizm-konut alanları kullanımı gösteriminin plan tekniğine uygun olmadığı ve bu yönüyle imar mevzuatına aykırı olduğu görülmektedir.

Plan açıklama raporu içerisinde eşik analizlerinin oluşturulması yoluyla bir değerlendirmenin yer almamasının imar mevzuatına, planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı kanaatine varılmaktadır. Ayrıca 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği plan hükümleri ile 1/1000 ölçekli

uygulama imar planı değişikliği plan hükümlerinin çoğu maddesinin birebir aynı olduğu, mevzuatın plan kademelerinin her biri için ayrı ayrı tanımladığı ve olması gereken içeriğe sahip olmadığı, ayrıca plan belgelerinin ölçeğin gerektirdiği detay ve çizim tekniğine (detaylar, genellemeler ve soyutlama biçimi itibariyle) bağlı kalınarak hazırlanmamış

olduğu görülmektedir. Diğer taraftan her ne kadar alan içerisinden geçen dere sebebiyle

batı-doğu yönünde sürekliği olan park alanı kararları getirildiği düşünülse de derenin plan gösterimleri içerisinde yer almamasının önemli bir eksiklik olduğu değerlendirilmektedir.

  • Sonuç olarak, dava konusu imar planı değişikliklerinde plan kararlarına temel oluşturan yeterli düzeyde belirleyici açıklama, analiz, sentez ve haritanın plan açıklama raporu

içerisinde yer almadığı, nüfus, yoğunluk ve plan kararlarının temelini oluşturan

hesaplamaların bulunmadığı ve rapor içerisinde yer verilmediği,

yönetmelikte yer alan standartlar çerçevesinde bir değerlendirmeye yer verilmediği, arazi kullanım kararları açısından çevresi ile uyumlu, süreklilik ve bütünlük sağlayan plan kararlarının geliştirilmediği, plan kararlarına altlık oluşturacak yeterli düzeyde belirleyici bir içeriğin

oluşturulmadığı ve bu doğrultuda dava konusu nazım imar planı ve uygulama imar planı değişikliklerinin imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından uygun olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

  • Dava konusu planların alana bütüncül bir yaklaşımdan çok mülkiyet sınırları kapsamında ve yalnızca planlama alanı özelinde kararlar getirdiği, alanın bütününü ve yakın çevresini göz ardı ettiği anlaşılmıştır. Bu durum mevzuat, şehircilik ilkeleri ve planlarna esasları açısından sorunlu içerikler ürettiği gibi, kamu yararı açısından da sorunlu bir içerik sunmaktadır.

  • Arazi kullanım kararları yönünden alanın büyük bir bölümünün turizm-ticaret-konut alanına alınması ve çevrede bu tür bir arazi kullanım kararının bulunmaması sebebiyle her ne

kadar yapılaşma kararları açısından çevre ile uyum söz konusu olsa da kullarılmı kararı açısından ayrıcalık yaratıldığı, bu durumun plan sürekliliği ve bütünlüğü açısından sakıncalarının bulunduğu, dava konusu alana ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı olmakla birlikle 1/1000 ölçekli

uygulama imar planının bulunmaması ve dava konusu plan değişikliği ile plansız alanın imara

açılması sebebiyle ilave nüfus getirildiği, bu doğrultuda anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik öğretim tesisi, sağlık tesisi, kültürel tesis, cami, park, çocuk bahçesi ve oyun alanı gibi donat alanlarının planda ayrıldığı, ancak dava konusu plan değişiklikleri plan açıklama raporunda planlama alanına ilişkin nüfus ve yoğunluk hesaplamaları ve değerlerinin bulunmaması, çevredeki sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin değerlendirme yapılmaması sebebiyle ilave nüfus gelirilip getirilmediğinin, planlama alanı içerisinde ayrılan arazi kullanım kararları, büyüklükleri ve sosyal altyapı alanlarının neye göre oluşturulduğunun, mevzuatın Ek-2 maddesinde yer alan kişi başına m2 değerlerine uygun olarak alan ayrılıp ayrılmadığının, çevresi ile birlikte bütünlüklü olarak ele alınıp alınmadığını belirsiz olduğu ve bu sebeplerle imar mevzuatına uygun olmadığı,

  • Dava konusu planlarla ayrılan donatı alanlarının yakın çevredeki

konut-donatı dengesi dikkate alındığında yeterli olarak değerlendirilmekla birlikte, söz konusu sosyal ve teknik altyapı alanlarına ilişkin plan kararlarının, çevredeki sosyal ve

teknik altyapı alanlarına ilişkin bir analiz ve değerlendirme içermemesi sebebiyle yeterli olarak değerlendirilemeyeceği, alan için getirilen yapılaşma kararlarının çevredeki yüksek emsal ile uyumlu olduğu, ancak planlama alanının Didim kentinin çeperinde olduğu

düşünüldüğünde bunun zaman içerisinde doğal alanlar üzerinde yeni yapılaşma baskıları oluşturabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

  • Sonuç olarak, dava konusu imar planı kararlarının planların kademeli birlikteliği ilkesine

uygun olduğu, ancak imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı

açısından uygun olmadığı kanaatine varılmıştır."

Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı idare tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazda bulunulmuştur.

Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgeler, davalı idarenin bilirkişi raporuna itirazı birlikte değerlendirildiğinde;

İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlık ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.

Özelleştirme ile ilgili olarak önce 4046 sayılı Yasa yürürlüğe girmiş, daha sonra da 4446 sayılı Yasayla Anayasanın 47. maddesine bir fıkra eklenerek özelleştirme uygulamalarına Anayasal ve yasal bir dayanak sağlanmıştır.

Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber, bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır.

Dava konusu imar planlarının üst ölçekli planlara uyum, imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesi ve çevre-imar bütünlüğü bakımından incelenmesinden;

1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planının Plan Hükümlerinin 7.1.18. maddesinde; kentsel yerleşme alanlarında konut alanları ile kentin ve kentlinin ihtiyacına yönelik eğitim, sağlık tesisleri, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar, kamu kurum alanları, trafo vb. sosyal ve teknik alt yapı alanları ile ticaret, küçük sanayi sitesi, turistik tesis, konut dışı kentsel çalışma alanları vb. çalışma alanlarının yer alabileceği belirtilmiştir.

Uyuşmazlık konusu taşınmazın 28.12.2006 onay tarihli 1/25.000 ölçekli Didim Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Revizyon Çevre Düzeni Planında kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi dışı Didim Meskun Alanında, 09.03.2011 onay tarihli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında kentsel yerleşik alanda kaldığı, taşınmaza dava konusu imar planlarıyla getirilen ticaret-turizm-konut, ticaret, kültürel tesis, belediye hizmet, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik ortaöğretim tesisi, sağlık tesisi, akaryakıt ve servis istasyonu, cami, trafo, park, meydan alanı fonksiyonlarının üst ölçekli 1/100.000 ölçekli ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı stratejilerine aykırı olmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliğinin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin ise 1/25.000 ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarına uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan, etrafı konut ve ticaret alanları ile çevrili olan uyuşmazlık konusu parsele getirilen fonksiyonların çevresi ile uyumlu olduğu, çevre ve imar planı bütünlüğüne aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.

Dava konusu imar planlarının yapılaşma koşulları bakımından incelenmesinden;

Uyuşmazlık konusu taşınmazın ilk kez dava konusu planlarla yapılaşmaya açılmadığı, planlama alanının yakın çevresindeki yapılaşma kararları incelendiğinde, güneydoğusunda ve kuzeybatısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 2 katlı ve E:0,40, güneyinde ve batısında yer alan konut alanlarında ayrık nizam 3 katlı ve E:0,90 yapılaşma koşullarının olduğu anlaşılmaktadır.

Bilirkişi raporunda da dava konusu imar planları ile konut alanlarına getirilen ayrık nizam 3 kat ve E:0,90 yapılaşma koşulunun çevrede yer alan yerleşmelere aykırı bir nitelik taşımadığı tespitine yer verilmiştir.

Bu durumda, dava konusu planlarla… sayılı parsel için öngörülen yapılaşma koşullarının çevresi ile uyumlu olduğu sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, dava konusu imar planlarına yapılan itirazlar üzerine 22.10.2020 tarihli, 3125 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilave ve değişikliği ile yapılaşma şartları; ticaret-turizm-konut alanlarında konut kullanımı olması halinde ayrık nizam 2 kat, Taks:0,30, Kaks:0,60, turizm kullanımı olması halinde E:0,60, Yençok:2 kat, ticaret kullanımı olması halinde ise E:0,50, Yençok:2 kata, ticaret alanında E:0,50, yençok:2 kata, akaryakıt ve servis istasyonu alanında E:0,25, Yençok:2 kata düşürülmüştür.

Dava konusu imar planlarının sosyal ve teknik donatı alanları dengesi, ulaşım sistemi ve trafik etkileri bakımından incelenmesinden;

İmar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esaslarının yanısıra "kamu yararı" ilkesinin de gözetilmesi zorunludur.

Özelleştirme programına alınan taşınmazların bulunduğu alanda her tür ve ölçekte imar planı yapma yetkisinin 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Özelleştirme İdaresine ait olduğu ve bu yetkinin yalnızca dava konusu parsel ile sınırlı olduğu dikkate alındığında, planlamaya ilişkin plan açıklama raporunun ve plan değişikliğinin gerekçelerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Bu kapsamda, dava dosyasının, bilirkişi raporunun ve yapılan itirazların değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının imar planı yapma yetkisinin olduğu, davaya konu edilen imar planları yapılırken ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alındığı, Özelleştirme Kanununda öngörülen özelleştirmenin kamusal amacına uygun olarak taşınmazın verimli olarak kullanımının sağlanması için sınırlı olarak parsel bazlı değişiklik yapıldığı ve dava konusu imar planlarıyla uyuşmazlık konusu taşınmazda önerilen konut alanında yaşayacak nüfusun ihtiyacı olan kültürel tesis, belediye hizmet, anaokul, ilkokul, ortaokul, lise, mesleki ve teknik ortaöğretim tesisi, sağlık tesisi, akaryakıt ve servis istasyonu, cami, trafo, park, meydan alanı fonksiyonlarının getirildiği, alan içerisinden geçen dere sebebiyle

batı-doğu yönünde sürekliliği olan alanının park alanı olarak ayrıldığı, çevre imar bütünlüğünün bozulmadığı, yapılan değişikliğin sosyal ve teknik altyapı dengesini etkileyecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Dava konusu imar planlarında geçirilen 10, 12, 15 ve 20 metre genişliğindeki yolların, taşınmazın çevresi ile bağlantısını sağlayacağı, oluşturulan imar adaları ve kullanım kararları arasında ulaşımı kolaylaştıracağı, ayrıca 1/1000 ölçekli ilave uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliği ile oluşturulan 7 metre genişliğindeki yaya yollarının da bu alandaki yaya ulaşımının daha rahat bir şekilde yapılmasını sağlayacağı kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, … parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak 18.04.2019 tarihli, 989 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilave ve değişikliğinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesi kapsamında kalan DAVANIN REDDİNE,

  2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

  3. Danıştay Başkanlığı tarafından yatırılan avanstan karşılanan keşif ve bilirkişi incelemesi gideri olan … TL'nin davacıdan alınarak Danıştay Başkanlığı'nın ilgili hesabına yatırılmasını teminen kararın bir örneğinin Danıştay Başkanlığı Genel Sekreterliği'ne (İdari İşler Müdürlüğü) tebliğine, artan … TL'nin Danıştay Başkanlığı İdari İşler Müdürlüğü'ne iadesine,

  4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,

  5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

  6. 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (g) bendi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 07/11/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.