Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/2635 E. , 2023/3167 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2635
Karar No : 2023/3167
DAVACI : … İmalat San. ve Tic. Ltd. Şti.
DAVALI : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU : 29/12/2018 tarih ve 30640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinde yapılan değişikliklerin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. maddesinin mülkiyet hakkını açıkça ihlal ettiği, anılan maddedeki düzenlemenin serbest piyasa ekonomisine aykırılık teşkil ederek arz talep dengesini ortadan kaldırdığı, Yönetmeliğin 26. maddesine göre gruplama yapılırken ülkenin sosyo-ekonomik ve kalkınmışlık durumunun göz ardı edildiği bu hususun sosyal hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI : 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu'nun temel hedefi olan can ve mal güvenliğini teminen sağlıklı ve güvenli yapıların oluşturulması için etkin ve bağımsız bir yapı denetiminin sağlanması amacından hareketle 4708 sayılı Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, hangi yapıda hangi yapı denetim kuruluşunun görev alacağının davalı Bakanlıkça elektronik ortamda belirleneceğinin hükme bağlandığı,Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21.maddesinde de bu doğrultuda değişiklik yapıldığı, aynı Kanunun 1. maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendinde, "hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin" tanımının yapıldığı ve bu hükme istinaden Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 26. maddesinde birim maliyetlerin tespit edildiği, getirilen düzenlemelerin 4708 sayılı Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olgun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ : Dava, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 21. ve 26. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Bitlis İli, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı, maliki oldukları taşınmaz üzerinde yapılmak istenilen inşaat nedeniyle yapı ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine dava konusu yönetmelik hükümleri gereğince davalı Bakanlıkça resen belirlenen yapı denetim şirketi ile sözleşme yapmak zorunda bırakıldığı, sözleşme imzalandıktan sonra 30.12.2019 tarihinde inşaat ruhsatının onaylandığı, düzenlemelerle yapı denetim şirketini seçme ve ücret belirleme haklarının ellerinden alındığı iddialarıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 21. ve 26. maddelerinin tamamının iptali istenilmişse de; dava dilekçesi kapsamında anılan maddelerin incelenmesinden, yönetmelikte 29/12/2018 tarihinde yapılan değişiklikle, yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasının "Kanun kapsamına giren yapıların sahipleri, yapının uygulama projeleri bitirildikten sonra Bakanlıkça elektronik ortamda belirlenen bir yapı denetim kuruluşu ile ek-6’da gösterilen form-4’e uygun bir hizmet sözleşmesi akdederek, bir suretini ruhsat işlemlerini başlatmak üzere ek-5’de gösterilen form-3’e uygun taahhütname ekinde ilgili idareye sunar." şeklinde değiştirildiği; 26. maddesinde yapılan değişiklikle de, maddenin ilk üç fıkrasında, yapı denetim hizmet bedelinin, hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin tanımlandığı, yapı grupları ve bu gruplara ilişkin birim maliyetlerin belirlendiği gözönünde bulundurulduğunda, davacının iddialarının bu düzenlemelere yönelik olduğu, maddelerin diğer fıkralarında yer alan düzenlemelere yönelik bir iddianın bulunmadığı anlaşılmakla, inceleme yönetmeliğin 29/12/2018 tarihli değişiklik sonrası 21. maddesinin 1. fıkrası ile 26. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarındaki düzenlemelere hasren yapılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrası yönünden; 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasında, yapı denetimi hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedileceği, bu sözleşmenin bir suretinin taahhütname ekinde ilgili idareye verileceği hükmü yer almakta iken, anılan fıkrada 11/05/2018 tarihli, 7143 sayılı kanunun 19. maddesi ile değişiklik yapılarak "Yapı denetim hizmet sözleşmeleri, yapı sahipleri ile Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre elektronik ortamda belirlenen yapı denetim kuruluşları arasında akdedilir. Bu sözleşmenin bir sureti taahhütname ekinde ilgili idareye verilir. Yapı denetim hizmet sözleşmeleri Bakanlıkça belirlenen haller dışında feshedilemez." düzenlemesi getirilmiştir.
Dava konusu yönetmeliğin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kanun kapsamına giren yapıların sahipleri, yapının uygulama projeleri bitirildikten sonra bir yapı denetim kuruluşu ile ek-6’da gösterilen form-4’e uygun bir hizmet sözleşmesi akdederek, bir suretini ruhsat işlemlerini başlatmak üzere ek-5’de gösterilen form-3’e uygun taahhütname ekinde ilgili idareye sunar." hükmü yönetmelikte yapılan 29/12/2018 tarihli değişiklik ile "Kanun kapsamına giren yapıların sahipleri, yapının uygulama projeleri bitirildikten sonra Bakanlıkça elektronik ortamda belirlenen bir yapı denetim kuruluşu ile ek-6’da gösterilen form-4’e uygun bir hizmet sözleşmesi akdederek, bir suretini ruhsat işlemlerini başlatmak üzere ek-5’de gösterilen form-3’e uygun taahhütname ekinde ilgili idareye sunar." şeklinde değiştirilmiş olup, değişikliğin 4708 sayılı Yasanın 5/1. fıkrasında yapılan düzenleme doğrultusunda yapıldığı anlaşıldığından, madde hükmünde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 26. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarına gelince; 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 3. fıkrasının f) bendinde yapı yaklaşık maliyeti, binalarda her yıl yayımlanan mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabına esas yapı yaklaşık birim maliyetlerine ilişkin ilgili mevzuatta belirtilen birim maliyet ile yapı inşaat alanının çarpımından elde edilen bedeli, binalarda yapılacak değiştirme, güçlendirme ve esaslı onarım işlerinin ve bina dışında kalan yapılarda ise yapının keşif bedelini ifade ettiği düzenlenmişken, 11/05/2018 tarihli, 7143 sayılı yasanın 18. maddesi ile yapılan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyeti: Binalarda, yapı inşaat alanının, Bakanlıkça Yönetmelik ile belirlenen birim maliyeti veya birim maliyetleri ile çarpımından elde edilen bedeli," ifade ettiği hükme bağlanmıştır. Yasanın "Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri" başlıklı 5. maddesinin 5. fıkrasında "Yapı denetimi hizmeti için yapı denetim kuruluşuna ödenecek hizmet bedeli, yapı denetimi hizmet sözleşmesinde belirtilir. (Değişik cümle:11/5/2018-7143/19 md.) Bu bedel, hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin %1,5’i kadardır. Hizmet bedeli oranı, yapım süresi iki yılı aşan iş için yıllık %5 artırılır ve yapım süresi iki yıldan daha az olan işler için yıllık %5 azaltılır. Bu bedele, katma değer vergisi ile yapı denetim kuruluşu tarafından talep edilen ve taşıyıcı sisteme ilişkin olmayan malzeme ve imalâtlar konusunda yapı müteahhidince yaptırılacak olan laboratuvar deneylerinin masrafları dâhil değildir. Yapı denetim kuruluşu, yapı sahibinden başka bir ad altında, ayrıca hiçbir bedel talebinde bulunamaz. Yapı denetim kuruluşlarına ödenecek hizmet bedeli, Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Serbest Bölgeler ve Sanayi Siteleri onaylı sınırı içerisinde yer alan tüm yapılar için %50’yi geçmemek üzere indirimli uygulanır. (Ek cümle:14/2/2020-7221/24 md.) Bu indirim oranlarına ilişkin usul ve esaslar Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenir.
" hükmü yer almaktadır.
Dava konusu yönetmeliğin hizmet bedelinin tespiti başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, "Yapı denetimi hizmeti için yapı denetim kuruluşuna ödenecek hizmet bedellerine esas oranlar, aşağıdaki cetvelde belirlenen asgari hizmet bedelleri oranlarından az olmamak şartıyla, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedilecek sözleşmede belirtilir.”, 2. fıkrasında, "Yapı denetimi hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyeti ile hizmet bedeline esas oranın çarpımı suretiyle elde edilen bedeldir. Bu bedele, katma değer vergisi ile yapı denetim kuruluşu tarafından talep edilen ve taşıyıcı sisteme ilişkin olmayan malzeme ve imalâtlar konusunda yapı müteahhidince yaptırılacak olan laboratuvar deneylerinin masrafları dâhil olmayıp, bu bedeller yapı sahibince ayrıca karşılanır.", hükümleri yer almakta iken maddede 29/12/2018 tarihinde değişiklik yapılmış ve maddenin başlığı "Hizmet bedelinin tespiti ve bu bedele esas birim maliyetlerin belirlenmesi" şeklinde değiştirilerek maddenin 1. fıkrasında, yapı denetimi hizmet bedelinin, hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyeti ile hizmet bedeline esas oranın çarpımı suretiyle elde edilen bedel olduğu, bu bedele, katma değer vergisi ile yapı denetim kuruluşu tarafından talep edilen ve taşıyıcı sisteme ilişkin olmayan malzeme ve imalâtlar konusunda yapı müteahhidince yaptırılacak olan laboratuvar deneylerinin masraflarının dâhil olmayıp, bu bedellerin yapı sahibince ayrıca karşılanacağı; 2. fıkrasında, hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyetinin bu maddede belirlenen birim maliyet ile yapı inşaat alanının çarpımından bulunacağı belirtilmiştir.
Anılan maddenin 7. fıkrasında da, yapı denetim hizmet sözleşmesinde yer alan hizmet bedeline esas oranlar cetveli ile yapının bitirilmesi için öngörülen süreye bağlı olarak hizmet bedeli oranları ve buna ilişkin esaslar öngörülmüştür.
Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. ve 2. fıkra hükümleri 4708 sayılı yasada yer alan hizmet bedeli tanımı ve bedel tespitine ilişkin yukarıda yer verilen düzenlemelere koşut olduğundan, anılan hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
- maddenin yapı grupları ve bu gruplara ilişkin birim maliyetleri düzenleyen 3. fıkrasına gelince;
Fıkra hükmü "Yapı yaklaşık maliyeti, Bakanlık tarafından her yıl yayımlanan “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ”de belirlenen birim maliyetinin yapı inşaat alanı ile çarpımından bulunur. Ruhsat uyarınca yapılması gerekli olup da söz konusu Tebliğde belirtilmeyen veya özellik arz eden yapım işlemlerinin metraja dayalı maliyet bedeli hesaplanarak, yukarıdaki esasa göre hesaplanan toplam bedele ilave edilebilir." şeklinde iken 29/12/2018 tarihli değişiklikle 26. maddenin 3. fıkrasında yapı grupları ve bu gruplara ilişkin birim maliyetlerin aşağıdaki şekilde alınacağı düzenlenmiş ve bu kapsamda yapılar üç gruba ayrılarak,
I. Grup, Bakanlık tarafından her yıl yayımlanan “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ”in I ve II. sınıflarında yer alan yapılar için birim maliyet 500 TL/m2,
II. Grup, “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ”in III. sınıfında yer alan yapılar için birim maliyet 1.215 TL/m2,
III. Grup, “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ”in IV ve V. sınıflarında yer alan yapılar için birim maliyet 2.410 TL/m2 olarak belirlenmiştir.
Yapı denetimi hizmet bedeline esas alınan yapı yaklaşık maliyetinin hesaplanmasında binalarda her yıl yayımlanan mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabına esas yapı yaklaşık birim maliyetlerine ilişkin ilgili mevzuatta belirtilen birim maliyet esas alınmakta iken 4708 sayılı Yasada 7143 sayılı yasanın 18. maddesi ile yapılan değişiklikle bu uygulamadan vazgeçilerek yapı yaklaşık maliyetine esas alınacak birim maliyetin Bakanlıkça yönetmelik ile belirleneceği öngörülmüş olması nedeniyle, bu düzenleme doğrultusunda dava konusu yönetmeliğin 26. maddesi ile birim maliyetlerin belirlenmesinde 4708 sayılı yasanın 1. maddesinin 3. fıkrasının f) bendine aykırılık bulunmamakla birlikte, yasada birim maliyetin hesaplanmasına ilişkin herhangi bir kriter öngörülmemiş olması nedeniyle, davalı Bakanlık tarafından belirlenen birim maliyetlerin hangi ölçüt ve kriterlere dayanılarak hesaplandığının ortaya konulması gerekmektedir.
16.7.1985 günlü, 85/9707 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesinde bir yapının meydana gelebilmesi için mimarlık, inşaat ve elektrik mühendisliği dallarında yapılması gereken hizmetlerin niteliği ve karşılığında ödenecek ücretler, hizmet ücretlerinin belirlenmesine esas alınacak ölçüt ve kriterler ayrıntılı olarak saptanmış, şartnamenin Birim Maliyet'in tanımlandığı 3.2 maddesinde, yapının birim ölçüsünün (binalarda birim alanın), Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca her yıl Mimarlık hizmetlerine esas olan sınıflar için ayrı ayrı tespit edilerek ilan edilen maliyetler olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme dayanılarak, kararda yer alan ölçüt ve kriterlere uygun olarak mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak yapı yaklaşık birim maliyetleri, yapının mimarlık hizmetlerine esas olan sınıfı dikkate alınarak inşaat genel giderleri ile yüklenici kârı dahil olmak üzere ( mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı) Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca her yıl çıkarılan tebliğlerle ilan edilmektedir.
Anılan tebliğde yapının mimarlık hizmetlerine esas olan sınıfları, I., II., III, IV. ve V. Sınıf olmak üzere beş başlık altında toplanmaktadır. Her sınıftaki yapılar da kendi içinde alt gruplara ayrılmakta ve bu grup için yapı birim maliyetleri gösterilmektedir. Sınıf ve gruplar; I. Sınıfta A ve B grubu yapılar; II. Sınıfta A, B ve C grubu yapılar; III. Sınıfta A ve B grubu yapılar; IV. Sınıfta A, B ve C grubu yapılar ve V. Sınıfta A, B, C ve D grubu yapılar şeklinde ayrılmakta, her sınıfın alt grubunda yer alan yapılar da kullanım özellikleri, büyüklüğü, niteliği ve yapım tekniğine göre örneklendirilerek sıralanmakta ve grup içinde adlarına yer verilen her gruba ait yapıların birim maliyeti benzer yapıların yer aldığı grup bazında belirlenmektedir.
4708 sayılı Yasada Yapı denetimi hizmet bedelinin belirlenmesinde Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğe yapılan atıftan vazgeçilmesi nedeniyle dava konusu yönetmeliğin 26. maddesinin 3. fıkrası ile hizmet bedelinin hesabında esas alınacak birim maliyet belirlenmişse de, düzenleme ile yapı gruplarının belirlenmesinde farklı bir yöntem ve sıralama yoluna gidilmeyerek, anılan tebliğde 5 sınıf altında belirlenen yapılara atıf yapılmış, bu yapılar üç grup altında toplanmış ve belirlenen her grup için o grupta yer alan tüm yapılara yönelik tek bir birim maliyet oranı belirlenmiştir.
Davalı idare tarafından dosyaya verilen savunma dilekçesinde, Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğde yer alan birim maliyetlerin kullanılmasının mümkün olmadığı, yapılacak yapının teknik özellikleri ve yapı denetim kuruluşlarının o yapıya verecekleri denetim hizmetinin kapsamı esas alınarak birim maliyetlerin belirlendiği, yapı denetim kuruluşlarının aynı teknik özellikteki yapılara aynı denetim hizmetini vermekle yükümlü olduğu belirtilmişse de, bu hususun somut olarak gerekçelendirilmediği ve maliyet hesabına ilişkin verilerin açıklanmadığı görülmüştür.
Bu durumda, dava konusu yönetmeliğin 26. maddesinin 3. fıkra hükmü ile Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğde sayılan yapılar kapsam olarak benimsenmekle birlikte, bu yapı grupları arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın çok farklı nitelikteki yapı gruplarının birleştirilmesinin gerekçesinin ve birim maliyet hesabının nasıl yapıldığının ortaya konulmadığı anlaşılmakla, yapıların gruplandırılması ve grup kapsamında yer alan yapıların tümüne ilişkin birim maliyet belirlenmesine yönelik düzenlemenin objektif ölçüt ve kritere dayanmadığı sonucuna varıldığından, fıkra hükmünde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 26. maddesinin 3. fıkrasının iptaline, yönetmeliğin iptali istenilen diğer hükümlerine yönelik olarak ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı şirket tarafından, Bitlis İli, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı, maliki olduğu taşınmaz üzerinde yapılmak istenen inşaat nedeniyle yapı ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine dava konusu Yönetmelik hükümleri gereğince davalı Bakanlıkça resen belirlenen yapı denetim şirketi ile 21.12.2019 tarihli üç ayrı yapı denetim hizmet sözleşmesi imzalandığı, 29/12/2018 tarih ve 30640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinde yapılan değişikliklerle yapı denetim şirketini seçme ve ücret belirleme haklarının ellerinden alındığı iddialarıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Dilekçeler üzerine ilk inceleme' başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından: a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 'İlk inceleme üzerine verilecek karar' başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hususları hüküm altına alınmış, aynı maddenin 6. fıkrasında; anılan hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15 nci madde hükmü uygulanacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde,
"1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. ...
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz. " hükmüne;
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması, bu işlemin ise dava konusu edilen düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramı, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik yaratan bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmektedir.
Somut olayda, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinde yapılan değişikliklerin 29/12/2018 tarih ve 30640 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin ise 21.12.2019 tarihinde imzalandığı ve davacı şirket tarafından 10/01/2020 tarihinde açılan davada, sözleşme tarihinin, dava açma süresinin başlangıç tarihi olarak kabul edildiği görülmektedir.
Davacı ile yapı denetim kuruluşu arasında imzalanan yapı denetim hizmet sözleşmesinin davacı yönünden bir uygulama işlemi kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu düzenlemelerin 29/12/2018 tarih ve 30640 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı ve dava dosyasının incelenmesinden söz konusu düzenlemelere dayanılarak davacı adına tesis edilen herhangi bir uygulama işleminin bulunmadığı, davacı ile yapı denetim kuruluşu arasında imzalanan yapı denetim hizmet sözleşmesinin davacı yönünden bir uygulama işlemi kabul edilmesine de olanak bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu düzenlemelerin Resmî Gazete'de yayımlanmasını izleyen altmış gün içerisinde (en geç 27/02/2019 tarihinde) dava açılması gerekirken, 10/01/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme imkânı bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
-
Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
-
Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
-
Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dava, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin 4. fıkrasında, "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler... " kuralına yer verilmiştir.
Anılan maddede açıkça ifade edildiği üzere bir düzenleyici işlemin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlemi veya uygulama işlemini ya da her ikisini birlikte iptal davasına konu yapabileceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden; Bitlis İli, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı, maliki olduğu taşınmaz üzerinde yapılmak istenen inşaat nedeniyle yapı ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine dava konusu yönetmelik hükümleri gereğince davalı Bakanlıkça re'sen belirlenen yapı denetim şirketi ile 21.12.2019 tarihli üç ayrı yapı denetim hizmet sözleşmesi imzalandığı, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinin getirdiği düzenlemelerle yapı denetim şirketini seçme ve ücret belirleme haklarının ellerinden alındığı iddialarıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerinde yapılan değişikliklerin 29/12/2018 tarih ve 30640 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin ise 21.12.2019 tarihinde imzalandığı, davacı şirket ile yapı denetim kuruluşu arasında imzalanan yapı denetim hizmet sözleşmesinin davacı yönünden bir uygulama işlemi olduğu açık olup 10/01/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu ve davanın esasının incelenmesi gerektiği oyuyla, davanın süre yönünden reddine ilişkin Daire kararına katılmıyoruz.