Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/2394 E. , 2023/2824 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2020/2394

Karar No : 2023/2824

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Madencilik Anonim Şirketi

VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı adına 2012/2,3,4,5,7,8,9,10,11. ve 2013/1. dönemlere ilişkin olarak ikmalen yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin ilişkili kişilerle olan cari işlemlerden kaynaklı alacakları ile borç para verme işlemlerinden doğan alacakları için faiz hesaplamasında mevduat faiz oranlarını değil de kredi faizi oranlarını referans alması gerektiğinden bahisle davacı şirketin uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak hesapladığı faiz geliri ile kredi faiz oranı arasındaki fark üzerinden ikmalen dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, davacının ilişkili kişilerle olan cari işlemlerden kaynaklı alacakları ile borç para verme işlemlerinden doğan alacakları için faiz hesaplamasında mevduat faiz oranlarını değil de kredi faizi oranlarını referans alınması gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı, davacı şirketin kredi faiz oranları dikkate alınarak faiz geliri elde ettiğine dair somut bir tespitin de yapılmadığı anlaşıldığından, davaya konu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının alacakları için mevduat faiz oranlarını (%10,20) esas alarak hesaplama yaptığı, inceleme elemanınca, adat hesabında, davacının mevduat faiz hesabı yerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın internet sitesinde yer alan grafikte, 2012 için ortalama %14,11 olarak görünen, Bankalarca TL Cinsinden Açılan Kredilere Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Faiz oranı uygulanarak şirketin olması gereken faiz geliri hesaplandığı, aradaki fark üzerinden tarhiyat yapıldığı, yerleşik Danıştay kararları uyarınca, adat hesaplarında uygulanması gereken faiz oranının, Merkez Bankasınca reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı olduğu ve 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasında Merkez Bankasınca belirlenen reeskont faiz oranının ise yaklaşık %16,5 olduğu dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu dönemde %16,5 oranındaki reeskont faizi yerine ortalama %14,20 oranındaki kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faizin esas alınması suretiyle hesaplanan fark üzerinden yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, kurumların ilişkili kişilere yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri tespit ederken hangi yöntemleri kullanabileceğine dair yasal bir düzenleme olmadığı, genişletici yorum yapılamayacağı, öncelikle olayda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerektiği, KDV ye tabi bedelin emsaline göre düşük olduğu yönünde bir iddiada bulunulması halinde gündeme gelebilecek tek düzenlemenin KDV Kanununda yer alan "emsal bedeli" düzenlemesi olabileceği, ancak söz konusu düzenlemenin de niteliği gereği finansal işlemlere uygulanamayacağı, davacı şirketin nakit fazlasını para piyasasında değerlendirmesi halinde elde edebileceği faiz oranının mevduat faizi olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ: Kredi faizi oranlarını referans alınması gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Temyiz isteminin reddine,

  2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi . . . Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Üye …'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,

  3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

  4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,

  5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 25/05/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davacı şirketin ilişkili kişileri olan ortaklardan alacaklar hesabında izlediği Türk Lirası cinsinden olan muaccel hale gelen cari işlemlerden kaynaklı alacak ve borçları ile borç para alma ve verme işlemlerinden doğan alacak ve borçlarını adat hesaplamasına tabi tutarak faiz geliri elde ettiği ve faiz giderine katlandığı, bu işlemler sonucu KDV hesapladığı ve yüklendiği KDV'leri de indirim konusu yaptığı, davacı şirketin faiz oranını belirlerken işlem bedelinin tayininde bankaların aylık mevduata, haftalık repolara ve gecelik mevduata uyguladıkları faiz oranları da gözönünde bulundurarak Takasbank Para Piyasasının işlem ortalamalarını esas aldığı tespitlerine yer verilerek, davacı şirketin ilişkili kişilerle olan cari işlemlerden kaynaklı alacakları ile borç para verme işlemlerinden doğan alacakları için faiz hesaplamasında mevduat faiz oranlarını (%10,20) değil de kredi faizi oranlarını (yaklaşık %14,11) referans alması gerektiği, bu durumun ticari ve teknik icaplara uygun olduğundan bahisle, T.C. Merkez Bankasının belirlediği Türk Lirası üzerinden açılan ticari kredilerin yıllık ağırlıklı ortalama faiz oranları dikkate alındığında hesaplanan faiz geliri ile davacı şirketin uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak hesapladığı faiz geliri arasındaki fark üzerinden ikmalen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapılmasının önerilmesi üzerine, davaya konu cezalı tarhiyatların yapıldığı anlaşılmıştır.

Davacının ilişkili kişilerle olan cari işlemlerden kaynaklı alacakları ile borç para verme işlemlerinden doğan alacakları için faiz hesaplamasında mevduat faiz oranlarını değil de kredi faizi oranlarını referans alınması gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı gibi faiz oranının, Merkez Bankasınca reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı olduğuna dair yerleşik bir Danıştay içtihadı bulunmamaktadır. Merkez Bankasınca reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının uygulanması gerektiğine dair içtihat transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olan davalar için söz konusu olup, davacının ilişkili kişilerle olan cari işlemlerden kaynaklı alacakları ile borç para verme işlemlerinden doğan alacakları için faiz hesaplamasında mevduat faiz oranlarını değil de kredi faizi oranlarını referans alınması gerektiğine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Davacı nakitini para piyasasında değerlendirmesi halinde elde edebileceği faiz oranının da mevduat faizi olduğu dikkate alındığında, yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.