Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/3633 E. , 2022/4994 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONUNCU DAİRE

Esas No : 2018/3633

Karar No : 2022/4994

DAVACI : … Odası

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … (Mülga …) / …

VEKİLİ : … Başkanı …

2. … Bakanlığı / …

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN_KONUSU :3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 3. ve 8. maddelerine istinaden kararlaştırılan 07/11/2012 tarih ve 28460 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 12/10/2012 tarih ve 2012/3857 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu kararın 3083 sayılı Kanun'un amacına aykırı olarak, sadece Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyol Projesinin kamulaştırma maliyetinin düşürülmesi veya otoyolun kuzey geçişi ile ilgili kısıtlamaların, denetimlerin ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla alındığı, kararda belirtilen yerleşim yerlerinde yer alan arazilerin Kanun'un amacına uygun olmadığı, tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasına yönelik Kanun maddelerinin uygulanması engellenerek, bu hususa ilişkin yetkinin uygulama yapılmasını teklif eden kuruma devredildiği, bu nedenle hukuka aykırı olan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN_SAVUNMALARI : Davalı … (Mülga …) tarafından; dava konusu Bakanlar Kurulu kararının, Anayasanın 44. ve 45. maddeleri ile Devlete verilen görevlerin gerçekleştirilmesi amacıyla 3083 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda çıkarıldığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği, otoyol projesinin yapıldığı alanda aynı zamanda arazi toplulaştırması yapılması ile tarım arazilerinin kullanımının ve ekonomiye katkısının devam ettirilmesi ve çiftçinin kamulaştırma ile topraksız kalmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı, bu nedenlerle dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

Davalı … Bakanlığı (Mülga … Bakanlığı) tarafından, dava konusu kararın konu ile ilgili Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin amacına uygun olarak tesis edildiği, Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete'de ilanı ile tespit edilen yerlerin, 3083 sayılı Kanun'a göre uygulama alanı olduğu ve Bakanlar Kurulu kararının da aynı zamanda kamu yararı kararı niteliğinde olduğu, Karayolları Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokole istinaden, otoyol projelerinin geçtiği alanlarda aynı zamanda toplulaştırma uygulaması da yapılarak tarım arazilerindeki parçalı durum giderilerek düzenli ve ideal parsel şekilleri oluşturulmasının amaçlandığı, kamulaştırma işleminin ilk etapta vatandaş lehine gözükse de vatandaşın elindeki tarım topraklarının alınması ve çiftçinin topraksız kalması sonucunu doğuracağından mağduriyete sebebiyet vereceği, otoyol güzergahı için arazilerden kesinti yapılmayacağı, Bakanlar Kurulu kararı uyarınca yapılacak arazi toplulaştırması uygulamasının kamu yararına hizmet edeceği ve 3083 sayılı Kanun'un amacına uygun olduğu, bu nedenlerle dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ :Dava; 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanununun 3 ve 8'inci maddelerine istinaden 7.11.2012 gün ve 28460 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 12.10.2012 tarihli, 2012/3857 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

3083 sayılı Kanunun 1'inci maddesinde, "Bu Kanunun amacı sulama alanları ile Bakanlar Kurulunca gerekli görülen alanlarda; a)Toprağın verimli şekilde işletilmesini,işletilmesinin korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını, tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını, b)Yeterli toprağı bulunmayan ve topraksız çiftçilerin zirai aile işletmeleri kurabilmeleri için Devletin mülkiyetinde bulunan topraklarla topraklandırılmalarını, desteklenmelerini, eğitilmelerini, c)Ekonomik üretime imkan vermiyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını, tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasını ve küçülmesini önlemeyi, d)Yeni yerleşme yerleri kurmayı, mevcut yerleşme yerlerine eklemeler yapmayı, e)Zorunluluk halinde tarım arazisinin diğer amaçlara tahsisini düzenlemeyi, f)Dağıtılmayan tarım arazisinin değerlendirilme şeklini belirlemeyi, g)Bakanlar Kurulunca gerekli görülen diğer bölgelerde gayrimenkullerin Milli Güvenlik nedeniyle mülkiyet ve tasarruf şekillerinde ve yerleşim yerlerinde düzenlemeler yapmayı, sağlamaktır." hükümlerine yer verilmiş, 2'nci maddesinin k bendinde; uygulama alanı veya bölgesi, bu Kanunun amacına uygun olarak Bakanlar Kurulunca sınırları belirtilmiş alan olarak tanımlanmış, 3'üncü maddesinde ise," bu Kanunun uygulama alanı, ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile belirtilen alanlardır. Bakanlar Kurulunun bu kararı, kamulaştırma ve diğer işlemler bakımından kamu yararı kararı sayılır ve Resmi Gazetede yayımlanır." düzenlemesine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; 13.1.2011 tarihinde davalı Bakanlık ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolün 1'inci maddesinde, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün Arazi Toplulaştırma Projesi uygulanacak sahalarda Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılmış, yapılmakta veya yapılması planlanan yol güzergahları için gerekli alanın, 3083 sayılı Kanun uyarınca yapılacak toplulaştırma çalışmaları kapsamında kalan Hazine arazilerinden karşılanması, tescil harici arazilerin yol güzergahına kaydırılması, böylece kamulaştırma maliyetinin en aza indirilmesi, Hazine arazisi ya da tescil harici arazi yok ise kamulaştırma yapılması amacıyla protokolün düzenlendiğinin belirtildiği, dava konusu 7.11.2012 gün ve 2012/28460 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ekli (I)sayılı listede belirtilen yerleşim birimlerinin "uygulama alanı" olarak tespitine, ekli (II) sayılı listede yer alan yerleşim alanlarında dağıtılacak toprak normunun aynı listede gösterildiği şekilde değerlendirilmesine ve ekli (III) sayılı listede yer alan yerleşim birimlerinin aynı listede gösterilen Bakanlar kurulu kararları kapsamından çıkarılmasına karar verildiği, davacı Ziraat Mühendisleri Odası Başkanlığı tarafından; Bakanlar Kurulu kararının ek-1 listesinde uygulama alanı olarak gösterilen yerlerin "Otoyol Projesi"nin kuzey geçişinin planlanmasına ve yapımına yönelik güzergahta bulunan yerler kapsamında olduğu, maliyetleri dikkate alındığında kamulaştırma yapmaktan kaçınıldığı, mülkiyet haklarının ihlal edildiği, mera alanlarının tarımsal arazi olarak tahsis edildiği ileri sürülerek Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idarelerce; Karayolları Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokol doğrultusunda otoyol projesinin bulunduğu alanlara ilişkin toplulaştırma çalışmalarına öncelik verildiği, toplulaştırma ve otoyol projelerinin birlikte yürütülmesi suretiyle, otoyol projeleri nedeniyle tarım arazilerinin parçalanmasının önlenmesi, dağınık ve modern tarıma elverişsiz hale gelen arazilerin toplulaştırma projeleri ile proje kapsamında değerlendirilerek kullanıma kazandırılması, yapılacak toplulaştırma ile parsellerin her birinin yola cepheli hale gelmesiyle ulaşım ve kullanım kolaylığı ve sulama olanağının sağlanmasının amaçlandığı, arazilerden kesinti yapılarak otoyol için arazi elde edilmediğinin belirtildiği görülmektedir.

Buna göre; Karayolları Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokol doğrultusunda otoyol projelerinin geçtiği alanlarda yapılacak toplulaştırma projelerine öncelik verilerek toplulaştırma ve otoyol projelerinin birlikte yürütülmesi sonucunda, uyuşmazlığa konu alanların uygulama alanı olarak belirlenmesi ile tarım arazilerinin otoyol projesi nedeniyle parçalanması ve kullanılamaz hale gelmesi önlenerek, otoyol alanında kalan arazilerin karşılığında çiftçiye arazi verilmesi suretiyle, çiftçinin tarımsal faaliyetine devam etmesi, toprağın verimli şekilde işletilmesi ve işletilmesinin korunması sağlanacağından, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile 3083 sayılı Kanunun 3 ve 8'inci maddeleri uyarınca uyuşmazlığa konu alanın uygulama alanı olarak belirlenmesinde Anayasayanın 44 ve 46'ncı maddeleri ve söz konusu Kanunun 1'inci maddesinin (a) ve (e) bendinde öngörülen amaçlara ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla mülkiyet hakkına yapılan müdahelenin Kanuna dayalı olarak, meşru ve kamu yararı amacıyla yapıldığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince; davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki Danıştay Sekizinci Dairesinin 27/06/2013 tarih ve E:2013/103, K:2013/5617 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 15/06/2015 tarih ve E:2013/5018, K:2015/2672 sayılı kararıyla bozulması ve davalılar tarafından yapılan karar düzeltme isteminin de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 28/12/2017 tarih ve E:2016/575, K:2017/4836 sayılı kararı ile reddedilmesi, bilhare Danıştay Sekizinci Dairesinin, toprak edinme mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 29/12/2016 tarih ve K:2016/72 sayılı kararı gereği, Danıştay Onuncu Dairesine ait olduğu yolundaki 11/07/2018 tarih ve E:2018/3017, K:2018/4064 sayılı kararıyla dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

Karayolları Genel Müdürlüğünce ihalesi gerçekleştirilen Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyol Projesinin süresi içerisinde tamamlanabilmesi için alınması gereken tedbirlere yönelik 08/12/2010 tarih ve 27779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlığın 2010/24 sayılı Genelgesinin 6. maddesinde, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyol Projesi güzergahında 3083 sayılı Kanun kapsamında yapılacak veya yaptırılacak toplulaştırma çalışmalarına öncelik verilmesi öngörülmüş, bu düzenlemeye istinaden 13/01/2011 tarihinde davalı Bakanlık ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında imzalanan Protokolün 1. maddesinde, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün Arazi Toplulaştırma Projesi uygulanacak sahalarda Karayolları Genel Müdürlüğü'nce yapılmış veya yapılmakta olan ya da yapılması planlanan yol güzergahları için gerekli alanın, 3083 sayılı Kanun uyarınca yapılacak toplulaştırma çalışmaları kapsamında kalan Hazine arazilerinden karşılanması, tescil harici arazilerin yol güzergahına kaydırılması, böylece kamulaştırma maliyetinin en aza indirilmesi, Hazine arazisi ya da tescil harici arazi yok ise kamulaştırma yapılması amacıyla protokolün düzenlendiği belirtilmiş, anılan düzenlemeler uyarınca otoyol güzergahında bulunan yerleşim birimlerinin, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 3. ve 8. maddelerine istinaden uygulama alanı olarak belirlenmesinin davalı Bakanlıkça teklif edilmesi üzerine, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile karar eki (l) sayılı listede belirtilen 397 yerleşim birimi uygulama alanı olarak tespit edilmiştir.

Bakılan dava, anılan karar eki (l) sayılı listedeki yerleşim yerlerinin, 3083 sayılı Kanun'un amacına aykırı sebeplerle uygulama alanı olarak belirlendiği iddiasıyla açılmış olup; uyuşmazlık davacının iddiaları ile sınırlı olarak incelenmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın "Toprak mülkiyeti" başlıklı 44. maddesinde, "Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tesbit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.

Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir." hükümleri; "Kamulaştırma" başlıklı 46. maddesinde ise, "Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.

Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.

Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.

İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır." hükümleri yer almaktadır.

3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı sulama alanları ile Bakanlar Kurulunca gerekli görülen alanlarda; a) Toprağın verimli şekilde işletilmesini, işletilmesinin korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını, tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını, b) Yeterli toprağı bulunmayan ve topraksız çiftçilerin zirai aile işletmeleri kurabilmeleri için Devletin mülkiyetinde bulunan topraklarla topraklandırılmalarını, desteklenmelerini, eğitilmelerini, c) Ekonomik üretime imkan vermiyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını, tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasını ve küçülmesini önlemeyi, d) Yeni yerleşme yerleri kurmayı, mevcut yerleşme yerlerine eklemeler yapmayı, e) Zorunluluk halinde tarım arazisinin diğer amaçlara tahsisini düzenlemeyi, f) Dağıtılmayan tarım arazisinin değerlendirilme şeklini belirlemeyi, g) Bakanlar Kurulunca gerekli görülen diğer bölgelerde gayrimenkullerin Milli Güvenlik nedeniyle mülkiyet ve tasarruf şekillerinde ve yerleşim yerlerinde düzenlemeler yapmayı, sağlamaktır." hükümlerine yer verilmiş; 2. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde, uygulama alanı veya bölgesi, bu Kanunun amacına uygun olarak Bakanlar Kurulunca sınırları belirtilmiş alan olarak tanımlanmış; 3. maddesinde ise, "Bu Kanunun uygulama alanı, ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile belirtilen alanlardır. Bakanlar Kurulunun bu kararı, kamulaştırma ve diğer işlemler bakımından kamu yararı kararı sayılır ve Resmi Gazete'de yayımlanır." düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davalı idarelerce, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı eki (1) sayılı listede sayılan yerleşim birimlerinin 3083 sayılı Kanun kapsamına alınmasındaki temel sebep açıklanırken; Karayolları Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında yapılan protokol doğrultusunda otoyol projesinin bulunduğu alanlara ilişkin toplulaştırma çalışmalarına öncelik verildiği, toplulaştırma ve otoyol projelerinin birlikte yürütülmesi suretiyle otoyol projeleri nedeniyle tarım arazilerinin parçalanmasının önlenmesi, dağınık ve modern tarıma elverişsiz hale gelen arazilerin toplulaştırma projeleri ile proje kapsamında değerlendirilerek kullanıma kazandırılması, otoyol güzergahında kalan tarım arazilerinin karşılığında arazi sahiplerine arazi verilerek çiftçinin topraktan kopmamasının ve kamulaştırma maliyetlerinin azaltılmasının amaçlandığı, arazilerden kesinti yapılarak otoyol için arazi elde edilmediğinin belirtildiği görülmektedir.

Buna göre; Karayolları Genel Müdürlüğü ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında akdedilen protokol doğrultusunda otoyol projelerinin geçtiği alanlarda yapılacak toplulaştırma projelerine öncelik verilerek toplulaştırma ve otoyol projelerinin birlikte yürütülmesi sonucunda, söz konusu yerleşim alanlarının uygulama alanı olarak belirlenmesi ile tarım arazilerinin otoyol projesi nedeniyle parçalanması ve kullanılamaz hale gelmesi önlenerek, otoyol alanında kalan arazilerin karşılığında çiftçiye arazi verilmesi suretiyle, çiftçinin tarımsal faaliyetine devam etmesi, toprağın verimli şekilde işletilmesi ve işletilmesinin korunması sağlanacağından, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile 3083 sayılı Kanun'un 3. ve 8. maddeleri uyarınca kararın eki (l) sayılı listede sayılan yerleşim birimlerinin uygulama alanı olarak belirlenmesinde Anayasaya ve anılan Kanun'un 1. maddesinin (a) ve (e) bendinde öngörülen amaçlara ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davaya konu işlemin Kanuna dayalı olarak, meşru ve kamu yararı amacıyla yapıldığı sonucuna varıldığından, yukarıda açıklanan gerekçelerle dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVANIN REDDİNE,

  1. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,

  2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,

  3. Posta gideri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,

  4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.