Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/6854 E. , 2021/4887 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONUNCU DAİRE

Esas No : 2019/6854

Karar No : 2021/4887

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davalı idareye bağlı çeşitli sağlık kurumlarında röntgen teknisyeni olarak görev yapmış ve halen yapmakta olan davacı tarafından mevzuata aykırı olarak 2007 yılına kadar lisanssız iş yerinde ve yasal sürelerden fazla çalıştırıldığı, 2009 yılı sonuna kadar hiçbir zaman dozimetri kontrolü yapılmadığı, mevzuat gereği aldırılması gereken radyasyon sağlık raporlarının 2013 yılına kadar hiçbir zaman aldırılmadığı, bu sebeplerle lenf kanserine yakalanmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek uğranılan zararlara karşılık 20.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın, kesin tanının konulduğu 24/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; dosyadaki bilgi belgelere göre, Avcılar Sağlık İstasyonunun, İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlandığı 2009 yılından sonraki görev süreci içerisinde davacının lisanslı yerlerde çalıştırıldığı, kişisel olarak gerekli ölçüm ve takiplerinin yapıldığı, davacının bu tarihten sonra mevzuata uygun olmayan bir şekilde ve ortamda çalıştığına dair dosyada herhangi bir bilgi belge bulunmadığı; ancak davacının 2001 yılının başlarından 2010 yılının sonlarına kadar görev yaptığı Avcılar Sağlık İstasyonunun, 2009 yılının ortalarında Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlanana kadar radyasyon mevzuatına uygun bir lisansının bulunmadığı, davalı idarece 2007 yılında alınmış bir lisans örneği sunulmuş ise de, 2007 yılı öncesine ilişkin herhangi bir lisans sunulamadığı, 2007 yılında lisans verilen cihazdan başka lisanssız bir başka cihazın da 2007 yılından sonra kullanılmaya devam edildiğinin kuvvetle muhtemel olduğu, diğer yandan, davacının Avcılar Sağlık İstasyonunda çalıştığı bir dönemde günlük 5 saatten fazla çalıştırılmaya başlanması üzerine İdare Mahkemesinde açtığı davada yürütmenin durdurulmasına ve sonuçta da işlemin iptaline karar verildiği, Mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilene kadar kısa bir süre olsa da davacının günlük 5 saatten fazla çalışmak zorunda kaldığı, bu durumda, davacının Avcılar Sağlık İstasyonunda çalıştığı dönemde davacıya kişisel dozimetri kontrolleri gibi mutat takiplerin yapıldığına dair herhangi bir belge de dosyaya sunulamadığı dikkate alındığında, davacının yakalandığı hastalıkta davacının anılan yer ve dönemde radyasyon mevzuatına uygun olmayan bir şekilde çalıştırılmasının etki etmiş olduğu kanaatine varıldığı, dolayısıyla uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini konusunda idarenin sorumluluğunun bulunduğu, Mahkemece istenilmesi üzerine Acıbadem Kayseri Hastanesi Başhekimliğince gönderilen belgelere göre, davacının söz konusu hastalığı ile ilgili belgelenmiş toplam 16.416,65 TL masrafının olduğu, bu tutar ile olay nedeniyle davacı için takdiren belirlenen 100.000,00 TL manevi zararın davalı idare tarafından tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 16.416,65 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesine, manevi tazminata idari başvuru tarihi olan 17/02/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, bu miktarı aşan (fazlaya ilişkin) maddi ve manevi tazminat ile faiz isteminin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, %65 oranında çalışma gücünü kaybettiği, bu yönden de hesap yapılması gerektiği, maddi tazminat istemi yönünden faiz talebinin karşılanmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarının düşük kaldığı, eksik nispi karar harcının davacıya tamamlattırılmasının usul ekonomisine uygun olmadığı, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı idare tarafından, davacının süreç içerisinde tek bir iş yerinde çalışmadığı, farklı farklı sağlık kurumlarının bünyesinde çalıştığı, özel sektörde çalıştığı döneme ilişkin hiçbir sorumluluktan bahsedilmediği, Adli Tıp Kurumunca Avcılar Sağlık İstasyonunda çalıştığı dönem de ele alınarak inceleme yapıldığı, bu rapordaki bilimsel tespit dikkate alınmadan karar verildiği, 2007 yılından sonra lisanssız olarak kullanıldığı kabul edilen cihazda davacının çalışmadığı ihtimalinin değerlendirilmediği, buradaki cihaza ve laboratuvara 01/06/2007 tarihinde TAEK tarafından lisans verildiği, bu birimin daha sonra Mehmet Akif Ersoy Hastanesine bağlandığı ve hastanenin de lisansının olduğu, davacının dozimetri ölçümlerinin hastanede çalıştığı zaman zarfında düzenli olarak yapıldığı, yapılan ölçümlerde bir olumsuzluğa rastlanmadığı, şua izinlerinin kullandırıldığı, davalı idarenin tazmin ile mükellef tutulabilmesi için aranan şartların dava konusu olay bakımından gerçekleşmediği, davalı idareye kusur atfedilemeyeceği, manevi tazminata alelade hizmet kusuru sebebiyle hükmedilemeyeceği, manevi tazminata hükmedilebilmesi için ağır hizmet kusuru bulunması gerektiği, olayda idarenin hizmet kusurundan, hele de ağır hizmet kusurundan bahsedilemeyeceği, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın, maddi tazminata ilişkin kısmının onanması, manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı, 01/04/1994 tarihinde özel bir şirkette çalışma hayatına başlamış, 21/11/1996 tarihinde askere gitmiş, vatani görevini tamamladıktan bir süre sonra 01/01/1999 tarihinde yine özel bir şirkette çalışmaya başlamış, akabinde açıktan atama yoluyla Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Avcılar Sağlık İstasyonuna röntgen teknisyeni olarak atanmış, buradaki görevine 12/02/2001 tarihinde başlamış, söz konusu görev yerinin zaman içinde ismi ve bağlı olduğu kurum değişse de burada 29/11/2010 tarihine kadar görev yapmış, sonrasında naklen atandığı Niğde Altunhisar İlçe Hastanesindeki görevine 10/12/2010 tarihinde başlamış, davacıya özel bir sağlık kuruluşunda yapılan biyopsi incelemesi sonucunda düzenlenen 24/05/2013 tarihli patoloji raporunda hodgkin lenfoma tanısına yer verilmiş, 29/05/2013 tarihinde yapılan pet/ct (pozitron emisyon tomografisi tüm vücut görüntüleme) tetkikinde ise abdominal ve pelvik bölgede yumuşak doku lezyonları tespit edilmiş, aynı özel sağlık kuruluşunda davacının tedavisi yapılmıştır.

Davacı tarafından, 17/02/2014 tarihli dilekçeyle olay nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, Mahkemece, olayda idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp ... İhtisas Kurulunca düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda, özetle, "Hodgkin Lenfoma, lenf bezlerini ilgilendiren bir hastalık olup, oluşum sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte, enfeksiyonlar, iyonize radyasyon maruziyeti ve vücudun immun sisteminin baskılanması gibi nedenlerin oluşum etkenleri arasında olabileceği yönünde bildirimler bulunduğu, ancak dava konusu olay yönünden, kişide tespit edilen lenfoma ile uygun olmayan koşullarda çalışmaya bağlı yüksek doz radyasyona maruz kalabilme riski arasında illiyet bağı kurulmasına yeter ölçüde tıbbi delil bulunmadığı" yönünde görüş bildirildiği, ancak Mahkemece bu rapor hükme esas almaya elverişli bulunmayarak, dosyada mevcut belgelerin incelenmesi neticesinde, davacının yakalandığı hastalıkta Avcılar Sağlık İstasyonunda radyasyon mevzuatına uygun olmayan bir şekilde çalıştırılmasının etki etmiş olduğu kanaatine varılmak suretiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

A) Temyiz İstemine Konu Kararın, Maddi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi ile Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Reddine İlişkin Kısımlarının İncelenmesi:

İdare ve vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın; davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ve manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B) Temyiz İstemine Konu Kararın, Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:

Olaya yönelik olarak Adli Tıp ... İhtisas Kurulunca hazırlanan raporda, davacıda tespit edilen lenfoma ile davacının uygun olmayan koşullarda çalışmasına bağlı yüksek doz radyasyona maruz kalma riski arasında illiyet bağı kurulmasına yeter ölçüde tıbbi delil bulunmadığı belirtilmiş ise de; raporda davacının Avcılar Sağlık İstasyonunda çalıştığı döneme yönelik olarak yeterli bilimsel değerlendirmelere yer verilmediğinden, anılan raporun hükme esas almaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, İdare Mahkemesince davacının 12/02/2001 tarihinden 29/11/2010 tarihine kadar görev yaptığı Avcılar Sağlık İstasyonununa yönelik dosyadaki bilgi belgeler incelenmek suretiyle ulaşılan tespitler yerinde görülmüş, davacının hodgkin lenfoma hastalığına yakalanmasında, anılan görev yerinde radyasyon mevzuatına uygun olmayan şartlarda çalıştırılmasının katkısının bulunduğunun kabulü gerektiği kanaatine varılmış olup, olay nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi de gözetilerek manevi tatmin sağlayacak, idarenin kusurunu ortaya koyacak makul bir tutarın ödenmesine karar verilmek suretiyle giderilmesi gerekmektedir.

Bu durumda, dava konusu olay nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu görüldüğünden, İdare Mahkemesince manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak hükmedilecek manevi tazminat miktarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, davacı tarafından, dava dilekçesinde, talep edilen 20.000,00 TL maddi tazminatın kesin tanının konulduğu 24/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine yer verilmesine rağmen, temyize konu kararda sadece kabul edilen manevi tazminat istemi yönünden faize hükmedildiği, kabul edilen maddi tazminat istemi yönünden faize yönelik hüküm kurulmadığı görülmüş olup, Mahkeme kararının, kabul edilen maddi tazminat istemi yönünden faize hükmedilmemesine ilişkin kısmında da hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davacının hükmedilen maddi tazminata faiz işletilmemesine yönelik temyiz isteminin kabulüne, diğer kısımlara yönelik temyiz isteminin reddine; davalı idarenin hükmedilen manevi tazminat tutarının yüksek olduğu yönündeki temyiz isteminin kabulüne, diğer kısımlara yönelik temyiz isteminin reddine,

  2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısımlarının ONANMASINA, manevi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin kısmı ile kabul edilen maddi tazminata faiz işletilmemesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,

  3. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

  4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.