Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/2218 E. , 2020/5469 K.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONUNCU DAİRE

Esas No : 2017/2218

Karar No : 2020/5469

DAVACI : … Gıda Dağıtım ve Pazarlama Tic. Ltd. Şti.

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU :

30/06/2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin (Tebliğ No:2017/4) 5. maddesinin (b) ve (c) bentlerinin, 11. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının tamamı ile 4. fıkrasının 2. cümlesinin ve 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :

Davacı tarafından;

-Tebliğin 11. maddesi ile getirilen satış ve tanıtım yasaklarının özelde mülkiyet hakkının, genelde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması anlamına geldiği sınırlama ancak kanunla yapılabileceğinden Anayasaya aykırı olduğu,

-Enerji içecekleri için getirilen sınırlamaların ve etikette bulunması gereken uyarı yazılarına ilişkin düzenlemelerin içerisinde kafein bulunan kola, kahve, çay gibi içeceğe uygulanmamasının ayrımcılık olduğu,

-5996 sayılı Kanun ile enerji içeceklerinin reklam ve tanıtımı konusunda yasaklama yapma yetkisi verilmediği,

-AB ülkeleri ve ABD'de 5. madde ile getirilen değerlerin üzerinde değerler uygulandığı, tebliğle getirilen uyarılardan “çocuklar, hamile/emziren kadınlar, kafeine duyarlı olanlar” şeklinde ve 320 mg/lt den fazla olması halinde konulduğu ,

-2007/26 sayılı Türk Gıda Kodeksi Alkolsüz İçecekler Tebliği ile Tebliğ kapsamına giren tüm içeceklerde kafein oranının enerji içeceklerinde izin verilen oran ile aynı olduğu ancak bunların etiketlerinde sadece “Kafein içerir” uyarısının yer aldığı,

-Türk vatandaşlarının yıl boyunca enerji içeceğinden aldığı kafein miktarının 90 mg olduğu, bunun da bir fincan kahvede bulunan kafein miktarı olduğu,

-Enerji içeceklerine yapılan ayrımcılığın içeriklerinde bulunan, inositol, glukoronolakton, taurin gibi bileşenlerle meşrulaştırılamayacağı,

-AB, ABD ve Avustralya’da enerji içecekleri üzerinde bu bileşenler nedeniyle uyarı etiketi konulmasına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı,

-Taurin maddesinin günlük hayatta tüketilen pek çok besinin (peynir, yoğurt, süt, çikolata, yumurta vb.) içinde yer aldığı,

-Bileşenler yönünden yapılan kısıtlamanın hiçbir bilimsel veriye dayanmadığı, dünya çapında izin verilen miktarlara göre oldukça düşük olduğu,

  • Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu'nun (EFSA) 2015 bilimsel görüşünde günde 400 mg'a kadar alınan kafeinin güvenlik endişesi yaratmadığı, 2009 yılı görüşüne göre de orta derecede kafein ve tipik enerji içeceği bileşenleri alımının tek başına / kombinasyon halinde güvenli olduğu, öte yandan kafein konusunda yapılan en son araştırmalara göre tüm beslenme kaynaklarından orta miktarda kafein tüketiminin güvenli olduğu, tüm yaş gruplarında enerji içeceklerinin kafein alımına az bir katkıda bulunduğu, enerji içeceklerinin piyasaya sunumu ile bu ürünlerin diğer kafein kaynaklarının yerine geçerek kafein alımını arttırmasının söz konusu olmadığı, bütün yaş gruplarında günlük kafein tüketimini azaltmak için en yüksek olasılığın kahve tüketiminin azaltılmasının olduğu,

-Bütün bunlara rağmen Tebliğ ile enerji içeceklerinde kafein ve diğer bileşenlerin miktarlarının EFSA tarafından güvenli bulunan ve 170'ten fazla ülke tarafından da kabul edilmiş olan miktarların çok altında belirlenmesinin bilimsel gerekçelerinin anlaşılamadığı,

-Uyarı ve etiketlerin bilimsel gerekçelere dayanmayıp, ölçülük ilkesine aykırı olduğu, enerji içeceklerine uygulanan uyarılar ile diğer içeceklere ilişkin düzenlemeler arasında ciddi farklar bulunduğu, aynı miktarda kafein içeren kolada sadece “kafein içerir” uyarısı yer alırken, enerji içecekleri bakımından ölçüsüz ve bilimsel dayanaktan yoksun uyarıların yer aldığı,

-EFSA 2015 raporuna göre, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, esnasında ve sonrasında enerji içecekleri dahil makul miktarda kafein tüketilmesinde olumsuz sağlık etkileri olmadığı, tebliğin 12/1-b maddesi ile tüketicinin yanıltıldığı,

-Alkolle tüketildiğinde alkolün olumsuz etkilerini arttırdığı savının son yıllarda çürütüldüğü,

-Kafein-alkol arasında zararlı toksikolojik veya davranışsal etkileşimi teorilerini desteklemediği (2013 Birleşik Krallık Toksisite Komitesi)

-Tebliğin 12. maddesindeki uyarı ifadelerinin tavsiyeyi aşar nitelikte yasaklama şeklinde kaleme alındığı,

-Toplu tüketim yerlerinde reklam/tanıtım yasağının makul/meşru bir gerekçeye dayanmadığı,

-Kanunla Bakanlığa tebliğ ile reklam ve tanıtım yasağı getirme yetkisinin verilmediği, Kanunun 24. maddesinde yanıltıcı reklam yapılamayacağının düzenlendiği, yasak getirme yetkisi verilmediği,

-Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde gıdaların reklam ve tanıtımına ilişkin düzenleme olmadığı,

-Satış ve tanıtım yasaklarının ticaret engelli yarattığı, malların serbest dolaşımını engellediği, taraf olunan uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğu,

-Tebliğin 16. maddesi ile AB Komisyonuna bildirim yapıldığı belirtilse de sürelere uyulup uyulmadığının veya bildirim yapılıp yapılmadığının net olmadığı,

iddialarıyla dava konusu tebliğ maddelerinin iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :

Davalı idare tarafından;

-Kamunun sağlık ve refahının korunması, çocuk ve gençlerin korunması amacıyla kamu yararı gözetilerek gerekli düzenlemelerin yapıldığı,

-Enerji içeceklerinin bileşenlerine ilişkin düzenlemelerin yargı kararları doğrultusunda oluşturulduğu, dava konusu tebliğ ile değişiklik yapılmadığı,

-Satış ve tanıtım yasaklarının ticari faaliyetler için engel teşkil etmediği, yasaklamaların çocukların ve gençlerin korunması, sağlığın korunması ilkeleri gözetilerek risk oranının yüksek olduğu noktalarda alındığı,

-18 yaş altındaki bireylerin korunması adına ebeveyn kontrolünde tüketilmesinin Çocuk Hakları Sözleşmesine ve Anayasal normlara uygun olduğu,

-Yapılan araştırmalarda alkol ile tüketiminin ölümcül risk oluşturduğunun, kafeinin kalp ve damar üzerinde etkilerinin olduğunun anlaşıldığı,

-MEB tarafından alınan kararlarda okul kantinlerinde bazı ürünlerin satışına yasaklar getirildiği, Devlet politikası gereği sağlıklı yaşam hedefinin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenleme yapıldığı,

-Kola ile enerji içeceklerinin kafein oranının aynı olmasına rağmen enerji içecekelri aleyhine ayrımcılık yapıldığı belirtilmişse de okul kantinlerinde kola satışının da yasak olduğu, ayrımcılık yapılmadığı

-Düzenlemeyle ilgili gerekli bildirimlerin yapıldığı, üye ülkelerden ilave görüş gelmediği,

-Düzenlemenin sağlığın korunması, alkol ile birlikte tüketilmesinde ölüm riskinin azaltılması ve çocukların korunması esası ile kamu yararının ve kamu sağlığının gözetildiği

belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Tebliğ maddelerinin tüketiciyi ve halk sağlığını koruma amaçlarına yönelik olduğu, düzenlemelerde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ :Dava, 30.06.2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (2017/4) sayılı Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin, 5. maddesinin 1. fıkrası (b) ve (c) bentlerinin, 11. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının ve 4. fıkrasının 2. cümlesinin, 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin; gerek kafein tüketimi gerekse enerji içecekleri ile ilgili yapılmış olan bilimsel çalışmalarda Bakanlığın çalışmalarını meşru kılacak hiç bir bilimsel veri bulunmadığı, EFSA'nın 2009 yılında hazırladığı bilimsel görüşün hiçbir şekilde dikkate alınmadığı, kafein ve enerji içeceği bileşiminde bulunan diğer bileşenlerin sağlık veya güvenlik endişesi yaratmadığı, enerji içeceğini (kafein harici diğer bileşenleri) tüketmenin, 200 mg'a kadar tekli kafein dozlarının güvenliğini etkilemediği, 200mg'lık kafein yoğun fiziksel egzersizden iki saat önce tüketildiğinde de güvenlik endişelerini artırmadığı, uyarının tavsiye niteliğini aşar nitelikte yasaklama şeklinde kaleme alındığı, Tebliğin AB Komisyonuna bildiriminin gerçekleşmediği, 18 yaş altı kişilere enerji içeceği satışının yasaklanması ile tanıtıma ilişkin yasaklamalar nedeniyle mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı, müşteri ve kâr kaybına uğrayacakları, enerji içeceklerinde izin verilen kafein ve ve diğer bileşenlerin Dünya çapında izin verilen miktara göre düşük olup, bilimsel bulgulara dayanmadığı iddiaları ile iptali istemiyle açılmıştır.

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun, "Gıda ve yem güvenilirliği şartları" başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında, Gıda güvenilirliği şartları belirtilmiş, a) bendinde; Güvenilir olmayan gıda, gıda ile temas eden madde ve malzeme piyasaya arz edilemez. İnsan sağlığı için tehlike oluşturan ve tüketime uygun olmayan gıda, güvenilir olmayan gıda kabul edilir. b) Gıdanın güvenilir olup olmadığının belirlenmesinde, üretim, işleme ve dağıtım aşamaları, etiket bilgileri ve sağlıkla ilgili uyarı niteliğindeki bilgiler ile insanlar tarafından günlük normal kullanım koşulları dikkate alınır. c) Gıdanın insan sağlığına zararlı olup olmadığının belirlenmesinde; tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri yanında, gelecek nesiller üzerindeki etkileri, birikerek artan muhtemel toksik etkileri ve belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri de dikkate alınır." hükmüne,

"Gıda kodeksi" başlıklı 23, maddesinde; (1) Bakanlık, gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerle ilgili asgarî teknik ve hijyen kriterleri, bitki koruma ürünü ve veteriner ilaç kalıntıları, katkı maddeleri, bulaşanları, numune alma, ambalajlama, etiketleme, nakliye, depolama esasları ve analiz metotlarını belirleyen gıda kodeksini hazırlar ve yayımlar. Bakanlık, kodeksin hazırlanmasında ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapabilir ve bu amaçla komisyonlar kurabilir. Bakanlık, uluslararası Kodeks Alimentarius Komisyonunun temas noktasıdır ve konu ile ilgili çalışmaları yürütür. Bakanlık gıda kodeksini hazırlamak üzere Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu oluşturur. (...) (5) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.

"Gıda ve yemde izlenebilirlik ve etiketleme, sunum ve reklâm ile tüketici haklarının korunması" başlıklı 24. Maddesinde; (...) (2) Piyasaya arz edilecek gıda ve yem, izlenebilirliği sağlamak amacıyla, uygun şekilde etiketlenmek veya Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelerle uygun şekilde tanımlanmak zorundadır. (3) Gıda ile ilgili özel mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, gıdanın ve yemin şekli, görünümü, ambalajı, kullanılan ambalaj malzemesi, tasarlanma ve sergilenme şekli, her tür yazılı veya görsel basın aracılığı ile sunulan bilgi dâhil, etiketlenmesi, tanıtımı, reklâmı ve sunumu tüketiciyi yanıltıcı şekilde yapılamaz.(...) (5) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir." hükmü getirilmiştir

Anılan Yasanın verdiği yetkiye istinaden hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği'nin 5. maddesinde; (1) Yatay gıda kodeksinin; a) Gıda katkı maddelerinin kullanımı, etiketlenmesi ve saflık kriterleri, b) Aroma vericiler ve aroma verme özelliği taşıyan gıda bileşenlerinin kullanımı ve etiketlenmesi, e) Gıdaların mikrobiyolojik kriterleri, f) Gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile ilgili genel kurallar, g) Gıdaların etiketlenmesi, gıdalardaki beslenme ve sağlık beyanları, konularını içereceği,kuralı yer almıştır.

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak 30.06. 2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan (2017/4) sayılı Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin 4. maddesinde; a) Enerji içeceği: Kafein içeren, taurin, glukoronolakton, inositol, karbonhidrat, aminoasitler, vitaminler, mineraller ve diğer gıda ve bileşenlerini içerebilen, aromalandırılmış alkolsüz içeceği, ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır.

Adı geçen Tebliğin, ürün özelliklerinin belirlendiği 5. maddesinin 1. fıkrasında; "b) Enerji içeceğinde toplam kafein miktarı 150 mg/L’den fazla olamaz. c) Enerji içeceğinin bileşiminde; İnositol 100 mg/L, -Glukoronolakton 20 mg/L, -Taurin 800 mg/L den fazla olamaz.", "Ambalajlama ve piyasaya arz" başlıklı 11. maddesinin 2.fıkrasında, "Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmez ve reklamı yapılmaz. 3. fıkrasında; On sekiz yaşından küçüklere enerji içeceklerinin satışı yapılmaz." kuralı getirilmiş, "Etiketleme" başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrası b) bendinde, "Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde şu ifade yer almalıdır; “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez.” c)bendinde; Ürünlerin etiketinde EK-1’de tanımlanan x-yüksekliğinin en az 3 mm punto karakter olacak şekilde “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir.” ifadesi bulunmalıdır." kuralı getirilmiştir.

Dava konusu Tebliğin yürürlükten kaldırdığı (2006/47) sayılı Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin 5/1. maddesinde de, " a) Enerji içeceklerinin karbonhidratlardan sağlanan enerji değeri 100 ml’de 45 kcal’den az olmamalıdır. b) Enerji içecekleri özel beslenme amaçlı gıdalar kapsamında değerlendirilmez. c) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin kafein miktarı 150 mg/L’den fazla olmamalıdır. ç) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin bileşiminde; -İnositol 100 mg/L -Glukoronolakton 20 mg/L -Taurin 800 mg/L den fazla olmamalıdır.

"Ambalajlama, etiketleme ve işaretleme" başlıklı 6. maddesinde de, "(1) Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Etiketleme bölümüne ilaveten; a) Enerji içeceklerinin etiketinde, besin öğesi tablosu yer almalıdır. b) Enerji içeceklerinin etiketinde kafein miktarı litrede miligram olarak yer almalıdır. c) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde şu ifade yer almalıdır;

"Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez." ç) Bilimsel gelişmeler ışığında, yukarıda belirtilen uyarılar genişletilebilir." kuralı bulunmaktadır.

Enerji içeceklerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlanması, işlenmesi, muhafazası, depolanması, taşınması ve pazarlanmasını sağlamak üzere bu ürünlerin özelliklerini belirlemek amacıyla dava konusu Tebliğ hazırlanmıştır.

Dava konusu Tebliğin yürürlükten kaldırdığı, yukarıda yer verilen Tebliğin ilgili hükmünün davacı tarafından iptali istemiyle bir davanın açılmadığı, dolayısıyla bu davanın konusu Tebliğ ile daha önce uygulanan ürün bileşiminde bir değişiklik yapılmadığı görülmektedir.

Daha önce de 09.03.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan aynı isimli 2004/11 sayılı Tebliğin 5. maddesinde "c) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin kafein miktarı 350 mg/L'den fazla olmamalıdır. d) Bu Tebliğ kapsamında yer alan enerji içeceklerinin bileşiminde; -Inositol 200 mg/L, -Glukoronolakton 2500 mg/L, -Taurin 4000 mg/L den fazla olmamalıdır." şeklinde yapılan düzenlemede, ürün bileşiminde yer alan oranlar artırılmış, Tebliğde yapılan bu değişiklik Tüketici Hakları Derneği tarafından dava konusu yapılmış ve verilen Onuncu Daire kararında; konuyla ilgili yeni bir düzenleyici işlemin ancak halk sağlığı bakımından yeni bir zorunluluğun doğması ve dayanak yasal düzenlemelerde değişiklik yapılması halinde yeniden düzenlenip yürürlüğe konulabileceği, daha önce hazırlanıp yürürlüğe konulmuş ve dava konusu edilmiş ancak ret ile sonuçlanmış aynı isimli Tebliğin 5. maddesinde düzenlenmiş olan Kafein, İnositol, Glukoronolakton ve Taurin değerlerin yeniden belirlenmesini gerekli kılan bir kamu yararından söz edilmesi olanağı bulunmadığı, kamu sağlığı ve düzeni anlamında yeni hiçbir bilimsel veri ve gereklilik gösterilmediği ve halk sağlığı açısından ciddi riskler doğurabileceği yönünde bilimsel görüşler bulunduğu halde enerji içecekleri bileşiminde bulunan Kafein, İnositol, Glukoronolaktin ve Taurin limitlerinin arttırılmasının halk sağlığı açısından dikkate alındığında, dayanak yasal düzenlemelerde amaçlanan kamu yararına uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2012/1670 sayılı kararıyla; "insan sağlığının, gıda güvenliğinin, çevrenin korunmasının söz konusu olduğu durumlarda konuya ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde yaklaşılması gerekmektedir. Anılan ilkenin gereği olarak da insan sağlığının korunması için önleyici önlemlerin, sadece bilimin gerekli bulguları sağladığı durumlarda değil, sağlayamadığı durumlarda da alınması bir zorunluluktur. Diğer bir anlatımla, bilimsel belirsizliğin kabul edildiği durumlarda, insan sağlığını koruma konusunda gerekli önlemleri almanın zorunlu olduğunun kabulü gerekmektedir.

Enerji içecekleri konusunda yapılan ve dava dosyasında bulunan bilimsel çalışmalar ve görüşler değerlendirildiğinde, üniversite temsilcilerinin bazıları enerji içeceklerinin bileşimindeki limit değerlerin artırılabileceği yönünde görüş bildirirken, bazılarının limit değerlerin yükseltilmesi halinde ciddi olumsuzluklarla karşılaşılabileceğini ifade ettikleri görülmektedir.

Uyuşmazlık yukarıda yer verilen" ihtiyatlılık ilkesi" açısından değerlendirildiğinde, insan sağlığına olumsuz etkisi olabileceği kabul edilen enerji içeceklerinde yer alan limit değerlerin yükseltilmesinin kamu yararına aykırı olduğu açıktır." gerekçesi ile Onuncu Dairenin söz konusu kararı onanmıştır.

Bu durumda, aynı konuda farklı değerlerle yeniden düzenleme yapılabilmesi için halk sağlığı açısından kamu yararı kriterinin aranılması gerektiği yargı kararları ile açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak bir bilimsel gereklilik ve gerçeklikle mevcut değerlerin artırılması mümkün olup, bu konuda daha önceki Daire kararlarında da belirtildiği üzere enerji içeceğini oluşturan içerik değerler bakımından tartışmadan uzak bir şekilde bilimsel gerçekliği ortaya koyan bir standart ve bağlayıcı bir AB mevzuatı bulunmamaktadır. Bu halde yargı kararları ile yön verilen düzenlemede sürecin dikkate alınmaması olanaklı değildir.

Satış ve tanıtım yasakları ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği, müşteri ve kâr kaybına uğranılacağı iddiasına yönelik olarak; Halkın sağlığının, gençlerin ve çocukların korunması Anayasal bir yükümlülük olduğuna göre çocukların ve 18 yaş altı gençlerin kullanımına uygun olduğu tespitinden söz edilemeyecek, bilimsel belirsizliğin devam ettiği, daha fazla bilimsel veri elde edilinceye kadar belli yaş grubunu ve risk faktörü taşıyanları cezbetmesini engellemek adına ürün için yaş sınırlaması getirilebilmesi ve etiketlemede bazı uyarılarda bulunulması ve okul, hastane ve spor tesisleri gibi yerlerde satışının, reklam ve tanıtımının engellenmesinin de tüketicinin korunması adına amaca aykırı bulunmamıştır.

Bu halde, yapılan düzenlemenin geçmişi ve daha önce verilen yargı kararları göz önüne alındığında, yukarıda tek tek hükümlerine yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, davalı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında tüketiciyi ve halk sağlığını korumak amacıyla, bazı ürünlerle ilgili olarak, tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri ile ilgili olarak, hem ülkemiz hem de diğer ülkelerde konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalar, hukuki düzenlemeler ve bilimsel araştırmalar göz önünde bulundurularak, enerji içeceklerinin zararlı olup olmadığı konusunda kamuoyunda ortaya çıkan endişeler de dikkate alınmak suretiyle, belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri ile çocuk ve gençlerin bu tip ürünlere yönelik ilgileri de dikkate alınarak, ürünlerin tüketicilerin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığının kesin olarak ve tarafsız araştırmalarla ortaya konulmasına kadar, belli yerlerde belli kişilere satışı konusunda bazı kısıtlamalar getirme hususunda görev ve yetkisinin bulunduğu görülmekte olup; yapılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. "

Yine davacı tarafından, Tebliğin DTÖ üyelerine bildiriminin usulüne uygun olarak yapılmadığı ileri sürülmüş ise de; davalı idarece bildirimi yapılan Tebliğ için bugüne kadar bir itirazın ulaşmadığı belirtilmektedir. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin uygulanma tarihi 31.12.2019 olarak belirlenirken, dava konusu işlem için uygulanma zorunluluğunun 31.12.2017 olarak belirlendiği, çelişki bulunduğu ileri sürülmüş ise de; Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinin; "Bu Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla, belirli bir gıda veya gıda grubu için hazırlanan gıda kodeksi kapsamında bu gıdalara özel ilave etiketleme kuralları belirlenebilir" şeklindeki 47. maddesi kuralı ve geçici 1. maddesi ile getirilen 31.12.2019 tarihinin ise Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle faaliyet gösteren gıda işletmecileri için bu Yönetmeliğin getirdiği hükümlere uyma yükümlülüğü tarihi olarak kabulü gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 26/11/2020 tarihinde, davacı vekili Av. …'in ve Tarım ve Orman Bakanlığı vekili Hukuk Müşaviri …'nın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

Dava, 30/06/2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin (Tebliğ No:2017/4) 5. maddesinin (b) ve (c) bentlerinin, 11. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının tamamı ile 4. fıkrasının 2. cümlesinin ve 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

İlgili Mevzuat:

Dava konusu tebliğin yayımlandığı tarihte yürürlükte olan 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Görevler" başlıklı 2. maddesinde, "(1) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görevi; bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri üretiminin geliştirilmesi, tarım sektörünün geliştirilmesine ve tarım politikalarının oluşturulmasına yönelik araştırmalar yapılması, gıda üretimi, güvenliği ve güvenirliği, kırsal kalkınma, toprak, su kaynakları ve biyoçeşitliliğin korunması, verimli kullanılmasının sağlanması, çiftçinin örgütlenmesi ve bilinçlendirilmesi, tarımsal desteklemelerin etkin bir şekilde yönetilmesi, tarımsal piyasaların düzenlenmesi gibi ana faaliyet konularının gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak; gıda, tarım ve hayvancılığa yönelik genel politikaları belirlemek, uygulanmasını izlemek ve denetlemektir." hükmüne yer verilmiş; aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü" başlıklı 7. maddesinde, (1) Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır: a) Güvenilir gıda ve yem arzını sağlamak, bu amaçla politikalar oluşturmak ve denetlemek. b) Gıda, gıda katkı maddeleri ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin üretim, işleme ve pazarlama ile ilgili süreçlerin her aşamasındaki izlenebilirliğine yönelik esasları belirlemek.... ğ) Bitki, hayvan, gıda ve yem güvenilirliğini gözeterek tüketiciyi ve halk sağlığını korumak amacıyla tedbirler almak..."hükmü yer almıştır.

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasında;... 3) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,... 24) Gıda: Doğrudan insan tüketimine sunulmayan canlı hayvanlar, yem, hasat edilmemiş bitkiler, tedavi amaçlı kullanılan tıbbî ürünler, kozmetikler, tütün ve tütün mamulleri, narkotik veya psikotropik maddeler ile kalıntı ve bulaşanlar hariç, insanlar tarafından yenilen, içilen veya yenilmesi, içilmesi beklenen işlenmiş, kısmen işlenmiş veya işlenmemiş her türlü madde veya ürün, içki, sakız ile gıdanın üretimi, hazırlanması veya muameleye tâbi tutulması sırasında kullanılan su veya herhangi bir maddeyi,.....38) İzleme: Bu Kanun kapsamındaki faaliyetlerin, bu Kanunla belirlenen esaslara uygunluk durumu hakkında genel bir görüş edinmeye yönelik, planlanmış bir dizi gözlem ve ölçümlerin yürütülmesini, 39) İzlenebilirlik: Üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamaları boyunca bitkisel ürünlerin, gıda ve yemin, gıdanın elde edildiği hayvanın veya bitkinin gıda ve yemde bulunması amaçlanan veya beklenen bir maddenin izinin sürülebilmesi ve takip edilebilmesini.....ifade eder" hükmü; aynı Kanunun "Gıda ve yem güvenilirliği şartları" başlıklı 21. maddesinde, "...c) Gıdanın insan sağlığına zararlı olup olmadığının belirlenmesinde; tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri yanında, gelecek nesiller üzerindeki etkileri, birikerek artan muhtemel toksik etkileri ve belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri de dikkate alınır...e) Gıda, Bakanlıkça belirlenen şartlara uygun olsa bile, gıdanın güvenilir olmadığına dair yeterli şüphe veya sebebin oluşması durumunda, Bakanlık söz konusu gıdanın piyasaya arzını kısıtlayabilir veya piyasaya arz edilen gıdayı toplatabilir. ...(5) Gıda kodeksine aykırı gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzeme üretilemez, işleme tâbi tutulamaz ve piyasaya arz edilemez...(6) Bakanlık, insan sağlığını göz önünde bulundurarak bazı madde ve ürünlerin, gıda olarak veya gıda üretiminde kullanılmalarını kısıtlayabilir, yasaklayabilir ya da kullanımını belirli esaslara bağlayabilir." hükmü yer almaktadır.

5996 sayılı Kanunun "Gıda Kodeksi" başlıklı 23. maddesinde, "Bakanlık, gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerle ilgili asgarî teknik ve hijyen kriterleri, bitki koruma ürünü ve veteriner ilaç kalıntıları, katkı maddeleri, bulaşanları, numune alma, ambalajlama, etiketleme, nakliye, depolama esasları ve analiz metotlarını belirleyen gıda kodeksini hazırlar ve yayımlar. Bakanlık, kodeksin hazırlanmasında ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapabilir ve bu amaçla komisyonlar kurabilir. Bakanlık, uluslararası Kodeks Alimentarius Komisyonunun temas noktasıdır ve konu ile ilgili çalışmaları yürütür. Bakanlık gıda kodeksini hazırlamak üzere Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu oluşturur. Komisyonun üye seçimi, görev süresi, alt komisyon oluşturulması, Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu ve alt komisyonların çalışma usul ve esaslarını belirlemeye Bakanlık yetkilidir. Komisyonun sekretarya hizmetleri Bakanlıkça yürütülür. (2) Bakanlık, tarım ve gıda ile ilgili coğrafi işaret veya geleneksel ürün adlarının kullanımının tescilde belirtilen özelliklere uygunluğunu denetler. (3) Bakanlık, gıda güvenilirliği ile ilgili her türlü araştırma ve projeleri yapar veya hizmet satın alma yoluyla yaptırabilir.(4) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir." hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.

Kanunun "Gıda ve Yemde İzlenebilirlik ve Etiketleme, Sunum ve Reklâm İle Tüketici Haklarının Korunması" başlıklı 24. maddesinde, "(1) Gıda veya yem işletmecileri izlenebilirliği sağlamak amacıyla,üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamalarında, sorumluluğundaki gıda veya yemin, gıda veya yeme ilave edilecek her türlü maddenin ve gıdanın elde edildiği hayvanın takibinin yapılabilmesi için, bir sistem oluşturmak ve talep hâlinde bu bilgileri Bakanlığa sunmak zorundadır. (2) Piyasaya arz edilecek gıda ve yem, izlenebilirliği sağlamak amacıyla, uygun şekilde etiketlenmek veya Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelerle uygun şekilde tanımlanmak zorundadır. (3) Gıda ile ilgili özel mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, gıdanın ve yemin şekli, görünümü, ambalajı, kullanılan ambalaj malzemesi, tasarlanma ve sergilenme şekli, her tür yazılı veya görsel basın aracılığı ile sunulan bilgi dâhil, etiketlenmesi, tanıtımı, reklâmı ve sunumu tüketiciyi yanıltıcı şekilde yapılamaz. (4) Gıda ve yemde taklit ve tağşiş yapılamaz. (5) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir." hükmü; "Risk analizi, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve ihtiyati tedbirler" başlıklı 26. maddesinde ise, "(1) Gıda, yem ve bitki sağlığı ile ilgili işlemlerde, insan sağlığı ve yaşamının azamî düzeyde korunmasının sağlanabilmesi için, risk analizine dayanılması zorunludur. Risk analizi yapılmasına uygun olmayan ya da tedbirin niteliğine göre risk analizi uygulanamayan durumlarda bu hüküm uygulanmaz. (2) Bağımsız, tarafsız, şeffaf ve bilimsel esaslara göre risk değerlendirmesi yapmak üzere; araştırma kurumları, araştırma enstitüleri, üniversitelerin konu ile ilgili fakültelerinin temsilcileri ile gerektiğinde diğer uzman kişilerin katılabileceği, konularına göre risk değerlendirme komisyonları oluşturulur. Komisyonların yapacağı risk değerlendirme sonuçları tavsiye niteliğindedir. Bu komisyonların sekretaryasını yürütmek üzere Bakanlıkça risk değerlendirme birimi kurulur. Risk değerlendirme birimi ulusal ve uluslararası benzeri kuruluşlarla işbirliği yapabilir. (3) Risk yönetimi ve risk iletişimi, risk değerlendirme sonuçları ve bilimsel veriler, tartışılan konu ile ilgili diğer faktörler ve ihtiyatlılık ilkesi dikkate alınarak Bakanlık tarafından yapılır. (4) Bakanlık, belgelere erişim konusundaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, bir gıda ve yemin insan ve hayvan sağlığı açısından risk oluşturabileceğinden şüphe duyulması üzerine, riskin mahiyeti, ciddiyeti ve büyüklüğüne göre, riski önlemek, azaltmak veya yok etmek için alınan ya da alınması öngörülen önlemleri belirler; riskin mahiyeti ve alınan tedbirler hakkında kamuoyunu bilgilendirir.(5)Elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi sonucunda, herhangi bir gıda veya yemin insan ve hayvan sağlığı üzerinde zararlı bir etkisinin olması ihtimali belirmesine rağmen, bilimsel belirsizliklerin devam etmesi durumunda, kapsamlı bir risk değerlendirmesine imkân sağlayacak daha fazla bilimsel veri elde edilinceye kadar, Bakanlık geçici olarak üretimin durdurulması, piyasaya arz, tüketimi engelleme, toplatma ve benzeri ihtiyati tedbirlere başvurabilir. İlgililerin, Bakanlığın belirlediği ihtiyati tedbirlere uyması zorunludur. ... (6) Bakanlık, bitki, bitkisel ürün, gıda, yem ve canlı hayvanlarda pestisit, farmakolojik etkili maddeler, ağır metaller, mikotoksinler ve mikroorganizmalar gibi istenmeyen maddelerin kontrolü amacıyla, numune almak, gözlem, ölçüm ve değerlendirme yapmak suretiyle izleme yapar. Elde edilen veriler risk değerlendirmesi ve risk iletişiminde kullanılır. (7) Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir." hükmü yer almaktadır.

26/01/2017 tarih ve 29960 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksi Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'nin "Özel etiketleme kuralları" başlıklı 47. maddesinde, "(1) Bu Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla, belirli bir gıda veya gıda grubu için hazırlanan gıda kodeksi kapsamında bu gıdalara özel ilave etiketleme kuralları belirlenebilir." hükmüne yer verilmiş; yine aynı Yönetmeliğin "Uygulamaya ilişkin ilave düzenlemeler" başlıklı 48. maddesinde ise, "(1) Gerek görüldüğünde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulamasına yönelik hazırlanacak talimat veya kılavuzlar, Bakanlık internet sitesinde yayımlanır. (2) Gıda hakkında bilgilendirme mevzuatı kapsamında halk sağlığı üzerine etki etmesi muhtemel tedbirler Bakanlık tarafından değerlendirilir." düzenlemesi bulunmaktadır.

30/06/2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin (Tebliğ No:2017/4) "Ürün özellikleri" başlıklı 5. maddesinde, " (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin özellikleri aşağıda verilmiştir:

a) Enerji içecekleri özel beslenme amaçlı gıdalar kapsamında değerlendirilmez.

b) Enerji içeceğinde toplam kafein miktarı 150 mg/L’den fazla olamaz.

c) Enerji içeceğinin bileşiminde;

-İnositol 100 mg/L

-Glukoronolakton 20 mg/L

-Taurin 800 mg/L

den fazla olamaz.

ç) Enerji içeceklerine bileşen olarak etil alkol ilave edilmez. Ancak ürünü oluşturan bileşenlerin çözündürülmesi, taşınması gibi işlemlerde kullanılabilen, bileşenlerde doğal olarak bulunabilen, üretim aşamasında oluşabilen ve son ürüne taşınan etil alkol miktarı en fazla 3,0 g/L olur.

d) Bileşiminde kafein ile birlikte taurin, inositol ve glukoronolakton maddelerinden birini veya birkaçını içeren aromalandırılmış alkolsüz içecekler enerji içeceği dışında başka bir gıda adı ile piyasaya arz edilemez.

e) Meyveli olarak adlandırılan enerji içeceklerinde meyve oranı, gazlı olanlarda ağırlıkça en az % 4, gazsız olanlarda ise ağırlıkça en az % 10 olmalıdır.

f) Enerji içeceklerinde şeker yerine veya şeker ile birlikte 30/6/2013 tarihli ve 28693 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğine uygun olarak tatlandırıcılar kullanılabilir.

g) Enerji içecekleri bileşen olarak diğer gıdalarda kullanılmaz." hükmü; "Ambalajlama ve piyasaya arz" başlıklı 11. maddesinde, "(1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin ambalajlarında, 29/12/2011 tarihli ve 28157 üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Yönetmeliğinde yer alan hükümler uygulanır.

(2) Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmez ve reklamı yapılmaz.

(3) On sekiz yaşından küçüklere enerji içeceklerinin satışı yapılmaz.

(4) Bu Tebliğin 12 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerindeki uyarıları tüketicinin görebilmesi için enerji içecekleri son tüketiciye ambalaj bütünlüğü korunarak sunulur. Toplu tüketim yerlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak enerji içeceği reklam ve tanıtımı yapılamaz. " hükmü, "Etiketleme" başlıklı 12. maddesinde; "(1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde, 26/1/2017 tarihli ve 29960 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği hükümleri uygulanır. Bu genel hükümlere ek olan hükümlere aşağıda yer verilmiştir.

a) Enerji içeceklerinin etiketinde kafein, taurin, glukoronolakton, inositol, aminoasitlerin miktarı litrede miligram olarak yer almalıdır.

b) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde şu ifade yer almalıdır; “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez.”

c) Ürünlerin etiketinde EK-1’de tanımlanan x-yüksekliğinin en az 3 mm punto karakter olacak şekilde “Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir.” ifadesi bulunmalıdır." hükmü yer almaktadır.

30/06/2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği (Tebliğ No:2017/4) ile yürürlükten kaldırılan 04/10/2006 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliğinin (Tebliğ No:2006/47) "Ürün özellikleri" başlıklı 5. maddesinde, "(1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin özellikleri aşağıda verilmiştir:

a)Enerji içeceklerinin karbonhidratlardan sağlanan enerji değeri 100 ml’de 45 kcal’den az olmamalıdır.

b)Enerji içecekleri özel beslenme amaçlı gıdalar kapsamında değerlendirilmez.

c)Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin kafein miktarı 150 mg/L’den fazla olmamalıdır.

ç) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin bileşiminde;

-İnositol 100 mg/L

-Glukoronolakton 20 mg/L

-Taurin 800 mg/L

den fazla olmamalıdır.

d)Alkol miktarı hacmen % 0,05 den fazla olmamalıdır.

e)Enerji değeri azaltılmış ürünlerde (a) bendinde yer alan hüküm uygulanmaz." hükmüne; "Ambalajlama, etiketleme ve işaretleme" başlıklı 6. maddesinde de, "(1) Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Etiketleme bölümüne ilaveten;

a) Enerji içeceklerinin etiketinde, besin öğesi tablosu yer almalıdır.

b) Enerji içeceklerinin etiketinde kafein miktarı litrede miligram olarak yer almalıdır.

c) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde şu ifade yer almalıdır;

"Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir. Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir. Günlük 500 ml’den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez."

ç) Bilimsel gelişmeler ışığında, yukarıda belirtilen uyarılar genişletilebilir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Enerji içecekleri ile ilgili ilk düzenleme olan 2002/24 sayılı Tebliğde kafein oranı 150 mg, inositol oranı 100 mg, glukoronolakton oranı 20 mg, taurin oranı 800 mg iken 2004/11 sayılı Tebliğ ile kafein oranı 350 mg, inositol oranı 200 mg, glukoronolakton oranı 2500 mg, taurin oranı 4000 mg'a çıkarılmış; 2004/11 sayılı Tebliğe karşı açılan davada Danıştay Onuncu Dairesinin 14/02/2007 tarih ve E:2004/7539, K:2007/425 sayılı kararı ile tebliğin iptaline karar verilmiş; anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2012 tarih ve E:2007/2265, K:2012/1670 sayılı kararı ile "Anayasanın 56. maddesinde; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu ve Devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevli bulunduğu hükmüne yer verilmiştir.

1992 yılında Rio de Janerio'da yapılan "Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı"nda çevrenin ve insan sağlığının korunmasına yönelik olarak kabul edilen temel ilkeler arasında "İhtiyatlılık İlkesi" ne yer verilmiş olup, bu ilke uyarınca çevreyi korumak için ihtiyati (ön tedbirci) yaklaşımın devletlerin kendi kabiliyetlerine göre geniş olarak uygulanacağı, ciddi ve geri dönüştürülemez hasar tehlikesi olan yerlerde tam bilimsel kesinlik eksikliğinin çevresel kirlenmenin önlenmesi için gecikmenin sebebi olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere, insan sağlığının, gıda güvenliğinin, çevrenin korunmasının söz konusu olduğu durumlarda konuya ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde yaklaşılması gerekmektedir. Anılan ilkenin gereği olarak da insan sağlığının korunması için önleyici önlemlerin, sadece bilimin gerekli bulguları sağladığı durumlarda değil, sağlayamadığı durumlarda da alınması bir zorunluluktur. Diğer bir anlatımla, bilimsel belirsizliğin kabul edildiği durumlarda, insan sağlığını koruma konusunda gerekli önlemleri almanın zorunlu olduğunun kabulü gerekmektedir.

Enerji içecekleri konusunda yapılan ve dava dosyasında bulunan bilimsel çalışmalar ve görüşler değerlendirildiğinde, üniversite temsilcilerinin bazıları enerji içeceklerinin bileşimindeki limit değerlerin artırılabileceği yönünde görüş bildirirken, bazılarının limit değerlerin yükseltilmesi halinde ciddi olumsuzluklarla karşılaşılabileceğini ifade ettikleri görülmektedir.

Uyuşmazlık yukarıda yer verilen" ihtiyatlılık ilkesi" açısından değerlendirildiğinde, insan sağlığına olumsuz etkisi olabileceği kabul edilen enerji içeceklerinde yer alan limit değerlerin yükseltilmesinin kamu yararına aykırı olduğu açıktır." gerekçesi eklenerek reddedilmiş; karar düzeltme istemi de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/03/2015 tarih ve E:2013/1484, K:2015/752 sayılı kararı ile reddedilmiş; Danıştay Onuncu Dairesinin 14/02/2007 tarih ve E:2004/7539, K:2007/425 sayılı kararı üzerine 2005/7 sayılı Tebliğ ile kafein oranı 0-150 mg düşük/ 150-320 mg yüksek, inositol oranı 200 mg, glukoronolakton oranı 2400 mg, taurin oranı 4000 mg olarak belirlenmiş, 2005/7 sayılı Tebliğe karşı açılan davada Danıştay Onuncu Dairesinin 31/12/2007 tarih ve E:2005/1077, K:2007/6689 sayılı kararı ile tebliğin iptaline karar verilmiş; anılan karara karşı yapılan temyiz başvurusu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2012 tarih ve E:2008/1321, K:2012/1671 sayılı kararı ile reddedilmiş; karar düzeltme istemi de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/03/2015 tarih ve E:2013/3288, K:2015/753 sayılı kararı ile reddedilmiş; Danıştay Onuncu Dairesinin 31/12/2007 tarih ve E:2005/1077, K:2007/6689 sayılı kararı üzerine 2006/5 sayılı Tebliğ ile kafein oranı 150 mg, inositol oranı 200 mg, glukoronolakton oranı 2400 mg, taurin oranı 4000 mg olarak belirlenmiş, 2006/5 sayılı Tebliğe karşı açılan davada Danıştay Onuncu Dairesinin 17/08/2006 tarih ve E:2006/1846 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, 2006/47 sayılı Tebliğ ile 2002/24 sayılı Tebliğde olduğu gibi kafein oranı 150 mg, inositol oranı 100 mg, glukoronolakton oranı 20 mg, taurin oranı 800 mg olarak belirlenmiş, dava konusu tebliğde de aynı oranlar (kafein oranı 150 mg, inositol oranı 100 mg, glukoronolakton oranı 20 mg, taurin oranı 800 mg) kabul edilmiştir.

Enerji içecekleri ile ilgili olarak farklı değerlerle yeniden düzenleme yapılabilmesi için halk sağlığı açısından kamu yararı kriterinin aranılması gerektiği yargı kararları ile açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak bir bilimsel gereklilik ve gerçeklikle mevcut değerlerin artırılması mümkün olup, bu konuda daha önceki Danıştay kararlarında da belirtildiği üzere enerji içeceğini oluşturan içerik değerler bakımından tartışmadan uzak bir şekilde bilimsel gerçekliği ortaya koyan standart ve bağlayıcı bir AB mevzuatı bulunmamaktadır. Bu nedenle konuya ilişkin yargı kararları da dikkate alınarak yapılan düzenlemede sürecin dikkate alınması gerektiği açıktır.

Enerji içecekleri ile ilgili olarak dava konusu Tebliğin 5. maddesinin (b) ve (c) bentlerinde belirlenen oranların konuyla ilgili ilk düzenleme olan 2002/24 sayılı Tebliğ ile getirildiği; bu oranlarda yapılan değişikliklerin Danıştay kararları ile hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi üzerine 2006/47 sayılı Tebliğ ile 2002/24 sayılı Tebliğdeki oranların aynen kabul edildiği, dava konusu tebliğde de aynı oranların kabul edildiği, dava konusu oranların 2006 yılından itibaren uygulanmakta olduğu; anılan oranların arttırılmasının bilimsel bir gereklilik olmadığı; insan sağlığına olumsuz etkisi olabileceği kabul edilen enerji içeceklerinde yer alan limit değerlerin halk sağlığı açısından kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmaktadır.

Satış ve tanıtım yasakları ile ilgili olarak, halk sağlığının, gençlerin ve çocukların korunması Anayasal bir yükümlülük olup, çocukların ve 18 yaş altı gençlerin kullanımına uygun olduğu yönünde tartışmadan uzak bilimsel tespitlerin olmadığı, bilimsel belirsizliğin devam ettiği, daha fazla bilimsel veri elde edilinceye kadar belli yaş grubunu ve risk faktörü taşıyanları cezbetmesini engellemek adına ürün için yaş sınırlaması getirilmesi ve etiketlemede bazı uyarılarda bulunulması ve okul, hastane ve spor tesisleri gibi yerlerde satışının, reklam ve tanıtımının engellenmesinin de tüketicinin korunması adına amaca uygun olduğu kanaatine varılmaktadır.

Bu durumda, yapılan düzenlemenin geçmişi ve daha önce verilen Danıştay kararları da birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda hükümlerine yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, davalı Tarım ve Orman (mülga Gıda Tarım ve Hayvancılık) Bakanlığı'nın görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında, insan sağlığını göz önünde bulundurarak bazı madde ve ürünlerin gıda üretiminde kullanılmalarını kısıtlayabileceği, kullanımını belirli esaslara bağlayabileceği, tüketiciyi ve halk sağlığını korumak amacıyla, bazı ürünlerle ilgili olarak, tüketenin sağlığı üzerinde ani, kısa veya uzun vadede oluşturabileceği muhtemel etkileri ile ilgili olarak, hem ülkemiz hem de diğer ülkelerde konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalar, hukuki düzenlemeler ve bilimsel araştırmalar göz önünde bulundurularak, enerji içeceklerinin zararlı olup olmadığı konusunda kamuoyunda ortaya çıkan endişeler de dikkate alınmak suretiyle, belirli tüketici gruplarının özel sağlık hassasiyetleri ile çocuk ve gençlerin bu tip ürünlere yönelik ilgileri de dikkate alınarak, ürünlerin tüketicilerin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığının kesin olarak ve tarafsız araştırmalarla ortaya konulmasına kadar, belli yerlerde belli kişilere satışı konusunda bazı kısıtlamalar getirme hususunda görev ve yetkisinin bulunduğu görülmekte olup; dava konusu Tebliğ maddeleri ile yapılan düzenlemelerin yukarıda belirtilen tüketiciyi ve halk sağlığını koruma amaçlarına yönelik olduğu, düzenlemelerde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. 30/06/2017 tarih ve 30110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği'nin (Tebliğ No:2017/4) 5. maddesinin (b) ve (c) bentlerinin, 11. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının tamamı ile 4. fıkrasının 2. cümlesinin ve 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin iptali istemiyle açılan DAVANIN REDDİNE,

  2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

  3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,

  4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

  5. Bu kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.